BBC’den Henri Astier, Fransa’daki isyanların sebeplerini şehir politikaları içinde sorguluyor; banliyö politikalarının tarihini ortaya koyuyor.
Banliyöler için ilk plana daha iyi konutlar için 1977’de başlanmış. Lyon’da 1981 tarihli isyandan sonra, yeni sosyalist hükümet sosyal ayrımcılığı bitirmeyi hedefleyen politikalar geliştiriyor. 1980’lerde, yüz milyarlarca frank, konut bölgelerinin dönüştürülmesine, banliyödeki okullara ve gençlik derneklerine harcanıyor. 1996’da firmaların banliyölere yatırım yapması için vergiden muaf bölgeler açılıyor. Geçtiğimiz sene ise, sosyal işler bakanı Jean-Louis Borloo "sosyal birleşme" için işsizliği, ayrımcılığı ve konut problemlerini ele alan bir plan başlatıyor.
Astier’e göre, tüm bu girişimler bir ihmalden ziyade, önlemlerin etkisiz kaldığını gösteriyor.
Sosyolog Sebastian Roche banliyölerdeki hukuk ve düzenin 20 yıl öncesinden çok daha kötü olduğunu vurguluyor. Roche, bunun sebebini, şehir politikalarının gereğinden fazla “kentsel dönüşüm”e odaklanmasında görüyor.
Mesela, 1990’ların sonunda, o zamanki sosyalist hükümet 50 "büyük şehir” projesi ve 30 kentsel dönüşüm operasyonu başlatmış. 2002’den beri ise, merkez sağ hükümet bu yaklaşıma devam etmiş ve yüksek blokları yıkıp, yeni binalara büyük yatırımlar yapmış.
Roche, buna karşılık, krizin tabanındaki sebepler ile ciddi olarak ilgilenilmediğini düşünüyor; eğitimin çok merkezi ve iş gücü piyasasının da katı olduğunu belirtiyor.