Türkiye, 16-22 Mart 2009 tarihleri arasında 5. Dünya Su Forumu’na evsahipliği
yapacak. Uluslararası su politikaları konusunda görüş ve düşünce üreten
uluslararası bir kuruluş olan ve DSİ’nin 2000 yılından itibaren üye bulunduğu
Dünya Su Konseyi (World Water Council – WWC) tarafından üç yılda bir düzenlenen
forum İstanbul’da gerçekleşecek.
Dünya su politikalarını
tartışmak üzere biraraya gelecek forum, devlet yönetimleri ve özel şirketler
tarafından domine edilmesi; sosyal hareketleri dışlaması ve Türkiye’deki su
kaynaklarının ve baraj vb. yatırımların özelleştirme sürecine açılmasına neden
olacağı düşünceleri nedeniyle eleştiriliyor. Bu nedenle, TMMOB, KESK, DİSK ve
TTB, Dünya Su Forumu'na alternatif bir forum düzenlemeye hazırlanıyor ve aynı
tarihlerde İstanbul'da Alternatif Dünya Su Forumu yapılması için çağrıda
bulunuyor.
Su ve sanat Elektromed ile
buluşuyor
Yaşamın kaynağı, yerine konulması mümkün olmayan dünyanın tehdit altındaki en
önemli doğal hazinesi SU, bu sene uluslararası platformda 5.’si
gerçekleştirilecek olan Dünya Su Forumu ile İstanbul’da hayat buluyor. Özellikle
son 20 yıl içerisinde artan nüfus ve buna bağlı olarak artan su ihtiyacı,
dünyayı bugün yaşanan su krizine taşıyor. Bu yaşamsal krize çözüm üretmek üzere
düzenlenmeye başlanan ve bu yılki teması “Farklılıkların Suda Buluşması” olarak
belirlenen Dünya Su Forumu’nda katılımcı olarak yer alan ELEKTROMED, sunduğu
tasarruflu su kullanım sistemlerini tanıtırken, forumun ana temasıyla uyumlu bir
aktiviteler serisi sunuyor. Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen sayaç üreticisi
Elektromed, suyun sanata dönüşümünü sergilediği ebru, sulu boya ve çini şovları
ile ziyaretçilerini su ve sanatın buluştuğu “sanat istasyonlarında” karşılıyor.
Kanımızın %92’si, beynimizin %75’i ve kaslarımızın %75’i sudan oluşuyor.
İnsan vücudunda oluşan %20’lik bir su kaybı ise ölümle sonuçlanıyor. İşte hayat
için bu kadar önem taşıyan ve buna rağmen alabildiğine hoyrat kullanıma maruz
kalan yegâne doğal kaynağımız su, yenilenebilir bir kaynak olması sebebiyle
sürdürülebilir kullanım olanağı sunuyor. Sanat dalları arasından resim ve el
sanatları ise bu önemi çok önceden fark etmiş olacak ki, susuz yapılması mümkün
olmayan paha biçilmez eserler ortaya koyuyor. Bunların başında geleneksel
Osmanlı sanat hayatının en renkli parçası ebru ve çini geliyor. Tabi bir de
adını sudan alan sulu boyayı unutmamak gerek…