İngiltere’de önemli başarılara imza atan fotoğrafçılar Barbara ve Zafer Baran’ın Borusan Sanat Galerisi’nde açtıkları fotoğraf sergisi yaşamın en güzel varlıklarından birisi olan çiçeklerin mikro dünyasına ve zamanla değişimlerine tanıklık ediyor.
“Zamanın geçişi ve bu süreçte yaşanan dönüşümler ve çürüme” temasını taşıyan sergide bitki tohumları, çiçeklerin değişimleri ve Zehirli Orman adını verdikleri ormanın gizemine dair fotoğraflar yer alıyor. Sergi iki bölümden oluşuyor. “Efemera” adı verilen ilk çalışmada bitkilerin çiçeklerinin zamanla geçirdikleri değişim yer alırken, “Zehirli Orman”da güzelliğin arkasındaki ürkütücü çirkinlik anlatılıyor.
Efemera kelimesi İngilizcede ‘kısa ömürlü olan şeyler’ anlamında kullanılıyor. Baran çifti de çiçekleri ve tohumlarını siyah bir zemin üzerinde farklı ışıklandırmalarla ve özgün mikro dijital çekim tekniği ile fotoğraflamış. Kullandıkları bu yöntem sayesinde çiçeklerin hiç farkında olmadığımız, farklı bir alemdelermiş gibi algılayabileceğimiz görüntüleri ortaya çıkmış. Baran çifti bu fotoğraflarda zamanın geçiciliğini, yaşamın bir dönüşümden ibaret olduğunu, çiçeklerin çürümeye giden sürecini anlatmak istemişler.
“Çiçeklere hiç bakmadığımız bir açıdan bakıyoruz.” diyen Zafer Baran, amaçlarının sadece çiçeklerin güzelliğini çekmek olmadığını anlatıyor. Evrenin en güzel varlıklarından birisi olan çiçeklerle güzelliğin de geçici olduğunu anlatan bu fotoğraflar, çirkinliği çağrıştıran çürümede bile bir güzelliğin olduğunu gösteriyor. Zafer-Barbara Baran çifti 1980 yılından beri beraber çalışıyorlar. Zafer Bey’in Londra’ya eğitimini tamamlamak için gittiği sırada Goldsmisths Koleji’nde tanışan çift İngiltere’de birçok sergi açmanın yanında önemli çalışmalara da imza atmış. İstanbul’daki sergi de Kraliyet Postası için hazırladıkları bir çalışmanın devamı niteliğinde. Geçtiğimiz hafta açılan serginin ikinci bölümünün adı “Zehirli Orman”. Karanlık ve ürkütücü orman görüntülerinden oluşan bu fotoğrafların yanı sıra çalışmaya ilham olan rododendron bitkisinin çiçeklerinin mikro fotoğrafları da yer alıyor.
Baran çifti Londra’nın en büyük kraliyet parklarından biri olan Richmond Parkı’na yakın oturuyor ve bu parkı ziyaretleri sırasında karşılaştıkları ve araştırdıkları rododendron bitkisi hem görüntüsü hem de hikayesi ile sanatçılara ilham kaynağı oluyor. Bu bitkiyi 19. yüzyılda gezginler Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya’dan İngiltere’ye getirmişler. Her türlü toprakta ve şartta kısa sürede yetişebilen bu bitki ilkbaharda çiçek açıyor. Viktorya dönemi bahçelerinin vazgeçilmez süs bitkisi çok çabuk bir şekilde yaygınlaştığı ve bulunduğu bölgede başka bitkilerin yetişmesini engellediği için ormanın yok olmasına sebep olmaya başlamış. Yaprakları zehirli olduğu için otobur hayvanlar tarafından da yenilmeyen bu bitkinin çiçeğinin ürettiği bal ise “deli bal hastalığı”na sebep oluyor.
Zafer Baran’ın babası da meraktan kendini alamayarak bu balın tadına bakmış. Rododendron bitkisinin bu hikayesi Baranlar’ın çok ilgisini çekmiş. Zafer Baran, rododendronun hikayesini anlatırken içinde bulunduğumuz sosyal hayatla da ilişki kuruyor. İnsanı etkileyen ve hoşuna giden birçok gelişmeye sebep olan, yaygınlaştıkça içine dahil olmayanların yaşamasına müsaade etmeyen küreselleşmeye benzetiyor bu bitkiyi. Zehirli Orman’da yer alan ürkütücü ve iç karartıcı orman ve bitki fotoğraflarıyla insanın da bilinmeyen, açığa çıkmayan korkulu yönlerine simgesel bir gönderme yapıyor.
Bu bilinçle Beyoğlu’nda Borusan Sanat Galerisi’nde “Yeryüzü Hazları Bahçesi” adlı, 12 Kasım 2005’e kadar açık olan sergiyi gezerken “Güzel güzel midir? Yoksa çirkin güzel midir? Güzel kime göre güzeldir?” sorularını tekrar düşünmek zorunda kalıyorsunuz..
Çiçek mi uzay mı?
Çiçek tohumları her geçen zamanla birlikte değişime uğruyor. Zafer-Barbara Baran da bu değişim ve çürüme sürecini fotoğraflamışlar. Siyah bir zeminde çok yakından çekilmiş üstteki fotoğrafın çiçek tohumu olduğunu kimse söylemese ya mikroskoptaki görüntüsünden dolayı bakteri ya da uzaydan bir galaksinin fotoğrafı denilebilir. Ya da bir çiçeğin yaprağının yakın plan çekimi olan alttaki fotoğraf; size de uzaydan çekilmiş bir fotoğraf gibi gözükmüyor mu? Evrenin en küçük yaratıklarından birisi olan bir bitkinin, çiçeğinin minik bir yaprağının mikroskobik fotoğrafı ile milyarlarca yıl uzaklıktaki bir galaksi fotoğrafının şaşırtıcı bir şekilde benzer olması size de bunların aynı el tarafından yaratıldığı hissini vermiyor mu?
İngiliz pullarında Türk imzası
İngiliz Kraliyet Posta Kurumu’nun (Royal Mail) geleneksel hale getirdiği bir uygulaması var; her yıl posta pullarında çalışmalarıyla dikkat çeken sanatçıların fotoğraflarına yer veriyor. 1960 yılından beri yapılan bu uygulama sayesinde birçok dünyaca ünlü ressam ve fotoğrafçının çalışmaları pul olarak basılmış. Bu çerçevede Kraliyet Posta Kurumu yeni bin yıla girilen 2000 yılı için basılacak “Milenyum Pulları” için 48 sanatçı içerisinden Barbara-Zafer Baran çiftini seçmişler. Kraliyet Bahçe ve Çiçekçilik Derneği’nin 200’üncü yılı sebebiyle çıkardığı pullarda Baran çiftinin Efemera adını taşıyan bitki fotoğraflarından oluşan pul serisi kullanıldı. Barbara ve Zafer Baran, Kraliyet pullarında ismi yazılan ilk sanatçılar olmanın yanında Zafer Baran, eserleri Kraliyet Postası tarafından pul olarak basılan ilk ve tek Türk sanatçısı.