DenizTemiz Derneği/TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı,
Türkiye'de 3 bin 225 belediyenin yüzde 86'sında arıtma tesisi olmadığını ifade
ederek, ''804 belediyenin kanalizasyon şebekesi bulunmuyor, 96 belediye de hiç
çöp toplamıyor'' dedi.
Yaramacı, Kuruçeşme Divan'da düzenlediği basın toplantısında, balık
çeşitliliğinin azalması, deniz suyuyla geçen hastalıklar ve kimyevi maddelerin
artmasının denizlerdeki kirliliğin en büyük göstergesi olduğunu belirtti.
Türkiye'de deniz kirliliğiyle ilgili 3 nedenin bulunduğuna dikkati çeken
Yaramancı, ''Denizleri öncelikle denizciler, sintine atıkları, çöpler, deniz
kazaları kirletiyor. İkinci kirlilik nedeni karadan kaynaklanan kirlilik.
Denizlerimizin, karadaki yerleşim merkezlerinin atık su çukuru gibi görülmesi,
denizlerin karadan gelen ciddi bir kirlilikle karşı karşıya kalmasına yol
açıyor. Üçüncü kirlilik nedeni de Türkiye'nin özel coğrafi durumu'' diye
konuştu.
KARADENİZ'DEKİ KİRLİLİK
Karadeniz'in, 10'dan fazla Avrupa ülkesinin bütün atık suyunun boşaltıldığı
bir ''lağım çukuru'' haline dönüştüğünü söyleyen Yaramacı, ''Bugün Karadeniz'den
Marmara'ya dakikada 30 ton katı kirlilik bırakılmaktadır'' dedi.
Türkiye'de deniz kirliliğinin yüzde 80'inin karadan ve insan eliyle
oluştuğunu belirten Yaramancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Evde, ofiste, tarlada nerede su kullanıyorsak her şey sonunda denize
gidiyor. Bu süreçte 3 önemli kirleticiyi saymak mümkün. Bunlar yerleşim
merkezleri, sanayi kuruluşları, turistik tesisler. Sanayide kullanılan suyun
yüzde 81'i, Organize Sanayi Bölgelerinde ise yılda 40 milyon metreküp tehlikeli
atık su arıtılmadan doğaya bırakılıyor. Turizmde de buna paralel bir durum söz
konusu. Bir çoğunun arıtması yok. Var olan arıtma tesisleri de çalıştırılmıyor.
Bununla ilgili kayıt dahi tutulmuyor. Türkiye'deki 3 bin 225 belediyenin yüzde
86'sında arıtma tesisi yok, 804 belediyede kanalizasyon şebekesi bulunmuyor, 96
belediyede de hiç çöp toplamıyor.''
Karadeniz'in de 17 ülkede yaşayan 160 milyon insanın katkısıyla ciddi şekilde
kirlendiğini ifade eden Yaramacı, ''Bu 17 ülkeyi, aynı düşünce etrafında
birleştirmek gerekiyor. Bu yıl hedefimiz Karadeniz'dir. Karadeniz bugün bahtı da
kara bir deniz haline geldi. Karadeniz'deki kirliliği önleyemezsek, Marmara ve
Ege'nin de istikbalini kurtarmamız mümkün değil'' diye konuştu.
İSTANBUL İÇİN ARITMA TESİSİ YAPIMI
''İstanbul'da her gün 3,9 milyon metreküp atık suyun sadece yüzde 10'u
biyolojik olarak arıtılıyor. Bu kent son 40 yılda giderek artan şekilde
kirlendi'' diyen Yaramacı, kirliliğin bu hızla devam etmesi halinde kentin bir
40 yıl daha yaşamayacağını ileri sürdü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin deniz temizliğiyle ilgilendiğini, ancak 15
milyonluk bir metropolün nüfus artışı göz önünde bulundurulduğunda deniz
temizliği konusunda yapılan çalışmaların yeterli olmadığını belirten Yaramacı,
şunları kaydetti:
''Belediyenin, deniz temizliği konusunu daha öncelikli konular içine
taşıyabileceği kanaatimiz var. Gereken öncelik verilmediği için bu konudaki
seviyeyi yukarılara çıkaramadık. İstanbul'da, 350 bin tonluk biyolojik arıtma
tesisi 4 yıldır inşaat halinde. İstanbul'da deniz temizliği konusuna öncelik
verilmesi gerektiğini düşünüyorum. İstanbul'daki deniz kirliliğinin ortadan
kalkması için arıtma tesisi yapılması gerekiyor. Bu tesis için de 2 milyar dolar
gibi bir yatırım yapılması lazım.''
Yaramancı, DenizTemiz Derneği/TURMEPA'nın, Haziran ayında Uluslararası Deniz
Çevresi Koruma Derneği'nin (INTERMEPA) dönem başkanlığını yürütmeye
başlayacağını da bildirerek, bu platformda Karadeniz'e öncelik verdirmeye
çalışacağını sözlerine ekledi.