Çin'den 17 Dolara Çıkıyor İstanbul'a 150 Dolara Granitleniyor!

Önce size şu bilgiyi yazayım: İstanbul kenti, onun Beyoğlu gibi, Kadıköy, Üsküdar, Taksim gibi "toplanma ve dağılma mekânları"nda, ana caddelere bağlanan ara yollar ve sokaklarda, modernleşme başlayınca hep parke taşı kullanılmış. Parke sert bir taş. Dayanıklı. Bir çeşit granit.

Küçük ve karemsi olanları hilal, büyük ve dikdörtgen olanları paralel biçimde. İstanbul, bugünlere "doğal küp taşı" denilen parke taşlı yollarla, Arnavut kaldırımı tabir edilen ülkeye özgü yerli malzeme, kayrak taşı yollarla gelmiş. Akıl da bunu gerektirmiş. Yollar, kentin en yakınındaki, en uygun fiyatlı, en kolay bulunan taşla yapılmış.

Size bir bilgi daha: Çarpıcı, sarsıcı... Mustafa Kemal vefat edince "ulusun gözbebeği" sayılan lider için inşa edilen Anıtkabir'de "sadece Ankara taşı" kullanıldı. O yılların belediyecileri; Afyon'dan mermer getirip kullanmayı bile "şehre hakaret" saydı.

***

İstanbul'un yeni Belediye Başkanı Doktor Mimar Kadir Topbaş yönetimi ise, "başta Beyoğlu İstiklal Caddesi olmak üzere" kentin bütün ana yollarını, meydanlannı "granitlemeyi" tercih etti. Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı'nın bana gönderdiği bilgi notuna göre, İstiklal Caddesi'ne bugüne kadar 20 bin metrekare granit döşendi, bağlantı yollan ve ara sokaklarla birlikte döşenecek alan 100 bin metrekareye ulaşacak.

Grantileniyor İstanbul. Tercih böyle yapılmış. İhale şartnameleri "sert taş kaplanacak" diye hazırlanıyor. Kaldırım kaplanacak taşın temel özellikleri, et kalınlığı, yüzünün rengi, sertlik derecesi öyle bir tarif ediliyor ki; "ihale Çin granitine adreslenmiş" oluyor.

Granitleme kaça patlıyor?

Granit yerine parke.

Granit yerine andezit.

Granit yerine Arnavut kaldırımı yapılsa kaça mal olurdu? Bu hesaplar, bu yaklaşımlar yok. Belediye Basın Danışmanlığı gönderdiği bilgide; "şehirciliğin üst düzeyde olduğu birçok dünya kentinde sıklıka kullanıldığı bilinen malzeme" diye bana "granit propagandası" yapıyor. Metre karesinin kaça döşendiği bilgisini söylemiyor.

***

İş bilenin, kılıç kuşananın, granit döşeyenin. İstanbul Beyoğlu'ndaki uygulamada; graniti Çin'den alan, kaldırıma döşeyen iki ayrı şirketin de sahibi aynı... Şirketlerin sahiplerinden Abdurrahman Gürsoy'un verdiği bilgiye göre, Çin'den graniti satın alan şirketi (ALFA GRANİT), graniti döşeme ihalesini kazanan yine kendi şirketine (GÜRYAPI İNŞAAT) metre karesini 60 dolardan satıyor.

Çin'den kaça alıyor? Bu bilgiyi vermiyor. Şirket sırrı diyor.

Büyükşehir'in yol yapımıyla ilgili bir şirketinin üst düzey yetkilisinden (ismi bende saklı, söz verdim açıklamam) aldığım bilgiye göre ise, Beyoğlu'na kaplanan granit Çin'den metre karesi 17 dolara çıkıyor. Çin'den 17 dolara çıkan granit; yine Gürsoy'un verdiği bilgiye göre İstanbul Beyoğlu'na kaplanma maliyeti, işçilik, firma kân da girince, 150 dolara geliyor. Abdurrahman Gürsoy; "Bu 150 doların içinde elektrik kablosu, iSKi su borusu, TELEKOM telefon hattının döşenmesi değil de yerine oturtulması masrafları; işçilik, beton, kum, harç, firma kârı, hepsi dahil" diyor. Gürsoy, belediyelerin "kaldırımları granitleme tercihi" yapmalarının doğru olduğunu, bu tercihin Türk granitçiliğini geliştireceğini, kendisinin 6.5 milyon dolar yatırıp Ezine'de bir granit fabrikası kurduğunu ve maliyetleri Çin'den daha ucuza getirdiğini de ilave ediyor.

***

Ben de tebrik ediyorum.

Fakat sonuca da bakıyorum. Hayrete düşüyorum: Çin'den 17 dolara çıkıyor ama İstanbul 150 dolara granitleniyor. Belediye Başkanı Doktor Mimar Kadir Topbaş bu hesaba ne diyor, belediyelerden sorumlu İçişleri Bakanı ne diyor? Bu hesaplara el koyup incelemesi gereken Başbakanlık ya da Devlet Denetleme Kurulları ne diyor?