Haziran ayındaki İstanbul ziyaretinden sonra
İstanbul’daki zorla tahliyeler hakkında hazırladığı raporu
BM’ye sunan Zorla Tahliyeler Konusunda Danışmanlar
Kurulu (AGFE) heyeti, Sulukule Atölyesi’nde
gerçekleştirilen basın açıklamasıyla raporun içeriğini kamuoyuyla paylaştı.
Birleşmiş Milletler (BM) - HABITAT Genel Başkanlığı’na bağlı
AGFE, Türkiye’de barınma hakkını koruma altına alacak uygun
çözümler bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulması istedi.
mimarizm.com'da Filiz
Yavuz imzasıyla yayınlanan habere göre AGFE Başkanı Prof. Yves
Cabannes, raporun, BM Teknik Komitesi tarafından kabul edilmiş ilk
rapor olduğunu, İstanbul’daki zorla tahliyelerin bağlamını ortaya koyduğunu ve
TOKİ'yle belediyelerin tahliyelerdeki rolüne değindiğini belirtti. Cabannes,
raporda yer alan en önemli bulgunun, “İstanbul’da zorla tahliyelerin
gerçekleştirildiği” olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
“Türkiye hükümetinin, 1996 yılında imzalanan Habitat gündemine uymadığını
gördük. Burada yapılanlar ülke hukukuna uygun, fakat insan haklarına aykırı.
İstanbul’daki modernleşme süreci, UNESCO ve AİHM’in olmasını istediği
modernleşme sürecine aykırı. Bu süreç insanların yaşadıkları yerlerden
edilmesiyle sonuçlanıyor. Dolayısıyla ulusal barında konusundaki hukuki
standartlar Avrupa standartlarına yükseltilmeli.”
Öneriler
Yerinde iyileştirmenin mümkün olduğunun altını çizen Cabannes, tahliyelerin
boyutunu ve ziyaretin kısalığını göz önüne alarak BM’e daha geniş çaplı bir
araştırma yapmayı önerdiklerini söyleyerek, raporda yer alan on beş öneriden
acilen uygulanması gerekenleri şöyle sıraladı:
“İlk olarak, Türkiye’de barınma hakkını koruma altına alacak uygun çözümler
bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulmasını ve büyük oranda
görünmez olan zorla tahliye ve yıkım sürecinin görünür kılınmasını
öneriyoruz.”
Ayrıca Cabannes, TOKİ’ye geniş yetkiler tanıyan 5366 ve 5393 sayılı yasaların
değiştirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu yasaların yolunu açtığı kentsel
dönüşüm projeleri aracılığıyla Romanlar, Kürtler gibi etnik azınlıkları ve
kiracıları hedef alan yıkımların öncelikli olarak durdurulmasının önemini
vurguladı. “Sulukule yıkılmış olabilir, ama insanlar hala orada yaşıyor” diyen
Cabannes, raporda sıralanan pek çok nedenden dolayı Sulukule’ye öncelik
tanınması gerektiğini bildirdi.
“Bürokrasi yavaş, ama sizin
probleminiz acil!”
AGFE İstanbul Misyonu Üyesi Arif Hasan ise “Biz raporu
hazırladık, BM’ye teslim ettik, BM raporu kabul etti. Bürokrasi çok yavaş, ama
sizin probleminiz acil” diye konuştu. Böyle durumlarda birlikte etmenin önemine
vurgu yapan Hasan, mahallenin kendisini belgelemesini; yani o mahalleye devletin
yaptığı yatırımları, mahallelinin yaptığı yatırımları, o mahallenin tarihini,
nerede kimlerin yaşadığını ve mahalledeki toprakların değerini kağıda dökmesini
yapılması gereken işlerden biri olarak sayarak, ancak bunların görünür kılınması
halinde devletin ve medyanın bu bölgelere dair algısının değişebileceğini
belirtti.
Hasan, yıkım ve zorla tahliye sürecinde entelektüel insanların mahalleliyi
yönlendirdiği takdirde olumlu sonuçlar alınacağını ifade ederek, “Eğer mahalleli
sizi yönlendirirse kaybedersiniz!” dedi.