02 Aralık 2010

Japonya endişe yaratıyor

Müzakerelerin ikinci gününde (30 Kasım) Japonya Kyoto protokolünün uzatılmasına karşı çıkarak endişe yarattı. Japonya Ekonomi Ticaret ve Endüstri Bakanlığı yetkilisi Jun Arima, ülkesinin hiçbir koşulda veya hiçbir şart altında Kyoto Protokolünde yer alan hedefe katılmayacağını belirtti. Japonya bu şekilde Kyoto Protokolü’nün 2012’ye yönelik müzakerelerinin de önünü tıkamış oldu. Care International'dan Poul Erik Laurisden, bu gelişmeyi kötü bir müzakere başlangıcı olarak yorumlayarak diğer ülkelerin Japonya'nın tutumunu örnek alabileceklerinin tehlikesinin bulunduğunu söyledi.

Günün fosili Japonya

Climate Action Network tarafından 1999 yılından beri iklim görüşmelerinde performansı kötü olan ülkelere verilen “günün fosili ödülü” 30 Kasım’da Japonya ‘nın oldu. Japonya ödülü Kyoto protokolünün devamlılığını engelleme çabaları nedeniyle aldı.

Lula Silva, Cancun’dan umutsuz  

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva Amazon yağmur ormanlarındaki yok oluş oranının yüzde 14’e düşüşünün kutlandığı törende COP16’dan bir sonuç beklemediğini açıkladı. Lula Silva, önemli liderlerin ve çevre bakanlarının çoğunun orada olmadığını ve bu şekilde bir ilerleme olmayacağını belirtti. Lula Silva, küresel müzakerelerde ne olursa olsun Brezilya’nın sera gazı salımlarını 2020 yılına kadar %39 keseceğini belirtti. Devlet başkanının katılmadığı zirvede Brezilya’yı Çevre Bakanı Isabella Teixeira temsil ediyor.                 
 
İklim değişikliği ve medya

Internews, Panos ve International Institute for Environment and Development (IIED) kuruluşlarının işbirliğiyle oluşturulan iklim Değişikliği Medya Ortaklığı (CCMP), iklim değişikliği alanında haber yapan gazetecilere yönelik olarak destek veren bir birlik. İklim değişikliğine ilişkin karmaşık bilimsel verilerin ve konuların kamuoyu ile anlaşılabilir bir şekilde paylaşılması yönünde muhabirlere ve gazeticilere müzakereler sırasında gerçekleştirilen atölye çalışmaları ve teknik bilgilendirme toplantılarıyla destek veren CCMP , son üç BMİDÇS sürecinde 43’den fazla gelişmekte olan ülkeyi temsilen 100’den fazla muhabire destek verdi. Hükümetler, özel sektör ve yerel yönetimlerin iklim değişikliğinin geri dönüşü olmayan seviyeye gelmeden mücadelesinde hem sürece neden olan hem de çözüme katkı sağlayan paydaşlar. Ancak bir paydaş grubu daha var ki o da yaptığı bilgilendirmeler ile iklim değişikliği konusunda halkın bilgilendirilmesi ve bunun ne anlama geldiğinin halk dilinde anlatılması, bilimsel çalışmaların kamuoyu ile doğru bir şekilde paylaşılması, gerek müzakerelerde gerek iklim ile savaşım ve uyumda ülke düzeyinde atılan adımların düzenli takipi ile hükümetler üzerinde itici bir güç olabilecek MEDYA sektörü. Geçtiğimiz yıl COP15 öncesinde, iklim alanında kamuda heyecanın yaratılmasında yazılı ve görsel medyanın önemli bir rolü vardı. Her ne kadar bu heyecanın azalmasında COP15’in zayıf bir sonucu olan Kopenhag Uzlaşması suçlansa da, burada zayıf ya da güçlü bir sonuca bakmaksızın, iklim krizinin “bir yaşam hakkı sorunu” olduğu bilinciyle, medyanın yapılan güncel haberler aracılığıyla bu süreçte nabzın yüksek kalmasını sağlaması gerekiyor.

İklim değişikliği bir risk midir?

Think-tank -düşünce ve strateji geliştirme kuruluşu olan SustainAbility’nin başkanı Geoff Lye, Stakeholderformu tarafından çıkarılan Outreach yayınının 30 Kasım tarihili sayısında hiçbir hükümetin şirketler kadar hızlı hareket edemeyeceği belirtilerek, hükümetler tarafından çıkarılacak düzenlemelerden bağımsız olarak iklim risklerinin bilinciyle, CEO’ların hızlı ve büyük çapta etki yaratabilecek azaltım stratejilerini ortaya koyabileceğini belirtti.
Şirketler tarafından geliştirilen uyum ve azaltım dahil olmak üzere bütünsel iklim değişikliği stratejileri iklim değişikliğinden kaynaklanacak riskleri azaltacak ekonomik fırsatlar oluşturuyor. Carbon Disclosure Project (CDP) tarafından yapılan son çalışma, 392,318 firmadan 634’ü iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri mevzuat, fiziksel ve genel olmak üzere 3 temel alanda tanımlıyor. Walmart, Unilever, Dell gibi firmalar tedarik zincirlerinin karbon yoğunluğunu azaltarak bu risklerden kaynaklı zararların önüne geçiyor.
İklim Platformu tarafından hazırlanan “21. yy Uygarlığını Yakalamak Düşük Karbon Ekonomisine Geçişte Teknoloji - Finans - Tedarik Zinciri” adlı raporda, şirketlerin tedarik zincirindeki düşük karbonlu iyi uygulama örnekleri, düşük karbon ekonomisi sürecine geçiş için maliyet ve finansman yaklaşımı, teknoloji transferi ve yaygınlaştırılması konuları ele alındı.
Cancun zirvesi boyunca özel sektöre yönelik gerçekleştirilecek yan etkinlikler aracılığıyla da özel sektöre yönelik çalışmalar yürüten birçok uluslararası iklim girişim düşük karbonlu bir geleceğe geçişin yollarını tartışacak.

Kanada hükümetine karşı Kanadalı gençler

Kanada hükümetinin iklim değişikliği ile mücadelede fosil yakıtları destekleyen yaklaşımı ,yenilenebilir enerji destekleme program ve fonlarını kesmesi, uluslararası müzakerelerde ABD hükümeti ile paralel hareket etmesi, federal senatonun iklim değişikliği konusunda geliştirilen kanun taslağını onaylamaması ve hatta bu taslağın tartışmaya bile açılmadan öldürülmesi sivil toplumun Kanada’ya olan bakışını olumsuz etkiliyor. İklim Eylem Ağı tarafından müzakerelerde günün ve hatta iklim değişikliği konusunda yıl/yıllar boyunca kötü performans sergileyen ülkeler kamuoyu ile paylaşılıyor. Müzakerelerin ilk gününde yılın fosili ödülü Kanada’ya verildi. Buna karşın Kanada hükümetinin resmi müzakere ekibinde yer alan genç delegasyon kendi ülkelerinin diğer ülkelerin ulusal iklim politikalarını zayıflatmaları üzerine yürüttüğü lobi çalışmalarını (fosil yakıt ihracatının ölmemesi amacıyla) ve iklim politikalarını eleştirdi.

Kanada gençlik delegasyonu, hükümetlerinin aksine müzakerelerin ikinci gününde, adil bir iklim rejimi ve fosil yakıtlardan yenilenebilir politikalara geçişin desteklendiği bir paradigma değişikliğine olan desteklerini, Cancun’da da devam ettireceklerini belirtti.

Sivil toplumsuz bir müzakere düşünülemez 

Müzakerelerin ikinci günü Yardımcı Organ (Yürütme - Bilimsel veTeknolojik Danışma) oturumlarının açılış toplantılarıyla geçti. Yürütme Yardımcı Organı (SBI) oturumunda ele alınan en çarpıcı başlık gözlemci kuruluşların 2010 yılı sonrasına ilişkin mekanizma ve süreçlerle ilgili yürütülen müzakerelere aktif katılımıyla ilgili oldu. Konuyla ilgili Sürdürülebilir Kentler Birliği tarafından BMİDÇS süreçlerinde STK ana ağları kapsamında çalışmalar yürüten  çevreci kuruluşlar, cinsiyet, yerel yönetimler, ticaret birlikleri ve gençlik ağlarının adına bir konuşma yapıldı. Yapılan konuşmada gözlemci kuruluşların müzakerelere doğrudan erişiminin sağlanması, sözlü ve yazılı açıklama yapmak üzere verilen fırsatların arttırılması gibi öneriler ortaya koyuldu. Açıklamada ayrıca, müzakerelerin ilk gününde gerçekleştirilen açılış toplantılarında STK’lar tarafından yapılacak olan sözel müdahelelerin iptal edilmesine tepki gösterildi.