Leyla Gediz'in Galerist'te açtığı serginin adı 'Üniforma' ama o, başlığın çağrıştırdığı gibi hükmedecek bir kavram oluşturmak derdinde değil: Bu sergi genel olarak benim üniformam. Buraya gelip onunla tanışıyorsunuz.
Üniforma sözcüğünün sözlükteki karşılığı, aynı işi yapanların giydiği, tüzükle belirtilmiş, bir örnek giysi. Okul üniforması, askeri üniforma akla ilk gelenler. Galerist'te 'Üniforma' başlığıyla sergi açan Leyla Gediz'in resimlerini izleyince aslında bu amiyane tabirlerin hiçbirinin kastedilmediğini anlıyorsunuz. Zaten Gediz de üniformanın çağrıştırdığı şekilde 'hükmedecek' bir kavram oluşturmak derdinde olmadığını söylüyor: "Bu sergi genel olarak benim üniformam. Buraya gelip onunla tanışıyorsunuz."
Üniformayı, gereksinimden kaynaklanan bir uygulama olarak ele alan Gediz şöyle devam ediyor: Sistematize eden, farklılıkları ortadan kaldıran, kısıtlayan ama kötü anlamda değil. Hayatı kolaylaştıran, kendi ihtiyacımızdan kaynaklanan bir disiplin arayışının karşısına koyuyorum. Birtakım imkânsızlıkları biz kendi kendimize yaratırız ya onları aşmak için yine birtakım sınırlar koyarız. Benim için üniforma böyle bir üniforma. Resimleri giydirme bir sergi dahilinde bütün resimleri toplama da olabilir. Sergideki renk kısıtlaması da bununla ilgili."
Pastel renkleri tercih eden Leyla Gediz (mavi, gri hâkim) sergideki bazı resimlerin renklerini atölye çalışmaları sürecinde değiştirmiş, bazı resimleri sonradan 'Üniforma'ya dahil etmek istemiş. Resimler arasında ortaklık kuran ressam "Onları da giydirdim" diyor.
'Üniforma'da altısı portre toplam 20 adet tuval üzerine yağlıboya çalışması var. Galeri mekânını bütün olarak kullanan genç ressam sergi açacağı zaman o serginin bütününün nasıl olacağını baştan düşünmeye başladığını söylüyor. 'Üniforma' sergisi için ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait bankları Galerist'e getirmiş. Resimlerdeki binaların estetiğiyle banklar örtüşüyor. Ayrıca duvarların yarısı gri yağlıboyayla boyanmış. Tıpkı duvarlar leke olmasın diye ilkokullarda yapıldığı gibi...
Leyla Gediz İstanbullu olduğu için resimlerinin de hep İstanbul çıkışlı olduğunun altını çiziyor. Sergideki portrelerin arkadaşlarının portreleri olduğunu söyleyen Gediz, "Koşu parkuru resmini ise kısır döngü etrafında dönmek olarak yorumlayabilirsiniz" diyor.
Bir anlamda 'üniforma' kavramını tersten okuyan Gediz, resim sanatında özgür olmanın önemine vurgu yapıyor: "Seri üretim o kadar çok ki... Hep talep geliyor. Bir resminiz iş yaptığında onun devamı bekleniyor. Özgünlüğümü koruyabilmem için özgürlüğümü muhafaza etmek gerekir. Sergimle bunu anlatmaya çalışıyorum. Kısıtlamayın kendinizi, ticari beklentilere, taleplere bağlanmayın. Bir sergide aynı resimden ufak farklılıklarla 10 tanesini görürsünüz. Bu bazı kavram çerçevesinde izah edilebilir. Ancak benim karşı durduğum, bir şey yakala ve onunla kendini var et durumu. Sonra hayat boyu aynı resmi yap!" Üniforma gibi...
1980'ler kuşağından Gediz, "Sorular asla bitmemeli" diyerek bitiriyor....