Ayasofya’nın Çinileri Bant ve Kalaslarla Korunuyor!
Ayasofya Müzesi’nin bahçesindeki padişah türbeleri bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Türk mezar mimarisinin en muhteşem anıtlarından sayılan II. Selim, III. Murad, III. Mehmed ve I. Mustafa türbeleri ile I. Mahmud tarafından yaptırılan Ayasofya Kütüphanesi’nin tavan ve duvarlarında çürükler oluşmuş. Türbelerin duvarlarını süsleyen paha biçilmez çinilerin düşmemesi için ilginç yöntemlere başvurulmuş. Çiniler koli bantları ile birbirine tutturulurken, bazı çiniler de yerden kalaslarla destekleniyor.
Ayasofya Müzesi’nin güneydoğusunda bulunan türbelerin yıllardır açılmayan paslı kilidi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel izniyle açıldı. Kapıdan içeriye girildiğinde karşılaşılan manzara ise tarihî mirasın nasıl yok edildiğini gözler önüne serdi. Kırık camlardan içeri giren tozlar sandukaların üzerinde kalın bir tabaka oluşturmuş. Yine sandukalardaki kavuklar düşmüş, nemin etkisiyle çöken zeminde büyük oyuklar meydana gelmiş. Her biri müzeye envanter numarası ile kayıtlı kandil, şamdan, rahle ve hat levhaların durumu içler acısı. Toz, kir ve pas içerisinde kalan ve her biri hazine değerindeki söz konusu parçalar artık kullanılamaz halde. Tarihî halıların durumu da diğer eserlerden farksız.
Her gün binlerce ziyaretçinin önünden geçtiği Ayasofya Kütüphanesi’ndeki çinilerin çoğu yerlerinden düşmek üzere. Önceki yıllarda pek çok çini hırsızlığının meydana geldiği kütüphanedeki çinilerin düşmemesi için yerden kalaslarla destek verilmesi dikkat çekiyor.
Kütüphanenin kitap okuma bölümünde sedef kakmalı rahleler, yılların ihmalkârlığını gözler önüne seriyor.
Yıllardır ziyarete kapalı olan dört padişah ve 100’e yakın hanedan mezarlığının bulunduğu türbelere, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel izniyle girilebiliyor. Bu nedenle gözlerden ve kamuoyundan uzak olan bu salonlar, Ayasofya’nın içinde olmasına rağmen ondan çok uzakta izlenimi veriyor. Aslında amacımız Sultan II. Selim Türbesi’nde sahteleriyle değiştirildikten sonra kaçırılan ve bugün Fransa’da Louvre Müzesi’nde sergilenen çini hırsızlığının bir benzerinin diğer türbelerde de gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmekti. Ancak uzun bir aradan sonra bakanlık emri ile kapıları açılan Sultan II. Selim, Sultan III. Murad, Sultan III. Mehmed ve Sultan I. Mustafa türbeleri ile Sultan I. Mahmud tarafından yaptırılan Ayasofya Kütüphanesi’nde karşılaştığımız manzara tüyler ürperticiydi. Misyonu, yüzyıllar öncesinin tarihi ve kültürel değerlerini gelecek kuşaklara aktarmak olan Türkiye’nin en büyük müzelerinden birindeki tablo, daha önce basına yansıyan Dolmabahçe ve Topkapı saraylarının ziyarete kapalı bölümlerini andırıyordu. Paslı kilitler açılarak girilen ‘Türk mezar mimarisinin en muhteşem anıtlarından sayılan bu türbeler’, tabir yerindeyse ayakta zor duruyor. Odaların içleri gelişigüzel yerleştirilmiş tarihi eserlerle doluydu.
Ayasofya Müzesi’nin jeneratörü de yok
Türbelerin durumu Ayasofya Müzesi’nin bulunduğu içler acısı halini özetlemek için yeterli; ancak hepsi bunlarla da sınırlı değil. Dünyanın en gözde eserleri arasında yer alan Ayasofya’nın jeneratörü yok. Elektrikler kesildiğinde her yer karanlıkta kalıyor. Herhangi bir yangın ya da depremde eğer elektrikler kesik ise yangın söndürme cihazları devreye giremiyor. Yine elektrikler kesildiğinde alarmlar da çalışmadığı için müze, güvenlik açısından da SOS veriyor. Müzeyi kaç kişinin koruduğuna gelince, gece bekçileri dahil müzenin 12 güvenlik elemanı bulunuyor.