Aktan Mobilya, 1932 yılında İsmet Aktan tarafından kuruldu. Bir aile şirketi olan Aktan Mobilya’nın kurucusu İsmet Bey, zamanla işleri oğullarına devretti. Firma, 76 yıllık zaman aralığında, imalatla birlikte mağazacılık ve mobilya toptancılığı yapsa da hiçbir zaman imalatı terk etmedi. Bugün Aktan Mobilya’nın imalatını yaptığı ürünler arasında en fazla öne çıkanı ahşap akustik paneller. Konferans, tiyatro, konser salonlarından restoranlara, otel lobilerinden nikah salonlarına kadar çok yaygın bir kullanım alanı bulunan ahşap akustik paneller, kapalı alanlardaki akustik düzenlemeyi sağlayan doğal ve estetik malzemeler. Ahşap akustik panellerin Türkiye’de üretilmesine öncülük eden Aktan Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Aktan sorularımızı yanıtladı.
Bize kendinizi tanıtır mısınız? Aktan Mobilya nasıl
kuruldu ve siz meslek hayatına nasıl atıldınız?
Mobilyacılık aile
mesleğimiz. Babamız, 1932 yılında Aktan Mobilya’yı kurmuş. O yıllarda Ankara
yeni yeni yapılanırken Bakanlıkların, Ankara Büyük İstasyon’un ve hastanelerin
doğrama işleri yapılmış. Daha sonra babam Bayındırlık Bakanlığı’nın ahşap işleri
taşeronu olmuş. Vehbi Koç müteahhitliğe atılınca onunla çalışmış. Birlikte
Ankara Hastanesi’ni yapmışlar. Ankara Hastanesi’nin müteahhidi Vehbi Koç,
taşeronu da babamdır. Biz üç erkek kardeşiz. En büyük ağabeyimiz alaylı olarak
baba mesleğini devam ettirdi. İkincisi hukuk mezunudur. Ben ise mühendisim. Ben
aslında mobilya işine girmeyecektim. Fakat babamın vefatından sonra
ağabeylerimin ısrarı üzerine işleri devraldım. Ben de babamın yolundan gidip,
ihalecilik yaptım. Bu sırada Gama İnşaat, Soyak İnşaat, Doğuş İnşaat gibi büyük
firmaların ahşap taşeronu olduk. Bu firmalar için imal ettiğimiz ürünler içinde,
dolap ve kapıların yanı sıra konferans salonu kaplamaları da vardı. O sırada
bize "Delikli lambri yapar mısın" diye bir teklif geldi. Biz de onur meselesi
yaptık ve "Tabii yaparız" dedik. Meğer istedikleri akustik panelmiş. Ses
yansımalarını önleyen; beş yüz kişilik bir salonda, kürsüde konuşan bir insanı
en ön ve en arkadakilerin hoparlörsüz duyabilmelerini sağlayan bir teknoloji. Bu
arada İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın teknik servisinden mühendis ve
mimarların oluşturduğu kontrol ekibi işi bir an önce yetiştirmemiz konusunda
baskı yapmaya başladı. Ben 1965 ODTÜ mezunu bir yüksek makine mühendisiyim. En
sonunda kafam attı. İşi ele aldım ve neticede bitti.
İlk üretimi yaparken çok zorlandınız
mı?
Tabii. Panel deliklerinin çapı eşit olacak, içinde çapak
olmayacak, kenarları kırık olmayacak, hizaları eşit olacak… Aksi takdirde
akustik değerleri bozuluyor.
Üretim aşamasında makine mühendisi olmanızın faydası
oldu mu?
Hem de çok. Çünkü en başta karşındaki insanın ne dediğini
anlıyorsun. Dolayısıyla çözüm kolaylaşıyor. İlk işimizi teslim ettikten sonra
kontrol ekibinin yaptığı akustik testler müspet geçince, bizi tavsiye etmeye
başladılar. İstanbul’daki çeşitli firmalardan ve belediyelerden talep gelmeye
başladı. Mobilyacılık baba mesleği olduğu için tecrübemiz ve ahşap kültürümüz
var. Panel üzerindeki delik mesafelerini hesaplarken de mühendisliğimin çok
faydasını gördüm. Bir de bu kadar sene sonra ustalarla hangi lisanda konuşup iş
yaptırabileceğimi biliyorum.
Üretim artınca akustik panel için özel bir teknoloji
geliştirdiniz mi?
Zamanla bizi tavsiye edenlerin de sayesinde daha
büyük talepler gelmeye başladı. Biz de işi büyütmek zorunda kaldık. O zaman bu
konuda Türkiye’de bir boşluk olduğunu gördük. Akustik panel üretimini Türkiye’de
bilen yoktu. Üç sene uğraşarak çok büyük paralar harcadık. Maddi olarak çok zor
durumlara da girdik. Fakat sonunda başardık. Üretim için gerekli makineyi yapma
mecburiyeti ortaya çıkınca, üniversitedeki makine tahsilimin de ışığında
arayışlara girdim. Almanya, Japonya, İngiltere gibi pek çok ülkeyi gezdikten
sonra İtalya’da bir butik makine üreticisi buldum ve ona yaptırdım.
Anlayacağınız teknolojimiz Türkiye’de tektir. Bu sayede uluslararası düzeyde her
çeşit akustik panel üretimine başladık. Akustik konusu Türkiye’de çok ihmal
edildiği için mimarların çoğunun bundan haberi yoktu. Onlar bize sorular sormaya
başlayınca biz de kendimizi yetersiz gördük. İşin bilimsel tarafını öğrenmek
için Gazi ve Ortadoğu Üniversitelerinin akustik profesörlerini kendimize
danışman yaptık.
Akustik panel ihraç ediyor musunuz?
Evet,
çeşitli ülkelerde Türk müteahhitlerle çalışıyoruz. Onlar aracılığıyla dolaylı
olarak Libya, Kazakistan, Sudan ve Irak’a akustik panel çeşitleri gönderiyoruz.
Örneğin bizim için çok bereketli bir pazar olan Libya’ya iki milyon dolara yakın
bir ihracat gerçekleştirdik.
Akustik paneller konferans salonlarından başka nerelerde
kullanılıyor?
Akustik paneller alışveriş merkezlerinde, hastane
koridorlarında, gazinolarda, restoranlarda, otel lobilerinde, spor salonlarında,
açık ofislerde, kısaca insan trafiği fazla olan kapalı tüm mekanlarda
kullanılıyor. İnsanoğlu, yüzyıllar önce ahşabın ses dalgasının boyutunu
değiştirip, kulağa hoş gelen bir hale soktuğunu keşfetmiş ve müzik aletlerinin
büyük bir kısmını ahşaptan yapmış. Ahşap, dekoratif özelliği yanında akustik
değerler bakımından da oldukça iyi bir malzemedir. Elbette ahşabın üretimi,
kumaş, alçıpan, taşyünü gibi malzemelere göre daha pahalı. Çünkü bir metrekare
malzemede ortalama 4 bin delik açılıyor. Tabii bunun maliyeti de yüksek oluyor.
Örneğin; Libya Tripoli’deki Al-Fatah Üniversitesi’nin yedi amfisini biz yaptık.
Orada mikroperfore denilen, metrekaresinde 16 bin delik bulunan bir malzeme
kullandık.
Bugüne kadar yaptığınız projelerden örnekler verebilir
misiniz?
İstanbul Beylikdüzü’nde, Mercedes-Benz fabrikasının idari
binalarında, çok amaçlı salonun kubbe şeklindeki tavanına lake akustik panel
kapladık. Yine İstanbul’da Garanti Bankası Eğitim Müdürlüğü Binası’nın konferans
salonundaki akustik panelleri yaptık. Ankara’da ise belediye ve askeriyenin
konferans salonları ile birkaç nikah salonunun akustik panel işlerini
yaptık.
Herhangi bir alanda üretim yapan ilk firma olmak, hazır
bilgiyi kullanmak yerine o bilgiye ulaşıp pratiğe dökme mecburiyetini de
getirir. Bu anlamda ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
"Yahu önünde
sonunda bir tane delikli panel değil mi? Ben de yaparım" diyen bir sürü
mobilyacı çıktı ortaya. Tabii mesafelerin aynı olmaması nedeniyle akustik
yerlerini tutturamıyorlar. Bundan başka bir de "çirkin müteahhitler" var. Bu
adamlar bize iş yaptıracakmış gibi gelip, bizden bilgileri alıp götürüyor
mobilyacıya veriyor. Adama deneme maiyetinde 2-3 metrekare iş yaptırıyor.
Mobilyacı da ince ince işliyor. Ardından bin metre sipariş veriyor ve tabii
orada mobilyacının işi bilmediği ortaya çıkıyor. Öte yandan işi bilen mimarların
bize moral veren konuşmaları da oluyor. Bu işe başladığım yıllarda, "Türkiye’de
akustik bilinmiyor, parana yazık ettin" diyenler de oldu. Fakat biz inat ettik.
Zaman zaman ekonomik olarak sıkıntı yaşamamıza rağmen tesisimizi ayakta tuttuk.
Mal varlığımızdan tavizler verdik. Fakat bugün tüm bunlara değdiğini
görüyoruz.
Bundan sonrası için planlarınız neler?
Bu
malın pazarlaması, standart bir takım ürünler gibi mağazaya koyup satışını
yapmakla olmuyor. Çünkü her proje için farklı üretim yapıyoruz. Alçak frekans,
orta frekans, yüksek frekans… Kimi senfoni orkestrasıyla kullanacak, kimi de
nutuk atacak… Böyle olunca ürün tanıtımına ağırlık vermek gerekiyor. Biz de
tavsiyeler üzerine web sayfası yaptık. İnternet reklamlarına daha büyük bütçeler
ayırmak istiyoruz. Ayrıca bir iki sene içinde İstanbul’da bir showroom açma
planımız da var.