Kadınların Gizemi Aralanıyor

Beş bin yıl öncesi kadınlarının gizemi, yarın İstanbul'da Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde aralanacak.

Anadolu'da Çatalhöyük, Hacılar'da bulunan, günümüzden 7 binyıl öncesinin ana tanrıça ya da kadın heykelcikleri iri göğüslü, geniş göbekli, büyük kalçalı, dolayısıyla abartılı kilolu idiler. İki binyıl sonraki Anadolu insanı ise Afganistan'dan getirdiği kalayla birleştirdiği bakırdan ürettiği alaşımla ''Tunç Dönemi'' ni başlattı. Bu dönemin kadınlarının sanki günümüz kadınları gibi ''rejim'' yaparak zayıfladıkları gözleniyor. Tunç dönemi kadın heykelciklerinin taşınabilir olmalarının yanı sıra yassılaştıkları gözleniyor. Çağdaş soyut yontucuların yapıtlarına esin kaynağı oldukları da söylenebilir. Bu dönemden günümüze kalan, kadınların cinsel organlarının delta görünümleri, elleri ile göğüslerini tutup çocuk emzirme özellikleri vurgulanan 90 heykelcik 30 Mart'a kadar sergilenecek.

Serginin bilimsel sorumluluğunu yüklenen Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydoğan' ın yorumu şöyle: ''Anadolu'da neolitik ve kalkolitik çağların inanç sistemi olarak kabul edilen ana tanrıça geleneği küçük boyutlu şişman kadın heykelcikleriyle anlatılmıştır. Tunç çağında ise bu gelenek 'figürin' ve 'idol' olarak biçimlenmiştir. İdolleri ana tanrıçanın soyut, artık görünmezliğe ulaşmış simgesel anlatımları olarak kabul ederken figürinleri de ana tanrıça kültünün bir başka sınıfına ilişkili olduklarını düşünüyoruz. Tunç çağı sonrasında Anadolu'da ilk devlet sistemini kuran Hititler ''bin tanrılı halk'' olarak tanınırlar. Hititler'de birdenbire çoğalan tanrılar ve kült törenlerinin bir geçmişi olmalıdır. Geleneklerine bağlılıklarını her fırsatta yazılı olarak da dile getirmişlerdir.''

Ana tanrıça kavramı uzmanı Çatalhöyük Kazısı Başkanı Dr. Ian Hodder, heykelcikleri sergi kataloğunda şöyle değerlendiriyor: ''Son dönemlerde yapılan araştırmalar, bu figürinlerin değişik anlam taşıdıklarını ya da bulundukları toplumla ilişkilerini ortaya koymuştur. Bunlar bir sunak üzerindeyse (Hıristiyan evlerindeki nişlerde Meryem Ana ikonaları gibi) kutsal bir tapınma, tanrıçalık simgesidir. Bazıları ise çocukların oyuncakları ya da yetişkinlerin çocukları eğitim için kullandıkları anlaşılıyor. Bazen muska, bazen adak aracı, bazen de ölü anma amaçlı kullanılmışlardır.''

Müze Müdürü Şennur Şentürk , on müzeden, bazıları görücüye çıkmamış idollerin, sigortalanarak, özenle İstanbul'a getirildiğini söyledi. Serginin tasarımını Sadık Karamustafa, Yeşim Balaban, Hasan Fırat gerçekleştirirken fotoğraflarını da Haldun Aydıngün çekti. Serginin 180 sayfalık, bol resimli kataloğu da yayımlanıyor.