"Ayağa Kalkıyoruz, Kentimize Sahip Çıkıyoruz"



Birgün Gazetesi'nin haberine göre, Kadıköy Meydanı 22 Aralık Pazar günü yüze yakın mahalle ve çevre derneği, meslek örgütü, demokratik kitle örgütü, park forumu, medya kuruluşu ve siyasal parti tarafından düzenlenecek olan Büyük İstanbul mitingine ev sahipliği yapacak. Mitingde sayısız  eleştiri ve talebin dile getirilecek. Mitingin ana sloganı ise: ''Artık yeter, ayağa kalkıyoruz, şehrimize sahip çıkıyoruz. ''

''Müştereklerimiz'' girişimi çağrısında,  ''Afet Yasası ve kentsel dönüşümden etkilenen mahalle derneklerinin çatı örgütü Kent Hareketleri, İstanbul ormanlarında yapılması planlanan 3.köprü, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul gibi çılgın, mega projelere karşı mücadele yürüten Kuzey Ormanları Savunması ve Gezi Direnişi sürecinde oluşan park forumları koordinasyonu tarafından yapılan ilk miting çağrısına kentin tamamından ses geldi. Riskli alan ilan edilen Gazi Osmanpaşa’dan, binlerce 2-B mağdurunun yaşadığı Ümraniye’deki mahalle derneklerine; Haydarpaşa, Haliç ve Cevizli Tekel, Kuşdili Dayanışma Platformlarından doğa için mücadele eden çeşitli örgüt ve gruplara, Emek Sineması savunucularından arkeoloji bölümü öğrencilerine uzanan miting çağrıcıları: “İstanbul şehrinde sürdürülen kentsel, doğal ve insani yıkıma karşı yıllardır parça parça yürüttüğümüz mücadeleleri birleştirmek; artık bu biçimde yönetilmek istemediğimizi haykırmak için 22 Aralık’ta Kadıköy’de buluşuyoruz” diyor.

Mitinge kent ve doğayla ilgili mücadele yürüten çok sayıda kuruluşun yanı sıra, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, TMOBB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Çağdaş Hukukçular Derneği, Halkevleri, SODAP gibi meslek ve kitle örgütleri; KESK İstanbul Şubeler Platformu ve DİSK gibi sendika konfederasyonlarının yanı sıra ÖDP, BDP, EMEP, CHP, ESP, HDP, SDP, TÖP ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İstanbul il örgütleri de destek veriyor.

Miting çağrıcıları arasında Engelli Hakları Atölyesi, LGBTİ ve kadın örgütleri ile çok sayıda medya kuruluşu da yer alıyor. Ayrıca aralarında Ahmet Tonak, Barış Atay, Ahmet Abakay gibi isimlerin de olduğu aydın ve sanatçılar da miting çağrıcıları arasında.

22 Aralık Pazar günü saat 12.00’de Haydarpaşa Numune Hastanesi ve Söğütlüçeşme olmak üzere iki buluşma noktasından yapılacak yürüyüşle başlayacak olan mitingin sunuculuğunu sanatçılar Defne Halman ve Orhan Alkaya üstlenecek. Miting düzenleme komitesi, Kent Hareketleri, Kuzey Ormanları Savunması ve Forumlar adına yapılacak konuşmaların yanı sıra “İstanbul halkının kırmızı çizgilerini” ifade eden ortak bir deklarasyon da miting çağrıcılarının temsilcileri tarafından okunacak. Mitinge kentsel dönüşüm mağduru Sulukule mahallesi çocuk korosu Tahribat-ı İsyan, Meluses ve Yolda gibi müzik grupları da ezgileriyle destek verecek.

Twitter'da #birkentistiyorum hashtagi ile taleplerini duyuran İstanbul Kent Mitingi Sekretaryası, “Artık Yeter! İstanbul hepimizin!” diyen herkesi William Shakeaspeare’in Corialanus isimli oyununun “Bir şehir nedir ki, içinde yaşayanlardan başka?” sözüyle 22 Aralık’ta Kadıköy’de olmaya çağırıyor:

“Bir şehir nedir ki, içinde yaşayanlardan başka?”

''İstanbul şehrini, kibirle ve parayla kuşatan; zor ve zorbalıkla terbiye etmeye kalkan sermaye iktidarına karşı, biz İstanbul halkı, onurla ve umutla ayağa kalkıyoruz, şehrimizi haramilere terk etmiyoruz! Biz İstanbul halkı, artık ayağa kalkıyoruz! Yıkıma sürüklenen şehrin yoksul mahallelerinden harekete geçiyoruz. İstanbul’un kuzey ormanlarını savunarak mücadeleyi büyütüyoruz. Parklara, meydanlara, bostanlara, çayırlara kurduğumuz forumlarda “İstanbul bizimdir diyoruz. Haydarpaşa’dan, Cevizli’den, Haliç’ten, Ataköy’den yükselen seslerimizi birleştiriyoruz. Biz İstanbul halkı, artık ayağa kalkıyoruz! ''

Kendi çıkar ve hırsları yüzünden İstanbul şehrini bütün değerleriyle sindirmek ve köleleştirmek isteyenlere karşı Gezi İsyanımızla başlattığımız uyanışımıza, yürüyüşümüze devam ediyoruz. Gezi Parkı’nı direnerek kazandık; şimdi İstanbul’a sahip çıkmak için onurla, isyanla, düşle, yürekle yürüyoruz. Ethem’le, Ali’yle, Ahmet’le, Ferit’te, Mehmet’le, Abdocan’la, Medeni’yle paylaştığımız insanla, doğayla barışık; yaşam alanlarımız ve geleceğimiz hakkında söz ve karar sahibi olduğumuz demokratik bir kentte ve ülkede eşit biçimde yaşama talebimizi yükseltiyoruz.” diyor.