Aydın'da Jeotermal Tesis Tehliikesi



Germencik'in kırsal Alangüllü Mahallesi'ndeki 1986 yılında kurulan jeotermal tesisi yakınında bulunan zeytin ve incir bahçelerindeki yüzlerce ağaç kurudu. Jeotermal tesisinin sularını deşarj ettiği Alangüllü Deresi'nden su içen 100'e yakın küçükbaş da son 6 ay içinde telef oldu. Ağaçların kuruması ve hayvan ölümleri, köylüleri ve çevrecileri endişelendirdi. Mağdur olduklarını belirten köylüler, ne yapacaklarını düşünürken, çevreciler ise tehlikeye dikkat çekti.

"Çare bulunmazsa Aydın'daki canlı hayat ölecek"
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Şu anda bulunduğumuz incir tarlası içerisinde 2013- 2014 yıllarında Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi bilimsel çalışma yaptı. Çalışma sonucunda, jeotermal santraline yakın bahçede yetişen incirlerdeki ölçümlerde kükürt, bor ve kalsiyum oranı 2 kat daha fazla çıktı. 2017 yılında ise yine Orman ve Su İşleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TÜBİTAK ortak bir çalışma yaptı. Yine aynı jeotermal santralinin bırakmış olduğu akışkanlara bağlı olarak bor oranının Alangüllü Deresi'nde normalden 67 kat, topraklarda ise 5 kat fazla olduğu saptandı. İlk çalışmanın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra bakıyoruz ki bu bölgedeki incir ağaçlarının hepsi kuruyor. 2010 yılında da Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada jeotermallerin bulunduğu alandaki 78 çeşit bitki türünde radyoaktif madde olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var. Bizler dernek olarak her ortamda bunları dile getirmeye çalışıyoruz; ama maalesef ne valilik nazarında ne de ilgili müdürlükler ne de hükümet nezdinde hiçbir yardım ve ilgi göremedik. Şu anda gelmiş olduğumuz noktada Aydın toplu bir şekilde ölümler yaşıyor. Nasıl birkaç gün önce Menderes Nehri'nde milyonlarca balık öldüyse şu anda da incir, zeytin, tüm bitki örtüsü ve ekolojik sistem ölüyor. Çare bulunmazsa Aydın'daki canlı hayat ölecek."

Reklam Goruntulenme Bolumu

"Çare bulunmazsa Aydın'daki canlı hayat ölecek"
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Şu anda bulunduğumuz incir tarlası içerisinde 2013- 2014 yıllarında Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi bilimsel çalışma yaptı. Çalışma sonucunda, jeotermal santraline yakın bahçede yetişen incirlerdeki ölçümlerde kükürt, bor ve kalsiyum oranı 2 kat daha fazla çıktı. 2017 yılında ise yine Orman ve Su İşleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TÜBİTAK ortak bir çalışma yaptı. Yine aynı jeotermal santralinin bırakmış olduğu akışkanlara bağlı olarak bor oranının Alangüllü Deresi'nde normalden 67 kat, topraklarda ise 5 kat fazla olduğu saptandı. İlk çalışmanın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra bakıyoruz ki bu bölgedeki incir ağaçlarının hepsi kuruyor. 2010 yılında da Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada jeotermallerin bulunduğu alandaki 78 çeşit bitki türünde radyoaktif madde olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var. Bizler dernek olarak her ortamda bunları dile getirmeye çalışıyoruz; ama maalesef ne valilik nazarında ne de ilgili müdürlükler ne de hükümet nezdinde hiçbir yardım ve ilgi göremedik. Şu anda gelmiş olduğumuz noktada Aydın toplu bir şekilde ölümler yaşıyor. Nasıl birkaç gün önce Menderes Nehri'nde milyonlarca balık öldüyse şu anda da incir, zeytin, tüm bitki örtüsü ve ekolojik sistem ölüyor. Çare bulunmazsa Aydın'daki canlı hayat ölecek."

'Ağaçların kuruması jeotermal kaynaklı değil' iddiası
Jeotermal tesisi bünyesinde barındıran Güriş Holding Genel Müdürü Ali Karaduman ise Germencik'te ağaçlarda meydana gelen kurumanın, jeotermalden kaynaklanmadığını ileri sürerek, "Aydın İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı kontroller sonrasında ağaçlarda mantar hastalığı olduğu saptanmıştır. Bizim alanımızdaki zeytinler de aynı mantar hastalığı nedeniyle sarardı. Dereye ise asla bir damla su bırakmıyoruz. Konuyla ilgili bilgimiz var. Ağaçların kuruması jeotermal kaynaklı değildir" dedi.