Antalya'nın 'Artık' Belleği 'Var'

Vali Alaaddin Yüksel'in önderliğindeki 'kültür envanteri' çalışması 8. ciltle birlikte tamamlandı.

''Kültürel mirasımızın korunması için yasal düzenlemelerin zorunluluğu bir gerçektir. Ancak korumanın diğer bir önemli ayağının da bu mirasımızın 'ne' ler olduğunun bilinmesi ve bu bilginin yayımlanması olduğu da bir gerçektir...''

Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, tamamı 8 ciltten oluşan ''Antalya Kültür Envanteri'' nin tanıtım yazısındaki bu sözlerinde de ''alçakgönüllü'' ... Çünkü uygarlık tarihimizin ''belleği'' nde ''ne'' lerin olduğunu saptamak, korumanın ''diğer'' ayağı değil, ''temel koşulu'' ...

Geçmişimizi yaratan ''tarihsel aklın ürünlerini'' eksiksiz belgelemek ve artık ''gözden ırak'' kalmamaları için toplumla da paylaşmak, kültürel mirasa karşı duyarlılığın en anlamlı ''içtenlik'' göstergesidir...

Denebilir ki bu amacı taşıyan kültür envanterleri, uygarlık kazanımlarımızın geleceğe de aktarılmasında, yasalardan daha etkin bir ''güvence'' yi oluştururlar. Çünkü belgelenmiş kazanımları kimse ''yok'' sayamaz; ''Göremedik'' ya da ''Gözden kaçtı'' diyemez...

Bu nedenle Antalya'nın bin yıllara dayalı antik ve tarihsel tüm ''yaşanmışlık kanıtları'' artık güvencede... Vali Yüksel'in bu çok özel hizmetinin değeri de kuşaktan kuşağa şükranla anılacak... Bu kapsamlı ''envantere geçen'' tüm uygarlık tanıkları, geleceği de kimlikli kılmanın temel kaynaklarını oluşturacak...

'Tarihi kentler'in rüzgârıyla...
Ülkemizin kültürel hazinelerini belgelemek (tescil), sadece Kültür Bakanlığı 'na değil, ''tüm ulusal kurumlar'' a ait anayasal bir görev... öncelikli sorumluluğun ise ''mirasın bulunduğu yer'' lerdeki kamu yönetimlerinde olduğu, Cumhuriyetin o kültür sevdalısı devrimci yıllarından bu yana belki de ilk kez Sadettin Tantan döneminde İçişleri Bakanlığı genelgelerinde yer almıştı...

Tarihi Kentler Birliği 'nin 2000 yılındaki kuruluşuyla birlikte kentsel miras için ''belediye'' ler kolları sıvarken ''il düzeyinde kültür envanterleri'' ni de valiliklerin üstlenmesi benimsenmişti...

İşte o ''rüzgâr'' la birlikte Antalya , Kastamonu , Amasya , İzmir , Hatay , İstanbul , Edirne , Afyon gibi illerde de valilerin önderliğinde kültür, turizm ve müze müdürlükleri ile koruma kurulları, üniversiteler ve Mimarlar Odası birimleriyle işbirliği içinde çalışmalar başlatıldı.

Şimdi Antalya, bu ''seferberlik'' içindeki en başarılı çalışmalardan birini kotarmış olmanın gururunu taşıyor... Yaklaşık 4 yılda tamamlanan envanter kapsamında, ilin tüm yörelerindeki tarihsel ve kültürel değerler, ''eksiksiz'' denebilecek bir titizlikle belgelenmiş durumda. Bunlar hakkındaki temel bilgiler ve Anadolu'nun uygarlıklar zenginliği içindeki ''özgün konumları'' da önemli ayrıntılarıyla birlikte ulusa, insanlığa ve gelecek kuşaklara armağan ediliyor.

Antik ve anıtsal yapıların yanı sıra sivil mimarlık örneklerinin de ayrı ayrı sayfalardaki fotoğraflı bilgi tablolarında, dönemleri, sanatsal nitelikleri, dahası tapu kayıtları ve imar bilgileri bile var. Bu heyecan verici sayfalarda gezinenler, arkeolojik alanlardaki kazı ve araştırmaların sonuçlarını da izleyebiliyorlar...

Zarif bir kutu içinde sırasıyla ''Antalya merkez'' , ''Alanya, Manavgat-Serik'' , ''Kaş'' , ''Kale'' , ''Akseki-İbradı-Gündoğmuş-Gazipaşa'' , ''Korkuteli-Elmalı'' ve ''Kemer-Kumluca-Finike'' kitaplarından oluşan envanteri yayına hazırlayanlar mimar Mücella Uyar , şehir plancısı Melike Gül , mimar Utku Oğuz , harita teknikeri Mustafa Kanat , peyzaj mimarı Gökhan Benzet ve mimar Hülya Keskinkılıç ... Vali Yardımcısı H. Necdet Özeroğlu ile Antalya Koruma Kurulu Müdürü Bülent Baykal da eşgüdümü üstlenmişler.

Vali Yüksel'in şu sözleri ise envanterdeki bu başarının ardında yatan ''içtenlik'' i yansıtıyor: ''Tarih insanlığın ortak belleğidir. Antalya Kültür Envanteri, bundan böyle tarihimizi daha fazla yitirmemize de bilimsel bir engel oluşturacaktır...''