‘Artvin’de Dereler Satıldı’



Artvin Kültür ve Dayanışma Derneği (AKYD) Genel Başkanı Gürbüz Akyüz, Doğu Karadeniz’de uygulamaya konulan Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) içerisinde insanın ve çevrenin olmadığını dile getirerek HES’lerin “doğru dürüst bilimsel çalışma yapmadan masa başında projelendirildiğini” kaydetti. Akyüz, “Yüksek kâr hırsı, olayı bir yağmaya dönüştürdü. Artvin’de tüm dereler HES yapımı için deyim yerindeyse satılmıştır. Akarsularımızı alanların içerisinde yabancı şirketlerin de olması ayrıca düşündürücüdür” dedi. AKYD Başkanı Gürbüz Akyüz, Cumhuriyet Ankara’nın sorularını yanıtladı.

Derneğinizi kısaca tanıtır mısınız? Sorunlarınız nelerdir?

- 1950 yılında, Ankara’da eğitim gören Artvinli bir grup üniversite öğrencisi tarafından kurulmuş olan derneğimiz o tarihten itibaren tam 60 yıldır çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Üyelerinin ekonomik, sosyal ve kültürel dayanışmalarını sağlayarak, üyeler arasında ahenk ve işbirliği yaratarak; gönüllü katkılarla eğitim, sağlık, çevre, spor, folklor etkinliklerinin altyapısını oluşturarak, gelecek kuşaklara tarihi bırakmayı amaçlayan derneğimizin 576 üyesi var. Derneğimiz içinde gençlerin yeri orta yaş ve üstü üyelerimizin çok altında. Bu oran 12 Eylül 1980 öncesinde tam tersiydi. Darbe sonrasındaki düşüş, günümüze kadar seyretti. Bu durum, 12 Eylül darbesinin yapmış olduğu yıkımın ne kadar büyük olduğunun da bir göstergesidir. Bütün çabalarımıza rağmen gençlerimizin katılımını henüz yeterli düzeye getiremedik. Ancak umutsuz değiliz. Gençlerin katılımını daha üst düzeye çıkarmak için çalışmalarımız devam etmektedir. Yani umutsuz değiliz. Tüm derneklerin ortak sorunu olan aidat toplama sorunu bizim derneğimizin de en büyük sorunudur. Ayrıca dernek binamızın ortak kullanım alanlarından faydalananların bu alanların daha çok oyun eğlence için kullanma istekleri de bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Peki, Karadeniz’de uygulanmak istenen HES’lerle ilgili düşünceniz nedir?

- Aslında Çoruh Vadisi’ndeki enerji politikalarından söze başlamak gerekir. Çoruh Nehri üzerinde 5’i Artvin il sınırlarında olmak üzere 7 adet baraj projelendirilmiştir. Bunlardan Maradit ve Borçka barajları bitirilmiş, barajlarda yarım yamalak üretime başlanmıştır. Temeli 1998’de atılan Deriner Barajı’nın yapımı da aradan 11 sene geçmesine rağmen halen sürmektedir. Biz bu projelerin içerisinde insanın dolayısıyla çevrenin olmadığını gördük. Ayrıca bu barajların rantabl olmadığını da gördük. Deriner Baraj suları altında kalacak olan ve kamulaştırmaları gerçekleştirilen köylere yerleşim yeri verilmediğini de biliyoruz. Yasalar her yerdeki toprağı gayrimenkul (taşınmaz) olarak kabul eder. Oysa Çoruh Vadisi’ndeki tarım toprağı menkuldür yani toprak taşınarak elde edilmiştir. Taş ve toprağın sırtta taşınarak elde edilen bu çok verimli ama küçük tarım arazilerine kamulaştırma sırasında gerçek değerlerinin verilmediğini de gördük. Barajların dışında, Çoruh’u besleyen yüzlerce derenin üzerine yüzlerce hidroelektrik santrallerinin yapımı devreye girdi. Derneğimiz HES’lerin doğru dürüst bilimsel çalışma yapmadan masa başında projelendirildiğine, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının yine masa başında hazırlandığına inanmaktadır.

Can suyu hesabı nasıl yapıldı?

Nasıl yani?

- Örneğin, ÇED raporlarının hazırlanmasında kimse çevre insanına tek bir soru sormamış ve tek bir kişinin görüşü alınmamıştır. Can suyu hesabının nasıl yapıldığını hiçbir kuruluş bize izah edememektedir. HES’lerin çok kârlı işletmeler olacağını biliyoruz. Yüksek kâr hırsı olayı bir yağmaya dönüştürdüğü kanısındayız. Eline çanta alan işportacılar hemşerilerimize, “Elinizde bildiğiniz boş dere var mı” diye sormaya başlamışlardır. Artvin’de tüm dereler HES yapımı için deyim yerindeyse satılmıştır. Akarsularımızı alanların içerisinde yabancı şirketlerin de olması ayrıca düşündürücüdür. Deneğimiz bilimsel doğrulara göre projelendirilmiş, gerçek ÇED raporları alınmış, insana, insanımızın yerleşim yerine ve doğaya hiçbir şekilde zarar vermeyecek HES’lere karşı değildir. Biz, yetkililerden ivedi olarak bir Çoruh Havza Planı’nın çıkarılmasını, bu plandan sonra bilimsel doğrularla HES’lerin yeniden projelendirilmesini ve tüm HES yapımlarının durdurulmasını bekliyoruz.

Bu konudaki çalışmalarınız nelerdir?

- Derneğimiz, Ankara’daki 13 ilçe ve belde derneği ve 2 vakıfla birlikte hareket ederek, TMMOB Genel Merkezi, Çevre Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, İnşaat Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Maden Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri odaları Ankara şubesi yetkilileri, TEMA, Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Nükleer Karşıtı Platform, Derelerin Kardeşliği, üniversitelerin ilgili birimleri ve akademisyenlerle bilgilenme ve bilgilendirme toplantıları yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Papart Vadisi’nde devam eden 4 HES için yasal yollara başvurulmuş ve yürütmeyi durdurma kararı alınmıştır. Diğer HES’ler için de yargı süreci devam etmektedir. Derneğimiz kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla radyo ve TV yayınlarına katımış, ayrıca yerel ve ulusal yazılı basında konuyu dile getirmiştir. Kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarımız artarak devam edecektir. Yöre insanının sesini yetkililere duyurmak amacıyla yapılan mitinglere derneğimiz tüm desteğini vermiş ve bu konuda açıklan kampanyalarda HES karşıtı duruşun yanında yer almıştır. HES yapılan yörelerdeki köylülerimizin direnci kırmak için yapımcı şirketlerin uyguladığı içeriden çökertme ve işbirlikçi bulma taktiklerine karşı da mücadelemiz gerek işbirlikçileri teşhir etme gerekse köylülerimize oynanan oyunun iç yüzü anlatılarak devam etmektedir.