Hem VitrA Dünyaya Açılıyor Hem Kültürümüz

Hem VitrA dünyaya açılıyor hem kültürümüz

Bildiğimiz hamam tası.

Sadece çizgileri daha modern.

Duş alışılmışın dışında.

Topkapı Sarayı’nın pencerelerindeki kafesleri andırıyor.

Lavabo kurnayı çağrıştırıyor.

Eczacıbaşı Grubu’nun VitrA’nın Londra’daki Tasarım Haftası’nda tanıtılan ürünlerinden bazıları bunlar.

Ürünleri dünyanın sayılı tasarımcılarından Ross Lovegrove çizmiş.

Bir yıldan beri VitrA ürünleri üzerinde çalışan ve birkaç kez İstanbul’a gelen Lovegrove ile Londra gezisi sırasında sohbet imkanı bulduk.

‘Osmanlı kültürünün çizgilerini modernleştirip, dünyaya tanıtmak istiyorum’ diyor.

VitrA ürünlerini görmüş olan Arjantinli bir gazeteciye ne düşündüğünü soruyor yanımızda.

Cevap şöyle: ‘Karşımda, Türk kültürünün son derece sofistike DNA’sını görüyorum...’

Ross Lovegrove uluslararası çalışan bir tasarımcı.

Japonya’da, Polonya’da birer evi var.

Dileği İstanbul’da da bir stüdyo sahibi olup genç Türk tasarımcılarına yol göstermek.

‘Çünkü’ diyor ‘İstanbul’da inanılmaz bir kültür birikimi var. 21. yüzyıl kültürün, teknolojiyle biraraya geleceği yüzyıl olacak’...

Ross Lovegrove’un VitrA için tasarladığı koleksiyonun adı İstanbul.

Yarın, öbür gün VitrA’nın Yeni Zelanda ya da Singapur’daki show-room’unu gezen biri İstanbul koleksiyonunu beğenip evine götürecek.

Osmanlı çizgilerinden esinlenmiş küvetinde yıkanacak.

Bu arada hatırlatmakta yarar var.

Ross Lovegrove, İstanbul ve Osmanlı kültüründen esinlenmiş ilk ünlü tasarımcı değil.

Ondan önce Mısır doğumlu, Amerikalı tasarımcı Karim Raşid, Gaye Çevikel’in Gaia&Gino markasının bazı ürünlerini tasarlarken İstanbul’dan esinlenmişti.

Lovegrove, Raşid gibi isimler kültürümüzün yurtdışına açılması için önemli kilometre taşları.