Ankara Çayı Açık Kanalizasyona Döndü!



Hürriyet Gazetesi'nden Erdinç Çelikkan'ın haberine göre, Çevre Mühendisleri Odası, Başkent’in ortasından geçen Ankara Çayı’ndan numune alarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onaylı akredite laboratuvarda analiz yaptırdı. Ölçüm sonrasında çıkan sonuçlar Ankara Çayı’nın dördüncü sınıf (en temizi birinci sınıf) su kaynağı olduğunu ortaya koydu. İlkbahar aylarına ait ölçüm sonuçlarını değerlendiren Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, yaz aylarında kuraklığın artmasıyla bu değerlerin yükseleceğine dikkat çekti. Suyun daha kötü hale geleceğini belirten Bozoğlu, çayla ilgili korkunç sonuçları şu sözlerle değerlendirdi:

“Ankara Çayı’nın anoksik şartlardan anaerobik şartlara doğru geçtiği yani oksijenin tükendiği görülmektedir. Bunun sonucunda çay tamamen ölecek ve dip çamurunun temizlenmesi dahi sonuç vermeyecektir. Çözünmüş oksijen değeri çok düşüktür, bunun sebebi organik madde yükünün fazla olmasıyla ilgilidir. Organik madde, parçalanması sırasında sudaki oksijeni tüketmektedir.

Kanalizasyon deşarj ediliyor

Amonyak azotu açısından da oldukça yüksek değerler bulunmuştur. Amonyak azotunun nitrat azotuna göre daha yüksek olması, taze bir fekal kirlenmenin olduğunu yani kanalizasyon atıklarının dereye sürekli deşarj edildiğini göstermektedir. Ankara çayı açık kanalizasyon halindedir. Ağır metallerden Kadmiyum, sınır değerlerin oldukça üzerindedir. Kadmiyum, öncelikli kirleticiler arasındadır ve insanlar üzerindeki toksik etkisi kanıtlanmıştır. Kaynak olarak kaplama, metal sanayisi veya pil endüstrisi gibi bir tesislerin deşarjı akla gelebilmektedir. Civa’da da benzer bir durum söz konusudur. Renk parametresindeki yükseklik de dikkat çekicidir. Tüm bu veriler sanayi atıklarının da Ankara Çayı’na deşarj edildiğinin göstergesi niteliğindedir.

Açık kanalizasyona döndü

Uzunluğu 140 kilometre olan çayın kent içerisinde halkla doğrudan bağlantısı bulunmaktadır. Açık kanalizasyon haline dönüşen Ankara Çayı’na dair ne yazık ki, somut çözüm üreten çalışmalar yapılmamaktadır. Zaman zaman kokuya da neden olan dere dibindeki dip çamuru, iş makinaları tarafından alınmaktadır. Çözüm üretmeyen bu yaklaşım sadece günü kurtarmayı hedeflemektedir. Büyük bir bölümünde üstü betonla örtülen Ankara Çayı, örneğin  Eskişehir’de olduğu gibi kent için önemli bir değer olarak, turizm hatta ulaşım amaçlı değerlendirilebilecekken yok sayılmaktadır.”

ASKİ asıl görevine dönmeli

ASKİ’nin yol yapım çalışmalarından ve kendi görevi olmayan alanlardan çekilmesi gerektiğini belirten Baran Bozoğlu, “Yeni büyükşehir belediyesi düzenlemesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de sorumluluk alanı artmıştır. 20 yıldır Ankara Çayı’na dair hiçbir somut adım atamayan bir yönetim anlayışı, daha geniş bir coğrafyaya, nüfusa kentsel alt yapı hizmetini nasıl verecek? Ankara Büyükşehir Belediyesi yüzünü bir an önce çevre sorunlarına dönmelidir. Eymir Gölü’nün, Mogan Gölü’nün kirliliğe mahkum edilmesi, AOÇ’nin ve özel çevre koruma alını olan Gölbaşı Bölgesi’nin hukuksuzca yoğun yapılaşmaya açılması, orman alanlarının yok edilmesi, betonlaşmanın artması ile yeraltı sularının beslenmesinin engellenmesi gibi ciddi sorunlar hala Ankara’nın gündemindedir” dedi.