Hükümet nükleer enerji stratejisini açıklamaya hazırlanırken, santrallerin Akkuyu'da toplanması fikri ağırlık kazandı. Plana göre 5 bin megawatt'lık 3-4 santral kurulacak. Hükümet Türkiye'nin yeni nükleer stratejisini kısa süre içinde açıklamaya hazırlanırken, üç ya da dört santralin tek bir merkez olarak Akkuyu'da kurulması fikri ağırlık kazandı. Sismik araştırmalarda nükleer santral kurulabilecek en güvenli yer olduğu saptanan Akkuyu, yıllardır nükleer santral için düşünülen yerler arasında öncelikli bir konuma sahip. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na (TAEK) göre, dünyada birçok santral sismik olarak Akkuyu' dan çok daha aktif bölgelerde güvenli olarak çalışıyor.
1977 ve 1984 yıllarında ihale aşamasına kadar gelinen nükleer santral dosyası yeniden açılıyor. Türkiye'nin ilave yatırımlar yapılmadığı takdirde 2020 yılında büyük enerji açığı yaşayacağı öngörüsüyle yürütülen çalışmalarda, nükleer santrallerin 2012'den itibaren faaliyete geçirilmesine karar verildi.
Yer seçimi tamam
Nükleer santrallerin inşaasının güvenlik gerekçesiyle en az 10-15 yıl süreceği iddia ediliyor. Ancak TAEK uzmanları, yeni teknolojilerle bu sürenin 5-7 yıla indirilebileceğini belirtiyor. Hükümetin açıklayacağı programda, 5 bin megawatt gücünde üç ya da dört nükleer santral üzerinde duruluyor. Öncelikle Mersin'e bağlı Akkuyu, Sinop ve Kızılırmak deltasına üç santral kurulması değerlendirildi. Ancak santrallerin tek bir merkezde toplanması, merkezin de Akkuyu olması ağırlık kazandı.
Yıllardır tartışılıyor
Nükleer santral fikri ilk gündeme geldiğinde uygun yer olarak Akkuyu belirlenmişti. Bu tercihte, soğutma suyunu karşılaması için deniz kıyısında olmasının yanı sıra Doğu Bloku'ndan ve Yunanistan'dan uzak olması da etkili olmuştu. Ancak yıllardır santralin Akkuyu'da yapılmasının, turizm ve tarıma darbe vuracağı savunuldu. Bir ara daha 'ıssız' olduğu ve deprem riski taşımadığı için Konya'ya yakın bir yer üzerinde duruldu. Ancak deniz kenarında olduğu için Akkuyu ismi öne çıktı.