Avrupa Bölgeleri Birliği (AER) tarafından düzenlenen
"enerji" konulu anketin sonuçlarına göre, yeterli yetki ve
finansman sağlanan bölgeler, farklı ve yenilikçi yaklaşımlarla sınırları içinde
bulunan enerji potansiyellerinden faydalanabiliyor.
Avrupa'daki 24 ülkenin 66 bölgesini kapsayan soru/cevap anketinin sonuçlarına
göre, Avrupa Bölgeleri'nin yüzde 91'i enerjiyi önümüzdeki 15 yılın önemli
öncelikleri arasında görüyor ve bunların yüzde 75'inin bir enerji stratejisi
bulunuyor. Bu stratejiler genellikle yenilenebilir enerji kaynaklarını (RES)
geliştirmek için özel bir plan içerirken, Fransa ve Macaristan'daki bölgeler
kendilerine gerekli yetkilerin verilmemesinden dolayı RES'ten faydalanamadığını
belirtiyor.
Yeterli yetki ve finansman sağlanan bölgelerin, farklı ve yenilikçi
yaklaşımlarla kendi sınırları içinde enerji potansiyellerinden faydalanabildiği
gözlenirken, bunun örnekleri, Brüksel (Belçika) ve Gelderland'da (Hollanda) katı
atık, Azor Adaları'nda (Portekiz) dalga, Vasternorrland'da (İsveç) kar,
Bornholm'da (Danimarka) ekin sapı, Orta Finlandiya'da kağıt posasından elde
edilen "siyah likör", Avusturya ve Güney Avrupa bölgelerinde güneş enerjisi,
Ticino (İsviçre) ve Balkan bölgelerinde odun-esaslı enerji kullanımı olarak
sıralanıyor.
RES, birkaç bölgenin elektrik tüketimi konusunda tamamen bağımsız olmasına
olanak tanırken, bazı bölgelerin AB'nin yüzde 20'lik hedefinden daha yüksek
seviyelerde RES'den enerji ürettiği görülüyor.
Ankete yanıt verenlerin yüzde 59'u Avrupa Bölgesel Gelişim Fonu (ERDF)
tarafından finanse edilen Avrupa Bölgesel İşbirliği programlarını kullansa da,
çok azı RES'i teşvik eden eğitim ve gençlik programları için Avrupa Yatırım
Bankası kredilerinden ve AB desteğinden faydalanıyor.
Anket sonuçlarına göre, enerjinin akıllı kullanımı konusunda, bölgelerin
yüzde 40'ı akıllı şebeke teknolojileri kullanıyor.