Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı

Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı bugün TBMM'de görüşülecek. Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile İçişleri Komisyonları Raporları bugün meclisin gündeminde yer alıyor.

Mimarlar Odası'nın tasarıyla ilgili değerlendirmesini resmi İnternet sitesinde sunuyor. Bu değerlendirmenin gerekçesi, sonuç ve önerileri aşağıdaki gibidir:

“ŞEHİRCİLİK SÖYLEMİYLE” İMAR AFFI

- Yeni bir “İmar Affı”, bu kez de “şehircilik söylemiyle” ve “planlamaya bağlanarak” gündemde !..
- Tarihi kent merkezleri “gerekçe” gösterilerek hazırlanan tasarı; “yasa dışı işgal bölgeleri”ni kalıcı kılacak olanaklar sağlıyor…
- Yeni Koruma Yasası’ndaki “meslek odaları ve üniversitelerle ortak çalışma” olanakları, tasarıda terk ediliyor.
- Büyükşehirlerde “kentsel bütünlük” ve “kentsel esenlik” gözetilmeden “yerel imar affı” bölgeleri yaratılıyor…
- “Kentsel Dönüşüm” kavramı, “kentsel talanın yeniden düzenlenmesi” olarak kanunlaşıyor…

Başbakanlık tarafından 01.Mart.2005 tarihiyle TBMM Başkanlığı’na iletilen ve bugünlerde TBMM Komisyonlarında görüşülmeye başlanan “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı”, ülkemizdeki son 50 yıla damgasını vuran plansız ve yasadışı yapılaşmanın “affı” geleneğiyle uyum içindedir.

İmar aflarının sadece kentler üzerindeki tahribatının değil, toplumsal kültürü yozlaştıran, ekonomiyi emlak ve arazi rantına bağlayan ve arazi spekülasyonundan beslenen siyaseti güçlendiren yönleriyle de sorgulandığı bir süreçte, yeni bir imar affı dalgasının bu kez de “şehircilik kuralları”’nın alt üst edilmesiyle; sözde “bilimsel bir söylemle” ve hatta “tarihi kent merkezleri” gerekçe gösterilerek gündeme getirilmesi, imar aflarına tepkili kamuoyunun da bir anlamda yanıltılarak, kentsel talana dayalı imar politikalarına olan “bağımlılığın” sürdüğünü de göstermektedir.

SONUÇ ve ÖNERİLER

-“Kentsel Dönüşüm” kavramının, üniversitelerin ve meslek odalarının da katılımı ve mutabakatıyla kesin, açık, bilimsel ve “farklı amaçlara hizmet etmeyecek” şekilde tanımı yapılmalıdır. Yasanın ilk maddesinde bu tanım yer alarak, hukuksal güvenceye alınmalıdır.

-Tasarı ile öncelikle ve önemle 5226 sayılı kanunla yenilenen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası ve gündemde bulunan yeni İmar ve Şehircilik Yasa Taslağı arasında uyum sağlanmalıdır. Gerekçe metnindeki asıl amaç, yıpranmış ve bozulmuş tarihi kent merkezlerinin kurtarılması ve yaşatılması olduğuna göre, buralardaki kentsel dönüşüm alanı kararlarında “sit sınırları” uygulaması esas alınmalıdır.

-Kentsel Dönüşüm planlarının, aynı zamanda “koruma amaçlı planlar” olması ve kentsel bütünlüğü gözeten “nazım plan”larla ilişki içinde üretilmesi yönünde bağlayıcı hükümler getirilmelidir.

-Bu uygulamanın, kamu yararına ve gelecek kuşaklar için zorunlu “imar yasağı” getirilmiş doğal, ekolojik ve kültürel koruma bölgelerindeki ve “orman alanlarındaki” yasa dışı kentsel oluşumların “kalıcı” kılınması amacına kesinlikle hizmet edemeyeceğine yönelik açık hükümlere yer verilmeli ve yaptırımlı önlemleri alınmalıdır.

Türkiye’deki hemen tüm kentlerin tarihsel önemlerine ve değerlerine yakışır bir niteliğe kavuşmaları için çok önem taşıyan böyle bir yasanın, ilgili üniversiteler, meslek odaları ve diğer kurumlarla ortak çalışmalar yapılarak ve görüş birliği içinde hazırlanması gerekmektedir. Bu nedenle tasarının geri çekilerek, geniş katılımlı bir ortamda yeniden tartışılarak düzenlenmesi, öncelikli talebimiz ve beklentimizdir.

Değerlendirme metni için tıklayınız.