Atsal: İzmir Arkeoloji Müzesi'nde Yapılanlar Tarihi Eser Kaçakçılığıdır

İzmir Valiliği'nin, sözkonusu kayıtsız eserleri yasadışı yollarla müzeye getiren o dönemde görevli arkeologlar M.K. ve S.Ö. hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından olaya adı karışan İzmir Ticaret Odası (İZTO) kendini savunurken, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Metin Atsal, yapılanın tarihi eser kaçakçılığı olduğunu söyledi. Olayın müfettiş raporuna yansıdığı tarihten kısa bir süre sonra emekli olan arkeologların, vukuatlarının, sadece kayıtsız tarihi eser bulundurmak olmadığı da ileri sürüldü. Usulsüzlüğü yargıya intikal ettirdiklerini söyleyen Atsal, "Savcılık bununla ilgili resmi işlemleri başlattı. Ortada kayıtsız tarihi eserler var. Müze müdür yardımcısı ve arkeloglar, bu eserleri İzmir Ticaret Odası Müzesi için satın aldıklarını yazılı beyan ediyorlar. Bu belgelerin hepsi Cumhuriyet Başsavcılığı'na verildi. Bundan sonrasını Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturacak. Biz müdürlük olarak üzerimize düşen görevi yaptık. Bizim kişilerle bir problemimiz yok. Bu iş tarihi eser kaçakçılığına girdiği için görevimizi yerine getirmemiz maksadıyla ilgili makamlara verildi. Bundan sonraki aşama başsavcılığın görevidir." dedi.

Önceki gün Zaman'da yayımlanan, "İzmir Arkeoloji Müzesi'nde yüzlerce kaçak eser çıktı" başlıklı haber üzerine İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş da bir açıklama yaptı. Başkan Demirtaş, "Bizim Ticaret Tarihi Müzesi'ne alınan eserler orada duruyor. Hepsi de resmî kayıtlı. Onun dışında hiçbir eser almadık. Yani İzmir Arkeoloji Müzesi'nde kayıtsız olarak bulunan eserlerin bizimle hiçbir ilgisi yok. Ayrıca biz koleksiyoncu yetki belgesi de aldık. Bunların çoğu, ticaretle ilgili olan para gibi şeylerdir ve hepsi kayıtlarıyla İZTO Müzesi'nde durmaktadır. Onun haricinde, müzemiz dışında bize ait herhangi bir tarihi eser yoktur. O eserlerin İZTO'ya ait olduğu doğru olmayan bir beyandır." şeklinde konuştu.

Bu arada dökümantasyonu çıkarılan malzemeler arasında yer alan iki adet koleksiyon defterinin arkeologlardan M.K.'nin oğlu U.K'ye ait olması ve laboratuvar odasında bulunması, müzecilik işlemleri açısından uygunsuz olarak değerlendirildi. Aynı müzeden bir yetkili bu durumu, "Baba arkeolog, oğlu koleksiyoncu ve oğlunun koleksiyon defteri olmaması gereken yerde, arkeolog babada duruyor. Bu müzecilik ve arkeologluk açısından en azından hiç etik değil." sözleriyle değerlendirdi. İzmir Arkeoloji Müzesi'ndeki olayın ilk tespiti 10 Haziran 2005'e kadar uzanıyor. O tarihte müzede incelemelerde bulunan bakanlık müfettişi, arkeologların kullandığı laboratuvar odalarında, her hangi bir kaydı olmayan çok sayıda tarihi eserle karşılaşmıştı. Farklı dönemlere ait sikke, kılıç, silah, heykel parçası, ziraat aleti, ev eşyalarından oluşan toplam 752 parça eser, müfettişlikçe oluşturulan bir sayım komisyonu tarafından dökümantasyonu çıkarıldıktan sonra 16 Şubat 2006 tarihinde genel müdürlüğün emriyle mühürlü kolilerle müsadere deposuna kaldırıldı ancak daha sonra İzmir Arkeoloji Müzesi Müdür Vekili Nuray Çırak'ın, bağlı olduğu İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne bu ayın başında bir yazı bir yazarak, adı geçen arkeologların, söz konusu kayıtsız eserlerin İzmir Ticaret Odası'na ait olduğuna dair imzalı bir raporları bulunduğunu, bu durumun İZTO'ya sorulmasını istemesi üzerine olay yeniden gündeme geldi. Bunun üzerine olay, 11 Aralık 2006 tarihinde İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün İZTO'ya gönderdiği yazıyla biraz daha netleşti. Müdürlük, İzmir Valiliği kanalıyla İzmir Ticaret Odası'na 'eserlerin sahibi siz misiniz?' diye sordu. İZTO, eserlerin kendisine ait olmadığını bildirdi. Bu gelişmeler üzerine de İzmir Valiliği, arkeologların söz konusu tarihi eserlerin kaynağı konusunda ortaya koyduğu iddialarla, İZTO'nun cevabı arasındaki büyük çelişkiden dolayı 20 Aralık 2006'da arkeologlar M.K ve S.Ö hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.