Atilla Dorsay: " İstanbul Doğal Bir Sinema Platosu"

Sempozyumun ikinci günü gerçekleştirilen Sanat Etkinlikleri adlı oturumda sinema yazarı ve eleştirmeni Atilla Dorsay, İstanbul'un kültür yaşamına sinemanın etkisi hakkında bir konuşma yaptı. Dorsay konuşmasına İstanbul’un doğal bir sinema platosu olduğunu ve İstanbul’u o büyülü niteliğiyle kolektif düşlerimizde herkesin çekmeyi hayal ettiği düşsel bir filmin dekoru gibi gördüğünü söyleyerek başladı. Dorsay, İstanbul’un “en çok sinema salonuna sahip, ilk sinema salonlarıyla bu alanda öncü olmuş, baştan beri Türk filmlerinin çekildiği bir platolar cenneti haline gelmiş Yeşilçam Sokağı’nın adını bir dönem tüm Türk sinemasına vermiş bir kenttir” dedi. Özellikle 1950’lerden sonra göçün Türk ekonomik ve sosyal hayatını etkilerken sinema dünyasını da etkilediği söyleyen Dorsay, göç eden yüzlerce insanın tek eğlencesinin sinema haline geldiğini, aynı dönemde Yeşilçam’ın doğduğunu ve semt sinemalarının hızla çoğaldığını söyledi. Dorsay’a göre İstanbul’u dekor olarak Yeni Türk sinemacıları Yeşilçam’a göre daha iyi kullandılar. Yeşilçam’ın -belli başlı örnekleri dışında- kalıplaşmış, belli tepelerde ve korularda geçen aşk hikayelerini filme aldığını, oysa Yeni Türk sinemacılarının İstanbul’a sahip çıktığı belirtti. Dorsay’a göre Yavuz Turgul’un Eşkıya, Mustafa Altıoklar’ın İstanbul Kanatlarımın Altında ve Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken adlı filmleri bunlara örnek. Dorsay ayrıca İstanbul’u organik biçimde kullanan Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Reha Erdem gibi sinemacıların da filmlerinin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Nuri Bİlge Ceylan’ın Uzak filmindeki karlar altında İstanbul’un hiç çıkmamasına herkesin belleğine kazındığını da sözlerine ekledi. İstanbul’daki alışveriş merkezlerinde sinema salonları açılmasına olumlu bakan Dorsay, Akmerkez, Carrefour, Cevahir ve Kanyon gibi merkezlerin sinema salonlarının o merkez için çok önem taşıdığını ve o merkezlerin en çekici yanı haline geldiğini söyledi. 2001 yılında 410 olan sinema salonu sayısının 2006 yılında 495’e, 889 olan perde sayısının ise 1288’e çıktığını söyleyerek sözlerini tamamlayan Dorsay, İstanbul’un yeniden büyük atılım yapan ve sokaklara sığmayan film yapım şirketleriyle, sinema kompleksleriyle, gitgide artan sinema okullarıyla, sinema festivalleriyle ve sanat sinemalarıyla bugün her açıdan Türkiye’nin sinema başkenti olma yolunda olduğunu belirtti.