“Şehircilik Seferberliğine Devam Ediyoruz”



Sabah Gazetesi ile ekonomi kanalı A Para’nın ortaklaşa düzenlediği 3. Türkiye 2023 Zirvesi’ne video mesaj yollayarak katılan Bakan Kurum, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında sanayisiyle, tarımıyla, enerjisiyle ve şehirciliğiyle her alanda dünyanın en başarılı ülkeleri arasında yer almak istiyoruz. Çağının çok ötesine, geleceğe hitap eden, gelecek nesilleri anlayan şehirler ve kendini dünyaya anlatan şehirler inşa etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz.” dedi.

Tüm şehirlerimizin gelecek 50 yılını, 100 yılını planladıklarını ifade eden Murat Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonuçta geleceğin şehirlerini projelendiriyoruz. Bize göre bir şehrin hem geleceğe hitap etmesi hem de bizi temsil etmesinin ilk koşulu, insanların can emniyetinin en yüksek derecede korunmasıdır. Yine bu şehirde insanların inanışlarını, geleneklerini, komşuluk ilişkilerini en güzel şekilde yaşayabileceği bir düzenin kurulmuş olmasıdır. Eğer bir şehre, akıllı marka veya geleceğin şehri demek istiyorsak, orada okullarıyla, parklarıyla, yeşil alanlarıyla, kreşleriyle, kütüphaneleriyle, sosyal, kültürel ve tarihi alanlarıyla gelecek nesillerin yetiştirileceği ortamın en iyi şekilde sunulması gerekir. Bizim şehrimiz milletimizin zihnine ve düşüncesine zarar verecek ses, gürültü, hava ve su kirliliklerini gidermiş, bu gibi sorunların olmadığı şehirlerdir. Yine bize göre şehir dediğin, estetik, silüet, tarihi ve kültürel doku, yeşil alan açısından son derece güzel ve korunmuş olmalıdır. Hülasa, aslında, yaşlı, kadın, çocuk, engelli dostu olmayan, günün 24 saati sokaklarında huzurun kol gezmediği şehir akıllı değildir. Yarınların şehri de olamaz. İnsanı öncelemeyen, dört bir yanında ilim, irfan, sanat olmayan bir şehrin, en yüksek teknolojilerle donatılması bir anlam ifade etmez. İşte hem kadim değerlerimiz, hem de teknolojileri belli bir dengede tutarak, 81 il 922 ilçemizin tamamını 2023’e, 2053’e, 2071’e hazırlıyoruz.”

Reklam Goruntulenme Bolumu

“Türkiye mekansal strateji planını tamamladık”
Tarımdan sanayiye, ulaşımdan yeşil alanlara kadar şehirlerin asırlık planlarını ortaya koyan Türkiye Mekansal Strateji Planı’nı tamamladıklarını ifade eden Bakan Kurum, merkezinde insan olan, kentsel dönüşümle afetlere hazır, kimlikli, engelli dostu şehirleri de inşa etmeye gayret gösterdiklerinin altını çizdi. Yatay mimariye sadık kalarak, dar gelirli vatandaşları ev sahibi yapmak için on binlerce yeni sosyal konut ürettiklerine dikkat çeken Murat Kurum, millet bahçeleri ile ekolojik koridorlar ve yeşil alanların sayılarını artırdıklarını söyledi. Şu anda Türkiye’nin doğal koruma alanının yüzde 9 olduğunu ifade eden Murat Kurum, bu rakamı yüzde 17’ye çıkarmak için gece gündüz çalıştıklarını anlattı.

Geleceğin şehirleri masaya yatırıldı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açılış konuşmasının ardından başlayan Geleceği Şehirleri Paneli’nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü Erdal Kayapınar, GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ve DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz Sabah Gazetesi Ekonomi MüdürYardımcısı Dilek Güngör’ün sorularını cevapladı.

Akıllı şehirler konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çalışma başlattığını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver, tüm şehirlerin entegre olduğu bir sisteme ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

Pandemi süreciyle birlikte çok hızlı bir dönüşüm başladığına dikkat çeken Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, “Dönüşüp, değişiyoruz. Pandemi hepimizi birçok karar almak zorunda bıraktı. Gördük ki evler insanların kalesi.” dedi. Türkiye’de inşaat sektörünün çok önde olduğuna vurgu yapan Özdemir, “İnşaat konusunda Çin’in Türkiye’nin rakibi olduğu söylenir. Ancak, Türkiye’nin yaptığı projeler yurtdışında çok daha fazla tercih ediliyor. Pandemi sebebiyle ya da başka felaketler sebebiyle ihtiyaçlar değişiyor. Bunlara çok hızlı cevap verebilmek çok önemliydi ve bunu başardık.” diye konuştu.

Koronavirüs salgınının bireyleri karantinaya aldığı gibi şehirleri de karantina altına aldığını vurgulayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü Erdal Kayapınar, “Şehirler küresel boyutta yavaşladı, hareketleri kısıtlandı. Bu bizi teknolojiyi daha fazla kullanmaya itti. Hem yaşamda hem de planlamada teknolojiyi ağırlıklı olarak kullanmaya başladı. Bakanlık olarak Mekansal Strateji Planı’nı planlama hiyerarşisine kattık. Yaklaşık 2 yıldır bu planı yürütüyoruz. Bu bizim geleceğimize değer katacak bir plan. Bu plan, ülkemiz üzerinde şehirlerin, bölgelerin sahip olduğu potansiyelleri ortaya koymak için yönlendirme planıdır. Burada teknolojiyi de kullanarak standartları belirledik. Bu verilerin bakanlık arşivine aktarılmasını ve verilerin alınabilmesini sağladık. Bundan önce çevre düzeni planları vardı. Bunlar tamamlandı. Önümüzdeki dönemde teknolojiyi de kullanarak eksiklerini tamamlayacağız.” dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Kentlerin gittiği bir yön olduğunu, 2050’de 2,5 milyar insanın kent hayatına katılacağını ifade eden GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Pandemi sürecinin bu durumu çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü dünyada geçmişte de pandemiler yaşandı. Şehirleşme yine arttı. Çin şu anda şehirleri birleştirerek 100 milyon nüfuslu şehirler oluşturmayı hedefliyor, bunun için çalışıyor. Mega şehirler inşa etmek istiyor.” dedi.

Korona nedeniyle kişisel alanların ve kişisel eşyaların değerinin ön plana çıktığını dile getiren Kalyoncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Korona ile birlikte Türkiye’nin şartlarının ne kadar üst düzeyde olduğu görüldü. En gelişmiş ülkeler, kentler olarak gördüğümüz yerlerin aslında çevik olmadığını gördük. Türkiye farkını ortaya koydu. Hastaneler, otoyollar, havalimanları, insanlara hizmetin gidebilmesi için gerekli şartların var olduğu görüldü. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta ise projeleri kendi insanlarımız ile yapmamız. Belki dünyanın çeşitli noktalarında daha iddialı projeler vardır. Ancak biz kendi insanlarımızla yapıyoruz.”

Koronavirüsün herkesin hayatına dokunduğunu söyleyen DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Koronavirüs bir kırılma noktası oldu. Bizim sektörümüzü de çok etkiledi. Özellikle barınma alanları yapan şirket olarak, daha fazla neler yapabiliriz diye düşündük. Sokağa çıkma yasağı haricinde uzman kadrolarımızı şirkette tutarak çalışmalar yaptık. 58 bin 300 kişiye dokunarak nasıl ev istediklerini soruduk. Burada 5 ana kriter ortaya çıktı. Yeşil alanı olması, yürüyerek çıkılabilecek yükseklikte olması, bahçeli, teraslı ya da balkonlu olması, havalandırma sisteminin çok iyi olması ve son olarak ise depreme dayanıklılık... Biz de projelerimizi bu yönde revize ettik.” ifadelerini kullandı.