70 Kişilik Ekibin 5 Yıllık Çalışması İstanbul'u Kültür Başkenti Yaptı
"Güneşin Avrupa ve Asya'ya doğduğu tek dünya şehri" sloganının etkisiyle 2010'da Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul'u başarıya sivil toplum, devlet ve özel sektör temsilcilerinden oluşan 70 kişilik bir ekip taşıdı.
İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması Türkiye'nin Avrupalı olmasının kültür üzerinden tartışıldığı bir dönemde önemli bir mesaj olarak değerlendiriliyor. Bu başarı, Türkiye'de örneğine çok rastlanmayan sivil toplum, devlet kurumları ve iş dünyasının geniş katılımıyla gerçekleşen bir işbirliğinin sonucunda elde edildi. Sivil toplumun projeye ön ayak olması nedeniyle Avrupalı bürokratların takdirini kazanan proje için, 70'i aşkın insan 5 yıldır birlikte çalıştı.
2000 yılında 13 sivil toplum kuruluşunun girişimi ile başlayan İstanbul’u Avrupa’nın kültür başkenti yapma projesi 2002 seçimleriyle sekteye uğramış olsa da bundan sonraki süreçte daha geniş kesimlerin katılımıyla oluşan Girişim Komitesi devlet kurumlarını da arkasını alarak bu başarıya imza attı. Yürütme Kurulu’nda 16 kuruluştan 22 kişi, içlerinde iş dünyasını temsil eden kuruluşların da yer aldığı 28 kurumdan 58 kişinin danışmanlığında hazırlanan proje oybirliği ile kabul edildi.
Projenin fikir babası sayılacak kişi ise mimar Korhan Gümüş. İnsan Yerleşimleri Derneği’nde çalışmalarını devam ettiren Gümüş, 1997’de İstanbul’da şehir projelerine ilişkin problemlere çözüm ararken Avrupa Kültür Başkenti Projesi’nin karşılarına çıktığını belirtiyor. O yıl Avrupa Kültür Başkenti olan Selanik’teki ekipten çalışmaları konusunda bilgi aldıklarını dile getiren Gümüş, İstanbul’daki hareketin de başlatıcısı olmuş.
Başbakan Erdoğan’ın projeye sahip çıkmasının önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Korhan Gümüş, “Resmi başvuru için zaman kaybedilmemesi önemli bir süreç oldu. Ama sahiplenme konusu nedeniyle çok uzun bir ikna turu yaşandı” diyor. Programın hâlâ tanınmadığına dikkat çeken Gümüş, daha çok turizme yapacağı katkıyla gündeme geldiğini, ancak programın aslında kültürün nasıl halkın işine yarayacağını göstermeyi hedeflediğini belirtiyor. Avrupa Kültür Başkenti olma yolunda diğer kentlerle işbirliği de gündeme geldi. 2004 yılında kültür başkenti olan İtalya’nın Genova şehri “Akdeniz’de İstanbul’a uzanan bir şehir” sloganını kullanarak İstanbul ile ilişkilerini gündeme getirdi.
Sorunlarını da anlatmaktan çekinmediler
2010 Girişim Grubu bünyesinde çalışan Girişim Komitesi Yürütme Kurulu Üyesi Nilgün Mirze ise, 2000 yılında bu işe girişmelerine rağmen tam başvuru yaptıkları sırada 2002 seçimlerinin araya girdiğini anlatıyor. “Seçim psikolojisine girildiğinde pek çok şey neredeyse yeniden başlamak zorunda kaldı” diyen Mirze, bu olumsuz gelişmeye karşın bu süreçte kendilerine daha çok sivil toplum kuruluşunun katıldığını belirtiyor. Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışma alışkanlığının olmamasının kendileri için en önemli engel olduğunu belirten Mirze, karşılıklı güven ortamında Başbakanlık düzeyinde desteklenen bir harekete ulaştıklarını belirtiyor.
Yürütme Kurulu üyelerinden Cengiz Aktar da, kültür başkenti ilanının Türkiye'de Avrupa Birliği üyeliğinin unutulmaya yüz tuttuğu dönemde “hayırlı” bir gelişme olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin Avrupalılığı tartışılırken üstelik de kültür üzerinden tartışılırken İstanbul’un kültür başkenti ilan edilmesi, Aktar’a göre çok önemli bir mesaj. Aktar da bu hareketi sivil toplumun başlatmış olmasının önemini vurguladı. Jürinin bundan çok etkilendiğini belirten Aktar, devam etmesi için de iyi bir yönetişim gerektiğinin altını çizdi. İstanbul’un tanıtımının Türkiye açısından da önemli olduğuna değinen Aktar, “5 yıl uğraştık. Sonucu geçen ay aldık. 14 Mart'ta sunum yaptık. Sonuçtan aslında emindik. Çünkü güçlü bir proje. İstanbul'un sorunlarından da bahsettik. Güllük gülistanlık anlatmadık. Bu da olumlu etki yaptı” dedi.
'İstanbul, 24 saat 2010'a hazırlanacak'
Girişim Komitesi Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu, mart ayında yapılan sunumun ardından İstanbul’un kesin seçileceğini düşündüğünü söyledi. Bu nedenle jüri kararı açıklandığı sırada son dakikada bir terslik çıkmasından endişe ettiyse de Nuri Çolakoğlu, sonucu heyecanlanmadan, sakin bir şekilde karşılamış.
Dün düzenlenen basın toplantısının ardından Girişim Komitesi üyeleri bundan sonraki çalışmalarını yürütecekleri ofisin yerini tartışmaya başladı. İstanbul Turizm Müdürlüğü komiteye üç yer önerdi: Sultanahmet’teki Turizm Müdürlüğü’nün binası, Beşiktaş Akaretler’de Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Genel Müdürlüğü’ne bağlı Atlas Sineması'nın üst katı ve Turizm ve Kültür Bakanı Atilla Koç’un İstanbul’a geldiği zamanlarda kullandığı Yıldız Sarayı’nın içindeki Cihannüma.
Nuri Çolakoğlu, Cihannüma’nın ideal bir yer olduğunu, ancak müze alanı içerisinde olduğu için kendileri için çok uygun olmadığını belirtti. Çolakoğlu, “Bizim 24 saat çalışmamız lazım” dedi, yani "İstanbul 24 saat çalışıp 2010’a hazırlanacak" diyor.
Hava, su, ateş ve toprak İstanbul'la özdeşleştirildi
Girişim Komitesi, Avrupa Birliği Jürisi'nde yaptığı sunumda, İstanbul'u "4 Elementin Şehri" olarak tanıttı. Ünlü filozof Aristo'nun evrenin 4 temel unsuru olarak gösterdiği hava, su, ateş ve toprak, İstanbul'un tarihi güzellikleri ve diğer unsurlarıyla özdeşleştirildi. İstanbul'un kültürel zenginliğini yansıtan tarihi eserleri, toprağı; minareleriyle ve çan kuleleriyle dini zenginlik ve hoşgörü ortamı, havayı; İstanbul Boğazı ve Haliç, modern sanatları; gençlik ve teknoloji ise ateşi temsil ediyor. Bunun yanı sıra İstanbul'la ilgili hazırlanan rehberde Avrupa Kültür Başkenti olması için nedenler şöyle sıralandı:
1- Politika
İstanbul, her zaman değişik kültür, din ve dilleri buluşturmuştur. Bu projede 'ortak var oluş'un ön planda olması şarttır.
2- Sanat ve mimari
Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmasıyla İstanbul, her zaman Avrupa geleneklerinin bir parçasıdır ve Avrupa üzerinde çok etkisi olmuştur. İstanbul mimarisi eşsiz bir servettir.
3- Coğrafi konum
Boğaz ve Haliç'le birleşmesi tarihte de önemli rol oynamıştır. İstanbul'un önemi Asya ve Avrupa'yı birleştirmesiyle sınırlı kalamaz, çünkü modern konseptlerden önce bile İstanbul İstanbul'dur. Örneğin Vikingler, Karadeniz'den İstanbul'a Bizans İmparatorluğu'na hizmet vermek için gelmişlerdir.
4- Sosyal yaşam
Kendi karakterini koruyup aynı zamanda Avrupa kültürünü ve hayat tarzını yansıtan İstanbul, uluslararası bir şehirdir.
5- Çağdaşlık
İstanbul, geçmişte hapsolmuş bir şehir değildir, yaratıcı özgürlük katılımlarla kendini daha iyi gösterecek bir enerjiye sahip olacaktır. Küreselleşme; bilim, güvenlik ve barışın sağlanmasıyla daha iyi bir yol izleyecektir. İstanbul'da, 100 metre mesafe içinde cami, sinagog ve kilise görebilirsiniz.
6- Yetenek ve yaratıcılık
İstanbul'u kim ilk kez ziyaret etmiş olursa olsun turistik açıdan dünya çapında bir kültür şehri olduğuna tanıktır. İstanbul'daki sanatçılar ister müzik alnında ister tasarım alanında dünya çapında duyulmuştur.
7- Gerçek dünya
İstanbul bir ucu tekstil öbür ucu araba üreticileri olmak üzere etkileyici bir sanayi 'kemeri' tarafından çevrelenmiş.
8- Ticaret
Doğal liman şehri İstanbul, doğu, batı, kuzey ve güney arasında bir geçiş kapısıdır. Ticaret sektörünün yoğun olduğu şehirde Türk malları da saygıya değerdir.
9- Ruhanilik
İstanbul 3 Ruhani dine de ev sahipliği yapıyor. 100 metre içerisinde bir sinagog, cami ve kiliseyi bir arada bulacağınız özgün bir kent.
10- Kaynaşma noktası
İstanbul birçok dilin konuşulduğu, farklı geleneklerin sürdürüldüğü ve farklı etnik kökenlerin bir arada yaşadığı bir şehir.
Adım adım Kültür Başkenti çalışması
07.7.2000 Girişim Grubu'nun ilk toplantısı ve mutabakat metninin imzalanması.
13.6.2000 Genişletilmiş toplantı yapıldı. Toplantıya Dışişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Valiliği Kültür Müdürlüğü, Beyoğlu Belediyesi, İBB Kültürel ve Sosyal İlişkiler Daire Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Proje Girişim Grubu üyeleri katıldı.
18.7.2001 Dışişleri Bakanlığı'nda Avrupa Kültür Başkenti-İstanbul toplantısı. Projenin sivil toplum girişimi ve kamu işbirliğiyle yürütülmesi; İstanbul'un merkezi ve yerel yönetimlerinin finansal olarak projeyi desteklemeleri yönünde prensip kararı alındı.
12.9.2001 Kültür Bakanı İstemihan Talay'a sunum yapıldı.
30.9.2003 Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Şule Soysal, AB Komisyonu Eğitim ve Kültür İşleri Genel Müdürü Nikolaus Van Der Pas'ı ziyaret ederek İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti adaylığı konusunda niyet beyanında bulundu, başvuru yılı ve yöntemleri hakkında görüşler aldı.
30.10.2003 Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğü tarafından AB Komisyonu Eğitim ve Kültür İşleri Genel Müdürü N.Van Der Pas'a niyet mektubu gönderildi.
25.3.2005 Başbakanlık genelgesi ile Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı, projeye mali ve içeriğe ilişkin gerekli katkılarda bulunulması yönünde talimatlandırıldı.
06.4.2005 Proje toplantısı; yeniden yapılanmaya ve çalışma takvimine ilişkin kararlar alındı. İstanbul 2010 Danışma Kurulu ve Yürütme Kurulu kuruldu.
22.4.2005 Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile görüşme yapıldı.
29.4.2005 İBB Başkanı Kadir Topbaş ile görüşüldü.
Mayıs 2005 Başvuru dosyası yazımına başlandı.
30.5.2005 Resmi ve sivil kuruluşlarla proje basına anlatıldı.
11.7.2005 Dışişleri Bakanlığı'ndan Hande Ceylan ve Başkan Nuri Çolakoğlu Avignon'daki Avrupa Kültür Başkentleri Buluşması'na katıldı.
28/29.7.2005 Liverpool'un 2008'deki Avrupa Kültür Başkenti başvuru ekibi başkanı Sir Bob Scott ile İstanbul'da work-shop çalışmaları yapıldı.
03.10.2005 İstanbul Milletvekili ve Başbakan'ın Dış Politika Başdanışmanı Egemen Bağış, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu Danışma Kurulu Başkanlığı'nı üstlendi.
07.10.2005 Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu, 2010 yılı için aday Macar ve Alman şehirlerinin Pecs'teki toplantısına katılıp İstanbul 2010 AKB sunumu yaptı.
13.12.2005 Hazırlanan 'İstanbul: City of the Four Elements' başlıklı dosyanın AB Eğitim ve Kültür Genel Müdürü Nicolas van der Pas'a verildi.
15.12.2005 İstanbul 2010 Girişim Grubu'nun kuruluşuna yönelik Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
22.02.2006 İstanbul 2010 Girişim Grubu üyeleri Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda İstanbul için bir tanıtım etkinliği düzenledi.
09.3.2006 Avrupa Kültür Başkentleri konusunda uzman ve bu konuda AB Komisyonu için iki ciltlik bir araştırma raporu hazırlamış Robert Palmer, Cork'un AKB olması çalışmalarına katılmış Penny Rae, Liverpool'un 2008’de AKB olmasını sağlayan ekibin başkanı Sir Bob Scott İstanbul'un 2010 yılı adaylığını jüri önünde savunacak grup ile iki gün sürecek hazırlık çalışmaları için İstanbul'a geldi.
14.3.2006 2000 yılından beri devam eden İstanbul'un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti adaylığının en önemli aşamasını oluşturan sunum gerçekleşti. Egemen Bağış, Nuri M. Çolakoğlu, Esra Nilgün Mirze, Görgün Taner, Cengiz Aktar ve Asu Aksoy'dan oluşan ekip başarılı bir sunum yaptı.
İstanbul'a getirecekleri
-Kültürel miras sürdürülebilir bir biçimde yönetilecek, kenti daha da bir çekim noktası haline getirecek.
-İstanbul; kentsel dönüşüm, şehircilik, çevresel ve sosyal anlamda kalıcı kazanımlara kavuşacak.
-Kültür varlıklarımızın korunacağı ve sergileneceği yeni müzeler kurulacak, tarihi binalar yenilenecek ve yeni işlev kazandırılarak halka açılacak.
-İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma, yönetimden yaratıcılığa pek çok kişi için istihdam yaratılacak.
-Kültür turizmi hareketlenecek, gelişecek. Eğitimli ve kültürlü turist, normal turistin üç katı harcama yapıyor. Yani İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti unvanıyla büyük bir turizm potansiyeline sahip olacak.
-Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden pek çok kültür-sanat insanı, yazılı ve görsel basın mensupları İstanbul'a gelecek.
-Bu çerçevede İstanbul'un tanıtımına ve marka haline gelmesine olumlu katkı sağlanacak.
-Avrupa Kültür Başkenti seçilmek Avrupa ile kültürel ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesine katkıda bulunacak.
-Avrupa Birliği'ne adaylık sürecinde Türkiye'nin sembolü İstanbul'un aslında Avrupa kültürüyle yüzyıllardır karşılıklı etkileşim halinde olduğu projelerle ortaya konacak.