Artvinliler'in Direnişi Mahkemece Tescilli!



Yusuf Yavuz'un haberine göre, Artvin Cerattepe'de Cengiz Holding tarafından açılmak istenen siyanürlü maden işletmesine karşı direnen yöre halkına bu sabah saatlerinde güvenlik güçleri tarafından biber gazı ve plastik mermilerle müdahale edildi. Dün geceden bu yana Cerattepe'yi korumak için bölgeye geçişe izin vermeyen binlerce Artvinli ile güvenlik güçleri arasındaki gerginlik sürüyor. ÇEHAV Üyesi Avukat Ömer Erlat, Artvin halkının direnişinin meşru olduğunu belirterek, Artvinli şu anda yaşam alanını korumak için mücadele ediyor. Onların direnme hakkı mahkeme kararı ile tesçil edilmiş meşruiyet içermektedir" dedi.

Artvin zorlama madenciliğe karşı ayakta

Cengiz Holding tarafından açılmak istenen 'Cerattepe Bakır Madeni' için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2013 yılında verilen son ÇED olumlu kararına karşı 283 yurttaş ve sivil toplum örgütleri dava açmış, Rize İdare Mahkemesi ise bakanlığın kararını iptal etmişti. Yeni bir ÇED süreci daha başlatan şirket, buna yönelik açılan dava sürerken maden sahasına güvenlik güçleri eşliğinde girmek istiyor. Artvin halkı ise hukuk süreci devam ederken yapılan bu girişime karşı direniyor. Bölgeden gelen bilgilere göre, güvenlik güçleri saat 14:15 civarında yeniden müdahaleye başladığı belirtiliyor.

Av. Ömer Erlat: Artvin halkının direnme hakkı tescilli

Artvin halkının direnişinin meşru ve haklı olduğunu dile getiren Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) grubundan Av. Ömer Erlat, Rize idare Mahkemesi'nin Artvin'de açılmak istenen madenle ilgili 2014 yılında aldığı kararı anımsatarak, kararda yer verilen; "Bu bağlamda bilirkişi raporunda da bilimsel gerçeklerle birlikte açıkça ortaya konulduğu üzere planan bu maden faaliyetinin hayata geçirilmesi Artvin ilini yöre sakinleri açısından yaşam alanı olmaktan çıkaracağı sonucu doğuracaktır" ifadelerinin, Artvin halkının direnme hakkının mahkemece tescili anlamına geldiği görüşünü savundu.

'Artvinli yaşam alanını korumak için mücadele ediyor'

"Artvinli şu anda yaşam alanını korumak için mücadele ediyor" diyen Erlat, "Onların direnme hakkı mahkeme kararı ile tesçil edilmiş meşruiyet içermektedir. Hepsini selamlıyorum" diye konuştu.

Maden açılmak istenen yer şehir merkezinin dibinde

Artvin şehir merkezine yalnızca 4 kilometre mesafede açılmak istenen ve 4 bin 400 hektarlık alanı kapsaması planlanan maden sahası, Hatila Vadisi Milli Parkı'nın da 660 metre yakınında bulunuyor. 31 hektarlık kısmı ise tamamen ormanlık alan.

Rize İdare Mahkemesi'nin, bilirkişi raporuna dayanarak aldığı kararda, projenin çalışma koşullarıyla ilgili pek çok ayrıntının belirsizlikler taşıdığına işaret ediliyor. Çevre hukuku açısından ders olarak okutulacak nitelikte olan mahkeme kararında, özetle şu görüşlere yer veriliyor:

Mahkeme: Zararların önlenmesi imkansız

"Yukarı bölümlerde detaylı olarak yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ekosistemin parçalanması, su kaynaklarının kirlenmesi, toz ve zararlı gazların salınımı, orman örtüsünün tahribi, orman ağaçlarının zayıf düşmesi nedeniyle çevrede yoğun böcek zararlarının yaşanmasının kaçınılmazlığı, gürültü kirliliği, manzara bütünlüğünün bozulması vb. nedenlerle, madencilik çalışmaları telafisi olanaksız zararlara neden olacaktır.

Proje etki alanı içinde, Artvin ili, Milli Park, Turizmi Koruma ve Geliştirme Bölgesi, kayak tesisi bulunmaktadır. Davaya konu ÇED Raporu bahse konu zararları önleyecek tedbirler içermemektedir. Esasında, davaya konu alan da madencilik yapılması durumunda tarafımızdan ortaya konulan bu zararların önlenmesi olanaksızdır.

'Kalkınma için milyonlarca yılllık denge bozulmaz'

Ulusal kalkınmada 'Sürdürülebilir Kalkınma' ile 'Sürdürülebilir Çevre' arasında, birisi diğerine feda edilmeden sağlıklı bir denge kurulması gerekmekte, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ulusal kalkınma hedeflenirken milyonlarca yıldır devam eden ekolojik dengenin bozulmamasına ve yine milyonlarca yıldır var olan tabii güzelliklerin gelecek kuşaklara en güzel bir şekilde devredilmesine özen gösterilmesi gerekmektedir.

İnsan yaşamı ekonomiye kurban edilmemeli

Ancak madenlerimizin üretimi ve işletilmesi ekonomik yönüyle gayrisafi milli hasılaya olumlu katkı yaparken gayri insani yaşam kosullarına yol açmamalı, Anayasanın yukarıda belirtilen hükmü ile güvence altına alınan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının kullanılmasını engellememeli, bir yandan gelişme ve kalkınma odaklı bir üretim anlayışı benimsenirken diğer yandan da bu gelişme ve kalkınmadan pay alacak olan insan unsuru gözardı edilmemelidir.

Aksi halde, olumsuz çevre koşulları yaratıcı nitelikteki bir ekonomik kalkınma ve gelişmenin insanların refahını artırmak bir yana yaşam imkanını ortadan kaldıran veya tehlikeye atan sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.

Maden açılırsa Artvin yaşanılır olmaktan çıkacak

Bu bağlamda, bilirkişi raporunda da bilimsel gerekçeleriyle birlikte açıkça ortaya konulduğu üzere planlanan bu maden faaliyetinin hayata geçirilmesinin, Artvin ilinin yöre sakinleri açısından yasam alanı olmaktan çıkacağı, bu bölgede aynı anda dava konusu proje ile bu projenin etkisi altında bulunan yasam alanları ve koruma altındaki alanların bir arada olamayacağı kanaatine varılmıştır.

Dava konusu ÇED kararı hukuka aykırı

Bu durumda, bilirkişi raporunda yapılan tespit, gözlem ve açıklamalardan yukarıda belirtilen hususlar konusunda anılan proje için düzenlenen ÇED raporunda eksiklik, yetersizlik ve belirsizliklerin bulunduğu, gerçekleştirilmesi planlanan maden faaliyetinin bölgedeki içme ve kullanma amaçlı yerüstü ve yeraltı su kaynaklarını bu amaçla kullanmaya elverişsiz hale getireceği, sucul yasamın devamını büyük ölçüde tehlikeye atacağı, bölgedeki orman varlığının yok edilmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, bilirkişi raporunda ortaya konulan ve kesif sırasında da gözlemlenen heyelanlardan yola çıkarak söz konusu faaliyetin bölgeyi heyelanlara açık hale getireceği, koruma alanlarının bu özelliklerini yitireceği sonucuna varıldığından, anılan projeye için düzenlenen dava konusu 18.07.2013 tarih ve 12045 sayılı ÇED olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır."