Ankaralılar Gençlik Parkı'na Sahip Çıkmayacak mı?



"Ankara bir başka güzel şimdi!.." Öyle diyor Melih Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB). Güzel olup olmadığı, en azından tartışmalı bir durum ve yanıtı da kişiye göre değişecektir. Ancak, Ankara'nın şimdi "bir başka" olduğu kesin. Sözgelimi, tarihinden yoksun kılınmış ya da her yanı dışalım yoluyla getirilen ağaçlarla üretilmiş yeşil çirkinliklerle bezenmiş, yapay gölet ve şelâlelerle donatılmış yahut taşıt/sürücü hakları yaya haklarından üstün tutulmuş, Cumhuriyetimizin başkenti olduğu unutulmuş bir kent olduğu söylenebilir.

Kuşkusuz bu türden olumsuzluklardan Ankaralılar da sorumlu. Sorumlu, çünkü, çoğu Ankaralı kısa dönemli kazanımların peşinde. Az sayıda demokratik kitle örgütünün karşı koyuşları ise gerektiğince etkin olamıyor. Olamıyor, çünkü, Ankaralıların uyarılarını ve yapılması gerekenlerle ilgili önerilerine sahip çıkmalarını sağlayabilecek bir araç, uygun bir söylem geliştiremiyor. Olamıyor, çünkü, "hukuk devleti" olduğu öne sürdürülen bir devletin başkenti Ankara'nın büyükşehir belediyesine karşı hukuk da sökmüyor artık. Atatürk Orman Çiftliği'nin başına örülen çoraplar, Atatürk Kültür Merkezi alanında yaşananlar, kamu zararına olduğu yargı kararıyla da ortaya konmuş olmasına karşın hâlâ yıkılmamış olan alt ve üstgeçitler vb. daha bir çok örnek verilebilir bu olumsuzluğa. Öyle anlaşılır ki, yakın gelecekte bir de Gençlik Parkı eklenecek bu örneklere.

Neydi, ne olacak?
Ne olduğunu Ankara'nın tarihinden azıcık haberdar olanlar bilebilir, ancak, yeni kuşak nereden bilebilecek Gençlik Parkı'nın Ankaralıların çoluk çocuk gidip dolaşmaktan mutluluk duydukları, Ankara dışından gelen konuklarını övünçle gezdirebildikleri çok işlevli bir etkinlik alanı olduğunu. 1940'lı yıllarda açılmış; yeşil alanları, su düzenleri çok da iyi düzenlenmiş bir yerdi. Kısacası, Rıfat Ilgaz'a;

"Bütün sokakları bu kentin Gençlik Parkı'na açılır
Bir sevgi ilkyaz sıcaklığında
Bir türkü yükselir uygarlıktan yana
Halktan yana emekten yana bilimden yana
Alır karamsarlığımızı götürür
Mavilikte açılır tomurcuk
Bir halı dokunur yurt güzelliğinde
Geleceğin yollarına serilir
Genç dediğin boy atmalı özgürlüğe doğru
Büyümeli yılların kısırlığında böyle dik
Gün ışırken yerini almalı en önde
Gençlik Parkı'nda coşkudan bayrak çekilmeli"

dizelerini söyletebilecek denli duyarlılıklar yaratabilen bir yaşama alanıydı Ankaralı için. Ancak, Ankaralı Ankara'nın dışına, uzağına taşınınca gönlünden de sildi Gençlik Parkı'nı, tıpkı Atatürk Orman Çiftliği'ne yaptığı gibi; yazgısına, daha açık bir söyleyişle ABB'nin insafına terk etti. Böyle olunca Gençlik Parkı da çok kısa bir süre içinde başkentin ortasında bir "pislik anıtı"na dönüşmüş, giderek viranlaşmış ve hiçbir işlev göremez duruma gelmiş; iyiden iyiye düşkünleşmiştir.

Açık söylemek gerekirse, başta ABB olmak üzere herkes Gençlik Parkı'nın göz göre göre bu duruma gelmesine göz yummuştur. 2005'e gelindiğinde ise, koşulların artık iyice olgunlaştığı (!) düşünülmüş olacak ki ABB, Milli Komite'nin de iznini alarak Gençlik Parkı'nı yeniden düzenlemeye kalkışmış; bir mimara hazırlattırdığı projeyi de Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'na onaylattırmıştır.

Ankaralıların Gençlik Parkı'na ilgisizliği şimdilerde de sürüyor...
Gelinen aşama son derece önemli: 275 bin metrekarelik bir kamusal alan yeniden düzenleniyor. Ortada bir proje olduğu öne sürülüyor. Ancak, Ankaralılar, bu düzenleme kapsamında nelerin yapılacağını bilmiyor. Kimbilir, belki de Melih Gökçek'in açıklamalarını yeterli buluyor. Oysa, Gökçek'in açıklamalarına bakılırsa yeniden düzenleme çalışmaları 2006 yılı sonunda bitirilecekti; ancak, bugüne değin yıkıntıların yazgılarına bırakılması dışında hemen hemen hiçbir çalışma yapılmadı ve alan bir özel güvenlik şirketinin "paralı askerlerine" bırakıldı. Şimdi, altmış yaşını çoktan aşmış çeşitli türden ağaçların birer birer öldüğü bu alan hızla çoraklaşıyor. Son sekiz on yıldır Ankara'nın, başka bir söyleyişle Cumhuriyetin önde gelen simgelerinin, sözgelimi Atatürk Orman Çiftliği'nin başına gelenler göz önünden bulundurulduğunda bu, o denli önemsenmeyebilir. Ancak, Gençlik Parkı'nın yeniden düzenleme çalışmalarıyla neye dönüştürüleceğinin Ankaralıları kaygılandırmak bir yana, hemen hemen hiç ilgilendirmiyor olması hiç de önemsenmeyecek bir durum değil. Bu, başka yönlerden son derece anlamlı bir gösterge çünkü...

Doç. Dr. Yücel ÇAĞLAR / Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Üyesi