2037'nin Şehirlerini Yazdı!



Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, “2037’de günlük hayatımız” başlıklı kitapta gelecek şöyle tasvir ediliyor: Robotlar, başta çocuk ve yaşlı bakımı olmak üzere hayatın birçok alanında yer alacak. Ağır işler robotlar tarafından görülecek. Mülkiyet hakkı olgusuna farklı bir bakış gelecek. Sahip olmak yerine paylaşmak, satın alma yerine değiş-tokuş öne çıkacak. Böylece günümüzde fiyatının yüksekliği nedeniyle edinilemeyen birçok ürüne erişim kolaylaşacak.

Şehirler 2037’de de cazibesini korumaya devam edecek. Ulaşım, bilgisayarlar tarafından kontrol edilen elektrikli otomobillerle yapılacak. Apartmanlarda sebzenin yanı sıra elektrik de üretilecek. Özel güvenlik görevlilerine sahip, yüksek duvarlarla şehrin geri kalanından yalıtılmış sitelerin sayısı artacak. Bu tür sitelerde oturanlar böylece kendilerini ‘ezilmişlerden’de ayıracak. 2037 Almanyası’nın ‘ezilmişleri' niteliksiz işsizler ve göçmenlerden oluşacak. Göçmenlerin topluma uyumu konusu 2037’de de gündem başlıkları arasında ön sırada yer alacak.

Üreten tüketici

Çevremizdeki gelişmeleri akıllı telefon, tablet bilgisayar ve özel gözlüklerin zenginleştirilmiş gerçeklik özelliğiyle değerlendireceğiz. Sözkonusu cihazlara dahil tarayıcılar, hangi ürün ve hizmeti hangi fiyata edinebileceğimizi saptayacak. Artık ürün, talep üzerine ve giderek artan oranda kişiye özel üretilecek. Tüketici, üreticiye dönüşecek.

Gebhardt, “İster bir ürün olsun, isterse bir hizmet; birkaç tıkla tüketeceksiniz. Bunun için bir mağazaya gitmenize, hatta bir internet satış portalına girmenize de gerek kalmayacak. Akıllı telefonunuz üzerinden belli bilgilere erişecek ve ürün ya da hizmeti doğrudan satın alabileceksiniz. Ürün, hizmet ve şirketlere ait bilgiler, taşıdığınız lenslere yansıtılacak" diyor.

Kapitalizmin devamı

Alman araştırmacı Birgit Gebhardt’ın çizdiği senaryo, kapitalizmin 2037 yılında da ana hatlarıyla devamını öngörüyor. Ancak dijital imkânlar rekabeti artıracak. Gebhardt, klasik çalışan tipinin gelecekte yok olmaya yüz tutacağını belirtiyor. Belli bir gelir seviyesine ulaşmak için birden fazla işte çalışmak yaygınlaşacak. İleri yaşta dahi faal şekilde çalışılacak. Mesleki değişime adapte olabilmek için 'sürekli öğrenme' prensibi geçerli olacak. Sürekli değişimin bir başka etkisi de mesleki tecrübenin önemini azaltacak.

Araştırmacı Birgit Gebhardt, bağlantılı ve analitik düşünebilme kabiliyetine sahip çalışanların öne çıkacağına, eğitim sisteminin de bu çerçevede yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret ediyor: “Facebook benzeri sosyal medya platformlarında gözlenen bireysel ağ tarzı, şirket içi iletişimin de baştan aşağı değişmesine neden olacak. Kim, hangi proje üzerinde çalışıyor; bu projeye sağladığı katkılar nelerdir gibi ayrıntıların hepsini görebileceksiniz. Burada bir tür denetim devreye giriyor; hangi personel nasıl bir performans sergiliyor bunları saptayabileceksiniz. Mevcut yasalar bu tür ölçümlere izin vermiyor ancak yeni medya araçlarıyla bu gayet basit olacak.”