Ankara Barosu Sert Çıktı



Ankara Barosu’nun açığı davayla iptal edilen kademeli su tarifesinin tasarruf yapan vatandaşa darbe vurduğunu söyleyen ve "Halk Ankara Barosu’ndan hesap sormalı" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e Ankara Barosu’ndan çok sert yanıt geldi. Barodan yapılan açıklamada Gökçek’in baroyu hedef gösterdiği belirtildi. Açıklamada, "Anayasal bir hakkın kullanılmış olmasının Sayın Gökçek tarafından suçlama konusu yapılmış olması, Sayın Gökçek’i iddiasında haklı kılmaz, sadece ve sadece kendisinin hukuka bağlı ve saygılı olmadığını gösterir" denildi. Barodan yapılan yazılı açıklama şöyle devam etti:

Anayasamızın 36. maddesi hükmü gereğince, herkes gibi Ankara Barosu da meşru araç ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı organları önünde davacı veya davalı olarak hak arama özgürlüğü vardır. Ankara Barosu kaynağını Anayasa’dan aldığı bu hakkını kullanmak suretiyle ASKİ tarafından belirlenen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nce onaylanarak yürürlüğe konulan 10.11.2005 tarihli kademeli, TEFE’ye göre artırımlı, faturaları 45 gün süreyle tahakkuklu Su Satış Tarifesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla 23.11.2005 tarihinde dava açılmıştır.

Hukuka bağlı ve saygılı değil

Hal böyle iken Anayasal bir hakkın kullanılmış olmasının Sayın Gökçek tarafından suçlama konusu yapılmış olması, Sayın Gökçek’i iddiasında haklı kılmaz, sadece ve sadece kendisinin hukuka bağlı ve saygılı olmadığını gösterir.

Her ne kadar anılan su tarifesinin iptali için dava açan Ankara Barosu tüzel kişiliği ise de, davaya konu iddiayı ve talebi haklı, Sayın Gökçek’in uygulaması haksız ve hukuka aykırı bulan ve o nedenle de iptal kararı veren Anayasamızın 9.maddesi hükmü gereğince halk adına yargılama yetkisine sahip olan bağımsız yargıdır. Bu durumda Sayın Gökçek’in Ankara Barosu’nun adını kullanmak suretiyle asıl suçladığı ve hedef gösterdiği kuruluş yargıdır.

Halktan ve hukuktan özür dilemeli

Hukuk devletinde asıl olan en başta yönetenler olmak üzere her kişi ve kuruluşun yasalara uyması, hukuka bağlı ve sadık olmasıdır. Su tarifesiyle ilgili olarak yaptığı uygulamanın yasaya ve hukuka aykırı olduğu yargı kararı ile kesinleşen Sayın Gökçek’in bu aşamada yapması gereken herhalde dava açan Baroyu ve kararı veren mahkemeyi suçlamak değil, yasaya ve hukuka aykırı işlem yapan kişi olarak halktan ve hukuktan özür dilemektir.

Su satış hizmeti niteliği itibarı ile kamu hizmeti olmakla, bu hizmet üzerinden kar elde edilmesi amaç olamaz. Aksine düşünce sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmadığı gibi, özü ve niteliği itibarı ile halkın yönetimi olan belediyecilik anlayışı ile de bağdaşmaz.

Tek sorumlu Gökçek

Diğer taraftan anayasal demokrasilerde yaptıklarından dolayı, gerek yargı önünde, gerekse seçimler yoluyla halka karşı hesap vermekle yükümlü olanlar oy verenler, yani halk değil, oy verilenler, yani seçilenlerdir. Bu durumda gerek hukuka ve yasaya aykırı olması nedeniyle yargı tarafından iptaline karar verilen su tarifesiyle, gerekse halk için, çevre için, yaşam için vazgeçilmez değerde olan su bedellerine %58 oranında yaptığı zamla ilgili olarak hesap verme durumunda ve zorunda olan Ankara Barosu değil, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni yönetmekte olan ve bütün bunlardan sorumlu bulunan Sayın Gökçek’tir.

Popülist ve halkı yanıltmaya yönelik

"Yine kademeli su tüketimi sloganıyla az tüketenden az, çok tüketenden çok su parası alınması uygulanabilirliği olmayan, çoğu kalabalık ailelerden oluşan halk kesimine hiçbir yararı bulunmayan, özü itibariyle popülist ve sadece halkı yanıltmaya yönelik slogandan ibaret olan bir uygulamadır.

Gerek bu uygulama, gerekse faturaların 45 gün süreyle tahakkuk ettirilmek suretiyle her tahakkuk döneminde artan yeni fiyatların ve yine fiyat artışlarında TEFE oranlarının uygulanmasının öngörülmüş olması çok açık biçimde sosyal devlet anlayışına eşitlik, ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine aykırı bir uygulamadır ve halkın zararınadır. Nitekim bağımsız yargı tarafından davaya konu su tarifesinin iptali yönünde verilen kararın gerekçesi de bu hususları içermektedir."