Anadolu'ya Yatırım Turizmci İçin Cazip Değil

Kültür ve Turizm Bakanlığı, kısa bir süre önce 17 ilde 105 parçalık yeni araziyi turizm için tahsise çıkardı. Bunlardan 78'ine hiç talep gelmedi. 11 parça için yalnız birer teklif gelirken asıl patlama kıyıdaki arazilere oldu. Sadece Antalya, Bodrum, Marmaris gibi kıyıdaki 16 arazi tahsis edilebildi.

Bakanlığın turizmi kıyıdan Anadolu’ya yayarak çeşitlendirmek amacıyla kapsama aldığı Erzurum, Hatay, Isparta, Adana, Kars, Kütahya, Kapadokya, Samsun, Çanakkale, Yozgat, Afyon, Aksaray’daki arazilere kimse ilgi göstermedi.

Turizm Bakanlığı’nın 2023 Turizm stratejisi doğrultusunda attığı adım neden başarısızlığa uğradı?
Kitle turizminin geleceğinin olmadığını bilen sektör temsilcileri büyük sıkıntılar yaşarken, neden bu arazileri değil de yine kıyıdakileri seçti?

Sorunun yanıtı tabii ki çok basit. Turizm yatırımı için tek ihtiyaç arazi değil. Türkiye’nin turizmde çok farklı potansiyeli var. Ancak Diyarbakır, Van, Kars gibi alt yapısı olmayan, politik kavgaların hedefinden çıkamayan bu bölgelere yatırım kolay değil. Bakanlık bu tahsisleri yaparken bu sonucun farkında mıydı bilemiyoruz...

Nerede hata yapıldı, ne yapılmalı sorusunu ise sektörün temsilcilerine sorarak araştırıyoruz. Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oktay Varlıer, yatırımcının bildiği kıyı turizminin dışına çıkamamasının nedenini yetersiz teşviklere bağlıyor. Yatırımcının bu kentlerde kültür turizmine yönelmesi için güvenceye ihtiyacı olduğunun altını çiziyor ve "yöresel teşvik sistemini" önererek “Yıllardır bunu söylüyoruz. Turizm yatırımcısının bu bölgelerde yatırım yapması için özel teşvikler olmalı. Örneğin yatırım indirimi yüzde 100 olmalı, istihdamdan alınan vergiler düşürülmeli, yatırımlardan belli sürelerle kurumlar vergisi alınmamalı. Bu bölgeye yatırımcının gitmesi için alt yapının tamamlanması gerekiyor” diyor.

Master plan yapılmalı
Varlıer’in asıl dikkat çektiği nokta ise turizmde bundan sonra yapılacak her türlü yatırımın alınacak kararların bir ana plan etrafında yapılması. Bakanlığın bir envanter çalışması başlattığı bilgisini de veriyor Varlıer.

Turizm konusunda uzman gazeteci arkadaşım Fehmi Köfteoğlu ise, bakanlığın 2023 stratejisi oluşturduğunu ve bunun temelinde turizmin kıyılardan Anadolu’ya gitme hedefinin bulunduğunu hatırlatıyor. “Bu bakış açısı doğru” diyor Köfteoğlu. Üstelik de bunu sağlamanın mümkün olduğunu ekleyerek bu araçların bakanlığın elinde bulunduğunu anlatıyor. Çözüm önerisi de ilginç Köfteoğlu’nun: “Türkiye’de herkes yabancı yatırımcı gelsin istiyor. Ancak bugüne kadar kolay turizm yapılan bölgeler cazipti. Herkes oraya geldi. Asıl bu bölgelerin canlanması lazım. Büyük potansiyel var. O halde yapılması gereken bu tahsisler yapılırken bir de bu bölgelerde yatırım yapılması için zorunluluk getirmek. Yani bu kuruluşlara sana bu araziyi veririm ama yanında doğudan, Anadolu’dan bir başka arazi daha alıp yatırım yapacaksın, denilmeli. Peşkeşse peşkeş çekilmeli. “

Köfteoğlu, Turizm Bakanlığı’nın bu stratejisini turizmin önemli toplantılarında tüm yatırımcılara da anlatması gerektiğini dile getiriyor ve “Turizm yasası içinde çok farklı araçlar var. Bunlar da kullanılmalı” diyor. Yine uzmanların söylediğine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı 2023 yılı için bugün resmi rakamlara göre 900 dolar, diğer araştırmalara göre ise 600 dolar civarında olan kişi başına geliri 1500 dolar olarak belirlemiş. Oysa yatırım talepleri hala kitle turizmine yönelik.
Yatırım eğilimlerine, turizmcilerin sorunlarına bakınca bu nasıl olacak diye düşünmeden edemiyoruz. Turizm hassas bir sektör. Ortak aklın süzgeçinden geçen politikalara ihtiyaç artıyor.

2006'da büyüme azalacak
Bu arada turizm uzmanlarından 2006 değerlendirmesini de almadan olmaz. Avrupa'daki ekonomik durgunluk, Almanya'da yapılacak Dünya Kupası Şampiyonası turizmcileri kara kara düşündürmeye başlamış bile. 2006 yılında büyümede biraz azalma bekleniyor.
Korku ise, her gün devreye giren yatak kapasiteleriyle artan rekabet. Varlıer, turizmde döviz kurlarındaki durum ve maliyetlerdeki artış nedeniyle kıskaçta olduğunu, rekabet yüzünden karlılıkların sıfıra yaklaştığını hatırlatıyor ve "Bu sorunlar kaliteye yansırsa asıl sıkıntıyı o zaman yaşarız" diyor...