Türkiye'nin ilk nükleer santralinde ilk kazmanın 2016 yılında vurulacağı belirtildi. Cihan'ın haberine göre, Kasumov, Mersin'deki NGS bilgilendirme ofisinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Nükleer santral yapılacak sahada daha önce başlattıkları araştırma çalışmalarının devam ettiği bilgisini veren Kasumov, bunun dışında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu'nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığına teslim edildiğini, olumlu sonuçlanmasının ardından inşaat çalışmaları için hazırlık dönemine gireceklerini kaydetti.
İlgili lisansların temin edilmesi durumunda "2016'nın başında inşaata başlamış olacağız" diyen Kasumov, şunları söyledi: "Yani ilk betonu dökmüş olacağız diye düşünüyoruz. Dediğim gibi önümüzdeki dönem ilgili lisansların alınması, hazırlık çalışmalarının yapılması düşünülüyor. Bütün işlemler çalışma takvimine göre yürütülmektedir. Daha önce söylenen 2023 yılında dördüncü olan yani son ünitenin devreye girmesi düşünülüyordu öyle olacak. Şu an için herhangi bir engel görmüyoruz." Alanda şu an için bir inşaat söz konusu olmadığını vurgulayan Kasumov, "Mevzuat gereği ÇED olumlu çıkmadığı sürece bir inşaat yapılması söz konusu değil" ifadesini kullandı.
Akkuyu'da yapılacak nükleer santralin güvenliği ile ilgili de bilgiler veren Kasumov, NGS'nin tarım ürünlerini ve deniz yaşamı güvenliğini tehdit etmeyeceğini savundu. Nükleer santralden çevreye ve suya hiçbir şekilde kimyasal veya bir başka kirletici maddelerin doğaya bırakılamayacağını anlatan Kasumov, bunun uzmanlar tarafından sürekli denetleneceğini kaydetti. Santralin ileri teknolojili güvenlik sistemlerine sahip olacağını vurgulayan Kasumov, Rusya'da nükleer santrallerde güvenlik sistemleri için ayrılan bütçenin tesisin toplam maliyetinin yüzde 40'ını oluşturduğunu vurguladı.
Akkuyu'da yapılacak
NGS ile Fukişima NGS arasında karşılaştırmalarda bulunan Kasumov, Fukuşima'nın eski nesil bir reaktör iken Akkuyu'ya yapılacak santralinin 3+ olarak adlandırılan yeni nesil bir reaktör olacağını kaydetti. Fukişima'da sadece aktif güvenlik sistemleri varken burada hem aktif hem de pasif güvenlik sistemlerinin olacağını anlatan Kasumov şunları dile getirdi: "Pasif güvenlik sistemi dışarıdan bir güç temini veya operatör müdahalesi gerektirmemektedir. Dört güvenlik kanalı mevcuttur. Bir kanal devre dışında olsa bile diğer üçü güvenliği sağlayabilirler. VVER tipi reaktörler çevrimli şemaya sahiptir. Radyoaaktive reaktör ünitesinde hapsedilmekte. Kullanılmış yakıt elemanları bekletme havuzunun sızdırmaz bir ünitenin içerisinde bulunması sayesinde patonsiyel radyoaktif salımınların lokalizasyonu sağlanmaktadır. Geniş çift katmanlı sızdırmak koruyucu kabın yanı sıra ciddi kaza durumunda devreye giren pasif hidrojen birleştirici sistemi ve reaktör kalbinin erimesi durumunda eriyiği hapseden düzenek öngörülmüştür."