Ankara'nın "deprem riski bulunmadığı" yönündeki kanının yanlış olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu yanlış düşünce nedeniyle başkentin yıllarca "çürük yapılarla" doldurulduğuna işaret etti. Özellikle Demetevler - Karşıyaka bölgesinin önemli tehlike altında bulunduğuna dikkat çekilerek, kent genelinde başta bu bölge ile kamu binalarında olmak üzere "deprem analizi" çalışması başlatılması gerektiğinin, bunun için de Anakent Belediyesi'ne görev düştüğünün altını çizdi.
Başkentin bir hafta arayla merkez üssü Bala olan 5.7 ve 5.5'lik depremlerle sarsılması korkuttu. Pek çok kesimce dillendirilen, "Ankara'da büyük deprem olmaz" söyleminin büyük hata olduğunun altını çizen uzmanlar ise önce bu yanlış düşünceden vazgeçilmesi sonra da bir an önce gerekli çalışmaların başlatılması gerektiğini vurguladı. Özellikle çarpık yapılaşma ve uygun olmamasına karşın fazla kat çıkılmasına izin verilen yapılar nedeniyle, olası şiddetli bir depremde, istenmeyen sonuçlarla karşılaşılacağı uyarısında bulunuldu.
Tuzgölü fayı
Ankara'nın deprem riski üzerine uzun yıllardır çalışma yürüten Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Pampal , başkentin deprem açısından en az İstanbul kadar tehlikeli bir bölgede bulunduğunu söyledi. Pampal, Ankara için asıl tehlike oluşturan 3 fay hattı bulunduğunu, bunların "Niksar - Erdağ", "Keskin" ve "Tuzgölü" fayları olduğunu belirtirken, "En tehlikelisi Tuzgölü Fayı. Burada meydana gelecek bir deprem Ankara için çok kötü sonuçlara yol açabilir" uyarısında bulundu. Pampal, bu fayın Ankara'ya uzaklığının 100 km. civarında olduğunu ifade etti.
'1996'dan önceki yapılar riskli'
Prof. Süleyman Pampal, başkentin aktif faylarla çevrili olmasına karşın,1996'ya kadar hazırlanan deprem haritalarında "Ankara'nın risksizmiş" gibi gösterildiğine değinirken "Bu çok büyük bir yanlış" görüşünün altını çizdi. Pampal, bu yanlış nedeniyle 1996'ya kadar Ankara'da verilen imar izinlerinde, yapılan binalarda "depremin hesaba katılmadığını" vurgularken, başkentin çürük yapılarla doldurulduğunu söyledi. Pampal, "1996'dan sonra yapılanlarda, depreme dayanıklılık esas alınmışsa ve gerekli ölçütlere uyulmuşsa sorun olmaz. Ancak 1996'dan önceki eski yapılar risk taşıyor" dedi.
Başkentin en riskli bölgesinin "Demetevler" olduğunu da kaydederek, buradaki evleri "15 - 16 katlı gecekondular" olarak niteleyen Prof. Pampal, merkezi vuracak olası bir depremde, Demetevler'de neredeyse hiç sağlam yapı kalmayacağına işaret etti. Pampal, "Acilen okullar, hastaneler, alışveriş merkezleri olmak üzere kamunun kullandığı binaların deprem dayanıklılığının test edilmesi; sonuca göre ya sağlamlaştırma çalışması yapılması ya da dayanıklıysa tescillenip ilan edilmesi ve buraları kullanan yurttaşların içinin rahat olması sağlanmalı. Ondan sonra da başta Demetevler ve 1996 öncesi yapılar olmak üzere Ankara'daki binaların depreme dayanıklılığını ölçmek üzere çalışma yürütülmeli, gerekenlere sağlamlaştırma yapılmalı, yıkılacak olanlar yıkılmalı" uyarısında bulundu.
'Zeytinburnu neyse Demetevler de o'
ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ise Ankara'da büyük bir deprem olmayacağını düşünmenin yanlış olduğunu, her an depreme hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Sucuoğlu, Ankara çevresindeki fay hatları dikkate alındığında, en riskli bölgenin "Demetevler - Karşıyaka" olduğunu ifade ederken, "Buradaki yapılar da son derece dayanıksız" dedi. Özellikle Demetevler'deki binaların kat sayısının fazla olduğu ve dayanıksız çokkatlı yapıların olası bir depremin sonuçlarını daha da ağırlaştıracağı uyarısını yapan Sucuoğlu, "Demetevler ve Karşıyaka için zaman yitirilmeden bir deprem analizi çalışması başlatılması gerekiyor. Buralar Ankara'nın deprem açısından kırmızı hatları. İstanbul'da Zeytinburnu, Küçükçekmece, Avcılar, Bakırköy neyse Ankara için de Demetevler - Karşıyaka o" diye konuştu.
Önemli depremler listesine alındı
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nin verilerine göre, 1 - 29 Aralık arasında başkentte, büyüklükleri 3.0 ile 5.7 arasında değişen 171 deprem oldu. Bu depremlerin, 169'u Bala'da meydana geldi. İlçede yaşanan 20 Aralık'taki 5.5 ve 27 Aralık'taki 5.7'lik depremler, merkezin "Önemli Depremler" listesine de alındı.
Toptaş: Anakent envanter çıkarmalı
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi Başkanı Fehmi Toptaş ise 1999 Marmara Depremi sonrasında Deprem Yönetmeliği'nin değiştirildiğini ve "işin daha sıkı tutulduğunu" belirtirken, "Dolayısıyla 1999'a kadar yapılan binalar o tarihten sonraki yönetmeliğe değil, eskisine göre inşa edildi. Bu açıdan bir risk var" dedi. Toptaş, eski yapıların ve 1999 öncesindeki binaların, bugünkü koşullar dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerektiğini, bunun için bir envanter çalışmasına ihtiyaç olduğunu söylerken, "Bunu İstanbul Anakent Belediyesi yapıyor. Ankara Anakent Belediyesi de yapmalı. Binaların depreme dayanıklılığı konusunda bir risk haritası çıkarılmalı ve buna göre harekete geçilmeli" görüşünü kaydetti. Toptaş, Demetevler'in Ankara'nın depremselliği açısından diğer yerlere göre daha fazla risk taşıdığına işaret ederek, bunun temelinde ise oradaki zeminin daha zayıf olmasının, binaların ise kaliteli yapılmamasının yattığını belirtti.
'İMO'dan analiz isteyin'
Anakent Belediyesi'nin birçok kentsel dönüşüm projesi yürüttüğüne ancak asıl büyük çapta bir dönüşümün deprem riski yüzünden gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken İMO Ankara Şubesi Başkanı, "Başta Demetevler'in bir kentsel yapılandırmaya ihtiyacı var. O bölgeyi tamamen yenilemek lazım" diye konuştu.
Toptaş, yurttaşların, oturdukları yapıların depreme dayanıklılığını kendilerinin de öğrenebileceğini, bunun için İMO Ankara Şubesi'ne dilekçeyle başvurup, binalarının incelenmesi talebinde bulunmaları gerektiğini dile getirirken, yeni ev alacaklara da uyardı! Toptaş, "Ev satın alınmadan önce depreme dayanıklılığı, kullanılan malzemesi, yapım şartları, bulunduğu bölge mutlaka araştırılmalı. Bunun için gayrimenkul sahibinden bilgi isteyebilirler, uzmanlara danışabilirler, kendileri analiz yaptırabilirler" dedi.