Libidosu Yüksek Resimler

Taner Ceylan yine yetişkinlere yönelik bir sergiyle Galerist'te. İki erkek arasında yaşanan cinselliği erotik bir dille resmeden Ceylan: Benim libidom yüksek. Zihniniz bu sergide takılı kalabilir! Ressam Taner Ceylan, alışılagelen kavramlarla oynayarak, bilindik kompozisyonları 'De-Kompoze' (Dağıtmak) başlıklı sergisiyle yerle bir ediyor. Görsel olarak sunduğu bu yeniliği ise yoğun olarak kullandığı pornografik, erotik öğelerden alıyor. Taner Ceylan yine yetişkinlere yönelik bir sergiyle Galerist'te.

Bu sergiyi anne-babanızla 'rahat' gezmeniz pek olası değil gibi. Kendisinin de dediği gibi Ceylan; resimlerinde pembe dizilerdeki kadın-erkek ilişkilerini 'dağıtıp' iki erkek arasında yaşanan cinsellikle kurguluyor. Fakat yeni sergisi bu kez bir kurgu değil. Ceylan hayatındaki ayrıntıları tüm açıklığıyla dökmek istemiş sergisine. Sergi için özel hazırlanmış siyah bir perdenin içinden geçerek girdiğiniz galeride Ceylan'ın önce fotoğraflarını çekerek tuvale yansıttığı tabloları ile karşılaşıyorsunuz. Ceylan'la 'Dağıtmak'ı konuştuk.

Cinselliği kullanırken sanatsal değerleri yüksek resimler yapmaya çalışıyorsunuz. Fakat ilk etapta konusal etki ön plana çıktığı için plastik değerler pek okunmuyor olabilir. Böyle bir kaygınız var mı?
Dengelere, plastik kurallara, ışık ve gölgeye çok önem veriyorum ve anatomik hataların olmamasına dikkat ediyorum. Mesela peyzaj yapıyorum. Sanatta peyzaj geleneği vardır. Bunu çok iyi etüt etmek gerekir. Kötü peyzaj hemen sırıtır. Figür resmi yapıyorum. Bu da çok tehlikelidir. Bir eldeki parmakları yapamazsanız çok fazla sırıtır. Bunlara gelene kadar bütün detayların mühendisliğini yapıyorum. Pornografik ve erotik öğeleri kullanıyorum ancak sanat tarihinin birikimi ile yapıyorum bunu. Sanatı ve birikimimi üzerine ekliyorum. Böylece sırf pornografik olmamasına dikkat ediyorum.

Türkiye'de cinsellik suçluluk duygusuyla eş... Çalışmalarınızda iki erkek arasındaki cinselliği resmetmeniz bir anda çarpıcı bir görsellik sunuyor.
Ben de izleyicide onu gözlemliyorum. Ama dünyada da durum aynı. Cinselliğimiz ifade edilemez, hataymış gibi gösterilir. Mistik arayışlarımda fark ettim ki, dokunmak yüce bir durum. Zamanla benim için çok doğallaştı böyle çalışmak. Günlük hayatını yaşayan sıradan insan için belki başka durumda bu resimler. Ben biliyorum ki cinselliğin suçluluk duygusu ile alakası yok. Cinsellik tanrısal.

Bu serginin hayatınızı birebir anlattığını söylüyorsunuz. Cinselliği hayatınızın merkezine mi koyuyorsunuz?
Evet, libidom yüksek! Hayatımda cinsellik, dokunmak çok önemli. Kolay âşık olabiliyorum ve çok kolay kendimi teslim ediyorum. Âşık olduğum insan için yapamayacağım şey yok. Erotizm benim için hayattaki itici tek güç. Bunun için de resimlerime yansıyor. Tabii gizliyor da olabilirdim. Rahat yaşayıp yaşamadığımı bilmiyorum ama rahat resmetmeye çalışıyorum. Resim yapma sürecim mahrem. Orada da bir sürü tatmin ve ayrı bir cinsellik yaşıyorum.

Kadın-erkek kompozisyonunu bozuyorsunuz ve hayatınızı tüm detaylarıyla sergiye koyuyorsunuz. Bu sergi kurgu değil. Özel hayatın deşifre edilmesi anlamına gelmiyor mu bu?
Mahremiyetle alakalı. Cinselliğin mahrem olmadığını düşünüyorum. İki kişi varsa mahremiyet nerede? Asıl mahremiyet resim yaparken oluyor. Çünkü orada kimse yok. Sadece resim ve ben varım. Onun için resimlerde gösterdiğim şeyler mahrem değil.

Klasik resimlerde de çıplaklık önemli bir unsur. Böyle bir etkilenme söz konusu mu?
Evet, Michalengelo ve Leonardo'da da var. Mesela Sistine Chapel'i Michalengelo yaptığı zaman Papa ilk gördüğünde 'Ne burası hamama benzemiş' demiş. Ve bütün figürlerin organlarını kapattırmış. O yüzden kapalıdır. Bir anlamda kendi yaptığımda klasik resimde yapılmamış bir şeyi yaparak onlar adına da intikam alıyorum.

2002'de Yeditepe Üniversitesi'nden istifa etmek durumunda kalmıştınız. Şimdi nasıl tepki alıyorsunuz izleyiciden?
Üst düzeydeki entelektüel kesimden tepki geliyor ve şunu hissediyorum: Yeni bir düşüncenin ya da 'patavatsızca' bu kadar yeni bir kişinin gelmesine öfkelenen ve buna direnç gösteren bir sistem var. Bu da normal. Bunun ne işi var burada? Bunun resimleri alınıyor? İnsanlar yıllardır sansür uygulamış kendine ve arz-talep ilişkisine göre işlemiş mesele. Ben 14 yıldan beri istediğimi yapıyorum. Hocalarım beni bundan uzaklaştırmaya çalışmıştı. Ama mezun olunca bünye yine kendini buldu.

Şimdiye kadar hep kadının erotizmi bize sunuldu.
Yapılmamışı yaparak, olmayan taşı yerine koymaya çalışıyorum.

Sergideki resimlerinizin çoğu öyle alınıp rahatça duvara asılacak resimler değil. Ticari kaygınız yok galiba.
1991 yılından beri sergi açıyorum. Hayalim galeride sergi açmaktı. Sürekli reddediliyorsun. Bunca zaman iyi ya da kötü adım var. Beni alan, peşimde olan insanlar var. Bir resim bitiyor onu rafa kaldırıyorum. O resim aklıma gelince açıp bakıyorum. Gerek duymuyorum. Onu yaparken ruhuma kazıyorum. Kıl fırçayla günde dokuz saat iki ay boyunca o resmi yapıyorsunuz. O artık beyin hücrelerime kazınıyor. O artık benimle. Onun için satılıp satılması önemli değil. Satılması da bir sonraki sergimi yan işler yapmadan açmama sebep oluyor.

Taner Ceylan'ın 'De-Kompoze' başlıklı kişisel resim sergisi 7 Ocak'a kadar Galerist'te. Yetişkin olmayanların sergiyi görmesi tavsiye edilmiyor. Tel: 0212 244 82 30