Anayolda Park Etmek Serbest mi?

İstanbul'un trafik sıkışıklığı en çok yaşanan noktalarından biri, Büyükdere Caddesi'nin Maslak mevkiinde yol ortasına park etmiş servis araçları sizce orada ne arıyorlar ve ne bekliyorlar? Bir gün akşamüzeri saatlerinde Büyükdere Caddesi'nde Atatürk Sanayi Sitesi'nden Maslak ve 4. Levent istikametine doğru gitmeye kalkışın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Maslak'ta, eski Mövenpick Otel'in öncesinden başlayıp Harp Akademileri'nin karşısındaki Opet benzin istasyonuna varana kadar olan mesafe boyunca ana caddeye park eden, bazen hatta iki sıra halinde park eden servis araçları trafiği inanılmaz derecede tıkıyorlar, taa Tarabya sapağına kadar sıkışıklık yaratabiliyorlar. Peki o servisler neden anayolda, yani Büyükdere Caddesi'nin üzerinde bekliyor da, hangi firmanın elemanlarını taşıyacaklarsa o firmanın bulunduğu iş merkezinin kapısında beklemiyorlar?

Bu basit sorunun bizim Türk olmaktan ve İstanbul'daki kifayetsiz muhteris belediyelerin plansızlığına mahkûm olmamızdan kaynaklanan bir cevabı var.
Adım adım gidelim dilerseniz...

İstanbul'da Büyükdere Caddesi'nin Levent-Maslak arasında yer alan bölümü 'gökdelenler bölgesi' ilan edildi. Çok iyi, çok güzel. Gerçi İş Kuleleri ve Sabancı Kuleleri dahil buradaki binalara 'gökdelen' demek, dünyanın gökdelen sahibi şehirlerindeki binalara karşı bir haksızlık olur ama yine de buralardaki binalar bizim standartlarımızda hayli yüksek binalar. Aslında binaların ne kadar yüksek olduğunun bir önemi yok, önemli olan toplam metrekare büyüklükleri.

Bu bölgede birkaç milyon metrekare böyle yeni iş merkezi var. Büyükdere Caddesi'nin tam üstündeki binalar sonuçta ana caddenin üzerindeler. Onlar da sorun yaratıyor ve yaratacak ama esas sorun arkada gizli.

Maslak'ta, işte bu servis araçlarının Büyükdere Caddesi'ne park ettiği mevkide, ana cadde üzerinde değil de bir alt yolda, özellikle de Ayazağa Köyü'ne inen yol üzerindeki onlarca bina sorunu yaratıyor. Yanlış anlama olmasın, binalarda da sorun yok, hatta pek çoğu ciddi bir mimari özenle yapılmış, benim de gelip geçerken beğendiğim binalar.

Ama en küçüğü bile 50 bin metrekareden küçük olmadığını tahmin ettiğim bu binalar sonuçta bir köy yolunun etrafında dizilmiş durumdalar. Bu bölge görece yeni zamanda 'planlandı' ve inşa edildi. Ama görüyoruz ki pek de planlanmamış, koca koca iş merkezleri yapılması için gereken izinler verilmiş ama yollar hiç düşünülmemiş.

Yollar düşünülmediği için de, servis araçları iş merkezinin önünde değil ana caddede duruyor. Kazayla iş merkezinin tam önünde dursa, oradan anayola çıkması 30-40 dakika sürecek, işte o yüzden anayolda bekliyor.

Anlatabildim mi sorunu bilmiyorum.

Şimdi aynı bölgeye devasa konut projeleri ve bir de futbol stadı yapılması da düşünülüyor. Yine aynı bölgede bir türlü bitmeyen İstanbul Kongre ve Sanat Merkezi inşaatı da var. Kazayla burası bitse ve orada bir konsere yetişecek olsanız vay halinize...

O kaldırım yıkıldı
Bu köşede dün çıkan yazıda belediyenin yol yapmayı bilmediğinden hareketle bir somut örnek verilmişti. Sabah işe gelirken gördüm, otoyolun ortasına kadar çıkan ve kazaya sebep olan o kaldırım yıkılıyordu. Yanlıştan dönüldü evet ama keşke o yanlış hiç yapılmasaydı. Kaldı ki yanlıştan tamamen de dönülmedi, bakalım o katılımdan otoyola çıkan kaç araç kazaya sebep olacak?
Orada kazalar 'ben geliyorum' diyor.
Yol kusuru bu kadar açık yani.