“Prefabulous London” sergisi, prefabrikasyon kullanımına dayalı mimari yaklaşımların özellikle Londra’da gün geçtikçe kendini daha çok hissettirmeye başladığını göstermeyi amaçlıyor. Bu durumun, yeni kuşak tasarımcı ve üreticilerinin tercihleriyle ilintili olduğunu gözlemlemek mümkün.
New London Architecture’da açılmış olan sergi, prefabrikasyon yoluyla üretilen modern konut tiplerinin günümüz ihtiyaçlarına hangi yönlerden cevap verdiğini göstermeye çalışıyor. A’dan Z’ye çeşitli üst başlıklarda yapılan sınıflandırmalarla oluşturulmuş. Örneğin “m” harfi, “modüler”e, “z” harfi “zero defects”e (sıfır hata) karşılık geliyor.
Bugün, yapım tekniklerinin mekan darlığı ve yüksek yoğunlukla başa çıkmak durumunda olduğu yerlerde sıkça tercih edilen bir yöntem durumunda prefabrikasyon. Bunun yanı sıra, bir çok açıdan acil ihtiyaçları karşılamak için bire bir.
Yapının parçalar halinde başka yerde üretimi, kent yaşantısı açısından çok daha az rahatsızlık verici. Daha sessiz, daha temiz ve daha kısa sürüyor. Ancak bunlar zaten biliniyor. Ve öteden beri bu nedenle kullanılıyor prefabrikasyon teknikleri.
Bir çok tasarımcının, modüler birimleri yalnızca pratik ve ekonomik nedenlerden ötürü tercih etmek yerine bir tarz olarak benimsediği de söylenebilir. Yeni durum buymuş gibi gözüküyor. Ayrıca prefabrikasyonu standartlaştırılmış üretimle artık bir arada düşünmemek de gerekli. Zira, seri üretim yoluyla birbirinden farklı parçalar da üretilebilmesi, birbirine tıpa tıp benzeyen yapılar tasarlama zorunluluğunu da ortadan kaldırmış durumda. Biraz da bu nedenle tasarımcılar yeni yapım tekniklerinden yararlanmak konusunda oldukça hevesliler.
Prefabrikasyonun, geliştirilen yeni teknolojilerden kentsel hayatta oynadığı role ve nasıl bir tasarım olanakları yelpazesi barındırdığına kadar çeşitli başlıklarda ele alınması, bugün önemli bir tartışma konusu olarak önümüzde duruyor.
Sergiyle ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.