Ankara Önemli Bir Tarihi Merkez



Ulus bölgesinin tarihi dokusunu ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda Kale eteklerinde bir binanın yıkımına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, isim vermeden bazı kamu kurumlarını topa tuttu. Günay, bakanlığının 90’lı yıllardaki politikalarını da ’duyarsızlık’ diyerek eleştirdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ulus ve çevresinde başlattığı tarihi Ankara’yı ortaya çıkarma çalışmalarına son hız devam ediyor. Günay bu kapsamda, pazar günü Kale eteklerinde arkeolojik sit alanı üzerinde bulunan bir binanın yıkımına katıldı. İsim vermeden bazı kamu kurumlarını eleştiren Günay, kendi bakanlığını da duyarsızlıkla suçladı. Bina, 1990’lı yıllarda Kültür Bakanlığı’nın izniyle, Roma Antik Tiyatrosu’nun bulunduğu arkeolojik sit alanına yapılmıştı.

Ankara’ya sahip çıkmamışlar

Antik tiyatronun bulunduğu alanda açıklamalarda bulunan Bakan Günay, daha sonra yetkililerden bilgi alarak yıkımı izledi. Besmele çekerek yıkımı başlatan Günay, bölgede 1984’teki kazı çalışmalarından sonra bölgedeki tarihi dokuya zarar verildiğini söyledi: "Önemli ölçüde tahrip edilmiş bir şehir merkezinde olduğu için hem bitki saldırısı var, hem de çöp alanı haline getirilmiş. Binayı yıktıktan sonra temizlik ve ardından kazı çalışmalarına başlayacağız. Ankara önemli bir tarih merkezi. Bir Roma şehri, bir Selçuklu şehri. Eski uygarlıkların ve sivil mimarlığın çok önemli eserlerini bağrında barındırıyor. Ama Cumhuriyet’in de başkenti olmasına rağmen, ne yazık ki o geride bıraktığımız yıllar içinde sahiplenilmemiş. Bulunduğumuz nokta, Ankara Kalesi’nin eteği. Hemen karşımızda Hacı Bayram Camii ve Augustus Tapınağı var. Hacı Bayram Camii ve tarihi Augustus Tapınağı’nın aynı duvarı kullanmasının ne kadar önemli olduğu ortadadır."

Mesele bütün tarihi korumak

"Biz Ankara’nın Roma, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet bütün eserlerine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Çevresindeki çirkin yapılaşmayı ortadan kaldırıp, tarihi Ankara’nın varlığını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Hacı Bayram Camii çevresi de dahil olmak üzere Augustus Tapınağı’nda da bu yaz, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışmalara devam edeceğiz.

1. Meclis çevresinde başlattığımız, yavaş gitse de sürdürdüğümüz gayretlerimiz var. Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşını 1952’ye kadar taşıyan Etnoğrafya Müzesi’nin önünde bir Atatürk heykelimiz var. Bu heykelin siluetini kesen bazı kamu kurumlarının çirkin, izinsiz ve yasaya aykırı eklentilerini kaldırmayı maalesef henüz başaramadık. Ankara halkına ve Türkiye’ye bunu duyurmak istiyorum.

Kapatılırsa zulüm olur

Kale eteklerinde arkeolojik sit alanı üzerinde bulunan bir konutun yıkımına katılan Ertuğrul Günay, Akay kavşağıyla ilgili görüşlerini de dile getirdi. Günay "Ben yaklaşık 10 yıldır Akay’ı sıklıkla kullanıyorum. Kavşağın estetiğiyle ilgili tartışmalar olsa da, Akay’ın Genelkurmay Başkanlığı ile Kızılay arasındaki trafiği rahatlattığı ortada. Kapatılması, Ankaralılar’a zulüm etmekten başka bir şey değil" dedi.

Kendi bakanlığını eleştirdi

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, arkeolojik sit alanı üzerine bina yapılmasına izin veren dönemin Kültür Bakanlığı’na da ağır eleştirilerde bulundu: "O dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı, ’nasıl olsa bir arazimiz var’ mantığıyla bu arkeolojik sit alanına bina yapmakta sakınca görmemiş. Bu, 90’lı yılların başında yaşadığımız müthiş bir tarih duyarsızlığını da gösteriyor. Biz çalışmalarımızla tarihimizi yeniden ortaya çıkarmaya ve korumaya çalışıyoruz. Öteki kamu kurumlarından da aynı duyarlılığı, özeni ve aynı zaman kullanma titizliğini istemekte hakkımız olduğunu düşünüyorum."

Bankamatik memur istemiyorum

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eleştirilerine hız kesmeden devam etti. "Türkiye bir hukuk devleti ise ben bakanlıktaki çalışanlarımı niye göreve gönderemiyorum?" diyen Günay, ’bankamatik çalışanlar’ istemediğinin de altını çizdi: "Personelimi 1,5 saatlik mesafedeki bir şehre gönderip orayla ilgili rapor istedim. Olmadı. İdari Mahkeme, ’Olmaz, gönderemezsin’ dedi. Personelimi göreve gönderemiyorsam bu nasıl bir hukuk devletidir, nasıl kamu çalışmasıdır? Kamuya ayrılan bütçeyi en doğru şekilde kullanmamız, yararlı işler yapmamız gerekmez mi? Bazılarına en ağır yükler yüklenirken, bazılarına da ’bankamatik’ muamelesi yapılması, hangi hukuk devletinin ürünüdür?"