Abu Dabi’de Kültür Adası



Abu Dabi’nin geleceğinde petrolün yerini sanat alacak. Abu Dabi Emirliği, çöl niteliğindeki bir adayı 27 milyar dolarlık yatırımla Saadiat Adası Kültür Bölgesi’ne dönüştürecek.

Deniliyor ki, “Dünyada petrol üretiminin sonu geliyor”! 15-20 yıl sonra petrol üretim eğrisi gittikçe düşecek! Böyle olunca, bugün olağanüstü zenginliğe ulaşmış petrol ülkelerinin varsıllık eğrileri de yoksulluğa doğru yol alacak! Peki, günümüzde “1001 gece masallarını” yaşayan ülkeler, acaba o zaman ne yapacaklar? Yoksulluğa hazırlanıyorlar mı, hazırlanıyorlarsa nasıl? Bu soruların yanıtlarından birini Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) şimdiden sanatla vermeye başladı!

Başkentin Abu Dabi Emirliği, “çöl” niteliğindeki 27 km²’lik bir “doğal” adayı, “Ortadoğu’nun Kültür Başkenti” yapmaya soyunmuş! “Doğal” diyorum, çünkü ülkede pek çok “yapay” ada var! Faturası 27 milyar doları bulan yatırımın tümü yalnızca bir adada uygulanıyor! Bir başka deyimle km² başına 1 milyar dolarlık yatırım! Adı “Saadiyat (Mutluluk) Adası Kültür Bölgesi (SAKB)”!

SAKB’de uluslararası yarışmalarla seçilen, 21. yy. mimarlık anlayışının uygulandığı müzeler, sanat merkezleri, golf alanı, deniz sporları, 29 lüks otel, 3 yat limanı olacak. Sanatsal etkinliklerin düzenleneceği 19 pavyonu da Rus, Amerikalı, İngiliz, Çin, G. Koreli mimarlar tasarlıyorlar.

BAE’nin kurucusu, Abu Dabi Emiri Şeyh Nahyan ailesi adına bu yapılanmayı yöneten turizmden sorumlu Şeyh Sultan bin Tahnoon al Nahyan “Dünya kültürünün göbeği denilebilecek bu girişim ‘büyük öykünün’ yalnızca bir parçası” diyor. Beş sanat merkezini içeren bu “parçanın” köşetaşlarına göz atalım!

Zayed Ulusal Müzesi

İngilizler ayrılınca, BAE’yi 1971'de federal yapıda birleştiren, “ulusun babası” Şeyh Zayed bin Sultan el Nahyan (1918-2004), yüzlerce yıl geleneği olan, çölde “şahin avcılığına” meraklıydı.

SAKB’de, anısına planlanan ilk müze tamamlandı. Uluslararası 12 mimarlık tasarımın yarışmasını İngiliz “Foster Ortaklığı” kazanmıştı. BAE’nin tarihsel, kültürel, dinsel miras öyküsünü anlatan bu müzeyi 25 Kasım’da İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth açtı.

Şeyh Zayed’in “şahin” tutkusundan dolayı, bu yırtıcı kuşun kanatları ile tüylerinden esinlenilen müzenin, en yüksek bölümü 125 m. yüksekliğinde. Beş bölümlü, 32 bin m²lik müzenin yapısı, “şahin sürüsünün uçuşunu” yansıtıyor. (üstte)

“Çöl, bahçe, su” ile yoğrulan müzede; şahinler, çeşitli hayvanlar; canlı ortamlarında sergileniyor. Geçmişin geleneklerinin kaybolmaması amaçlandığı için, deve yarışları, inci ve balık avcılığı, tekne yapımı, yerel meclis toplantıları yerel danslar da müzenin çatısı altında yer alıyor.

Louvre Müzesi

Paris’teki Louvre’un kardeşini, 24 bin m²’lik bir alanda Fransız mimar Jean Nouvel tasarlamış. Paris’teki müzenin çeşitli yapıtlarının Abu Dabi’de ödünç olarak sergilenmesi 30 yıllık bir anlaşmaya bağlandı. (sağda)

BAE bu anlaşma karşılığında Louvre’a 1.3 milyar dolar bağış yaptı. Bu paranın 525 milyon dolarının Louvre adının telif hakkı, gerisinin de Paris’ten ödünç gönderilecek yapıtların kira bedeli olduğu açıklandı. 150 milyon dolara mal olması beklenen müze ile ilgili anlaşmayı Fransa parlamentosu onayladı.

2009’da inşaatına başlanan, yüzen bir “kubbe havası” görünümündeki müzenin 2012’de açılması hedefleniyor. Kubbede yer alan çeşitli boylardaki pencerelerden içeriye giren güneş ışınlarının ziyaretçide, vahadaki hurma ağaçlarının dalları arasından sızan ışık ve gölgelerin yer değiştirmesi izlenimini yaratacağı bildiriliyor.

Denizcilik Müzesi

Japon Mimar Tadao Ando’nun, denize açık bu çöl ülkesinin özelliğini yansıtan tasarımı, adadaki marinalardan birinin yanında yapılıyor. Ziyaretçilere geminin içinde dolaşıyormuş duygusu verecek müzede ülkenin denizcilik geçmişinin sergilenmesinin yanı sıra çeşitli açılardan bir dev akvaryum da yer alacak. (üstte)

Müze, denizden karaya geçişin kapısı işevini de yüklenecek.

Guggenheim Müzesi

ABD’ye göç eden, İsviçre kökenli bir Yahudi ailesinin oğlu olan Solomon R. Guggenheim’ın New York’ta yarattığı modern sanatlar müzesinin vakfı, İspanya’nın Bilbao kentinden sonra, yeni müzesini 2013’te SAKB’de açacak. (üstte)

Bilbao Müzesi’nin çeşitli uluslararası ödüller kazanan Kanadalı-Amerikan Mimarı Frank Gehry’nin tasarladığı “Abu Dabi Guggenheim”, adını taşıyan 42 bin m²’lik müze, ötekilerden daha büyük.

21. yy. için “yeni bir yaratıcılığı” öngören müzenin deniz kıyısında oluşu “çöl ile suyu” bütünleştiriyor. Çölde yapay şelalelerin de yer aldığı müzenin çağdaş sanata ev sahipliği yapması öngörülüyor.

Sürekli-geçici sergi alanları, laboratuvarları ile Saadiyat Adası’nın en büyüğü bu müzede New York koleksiyonundan Paul Cezanne, Vasily Kandinsky, Piet Mondrian, Jackson Pollock gibi ünlü ressamların 50’yi aşkın yapıtı da sergilenecek. “Özelden kamuya” siyasasının izleneceği müzede çağdaş Arap, İslam ve Ortadoğu kültürlerini yansıtacak bir sanat merkezi de olacak.

Uygulamalı Sanat Merkezi

Ünlü Iraklı-İngiliz kadın mimar Zaha Hadid’in tasarladığı, içinde opera, beş tiyatro, konser ve dans salonları ile 6300 kişilik oturma alanının bulunduğu binada ayrıca bir akademi de yer alacak (üstte). Hadid, 62 m. yüksekliğindeki binanın dış görünüşünde kullandığı ince hatlar ile yapıya bir heykel havası vermiş. Konser salonları güneş ışığına ve deniz ufkuna açık olarak öngörülmüş.

Dubai-Abu Dabi sanat fuarları

Bu müzeler ve sanat pavyonları sergileyecekleri yapıtları nasıl sağlayacaklar? Kuşkusuz Guggenheim ve Louvre kendi koleksiyonlardan ya da kendi ülkelerinden sergiler-yapıtlar gönderecekler. Her yıl, Ortadoğu’daki en geniş kapsamlı çağdaş sanat fuarı 16-19 Mart tarihleri arasında Dubai’de düzenleniyor. BAE Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşit El Mahtum’un desteklediği uluslararası fuarda bu yıl 34 ülkeden 82 galeri salonlarını bölge ülkelerine de açıyor.

Geçen yılki fuarda “7 cücesiz uyuyan prenses” adlı tabloyu 160 bin dolara satan İstanbul’daki “Dream Art” galerisinin yanı sıra bu yıl Türkiye’den “Piartvorks, Rodeo, İks-İst” galerileri de katılacak. Dubai’de Finans Merkezi Binasındaki Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya bağlantılı uluslararası galeriler geleceğin pazarını oluşturacaklar. Sotheby’s ve Christie’s açık arttırma kurumları da bu sanat pazarını çoktan yönlendirmeye başladılar.

Bu yılın Dubai fuarını kaçıran Türk galerileri 16-19 Kasım’daki Abu Dabi Sanat Fuarı'nı kaçırmayıp çağdaş Türk sanatını Ortadoğu’nun geleceğine açmalıdırlar!

Kuşkusuz, bir başka önemli nokta, çağdaş Türk sanatından önce Anadolu’nun tarihsel mirasının BAE pazarına girmeye başlamış olmasıdır. Türkiye’den kaçırılan bir grup tarihsel eser 2007’de Türkiye’ye geri verilmişti. (ortada)

Ancak şu günlerde ABD ve İngiltere’den sonra Abu Dabi’de de şube açan Barakat Galeri de Beycesultan çıkışlı beş bin yıllık bir mermer idolünün satılmakta oluşu da pusulanın yeni yönünü gösteriyor!