Baba Keban’ın Şantiye Şefiydi 3 Kardeş Mühendis Olup ‘Hafif Çelik’ Üreten Fabrika da Kurdu
Türkiye’de mühendisliğin ‘efsane’ meslek olduğu dönemlerde inşaat mühendisi
olarak ülkenin tarihi projelerinden Keban Barajı’nın inşasında
‘şantiye şefliği’ yapan Elazığlı Fikri Şimşek’in çocukları da
mühendis oldu ve babalarından devraldıkları işe sanayiciliği de ekledi.
Babasının Keban’dan sonra kendi işini kurduğunu belirten Akşan Yapı Yönetim
Kurulu Başkanı Melih Şimşek, “Babam NATO dahil birçok önemli
kuruma proje tamamladı. Biz ikinci uşak olarak özel sektöre yöneldik. Yurt
içinde ve yurt dışında inşaat işleri yaptık. 2001’de Çerkezköy Organize Sanayi
Bölgesi’nde (OSB) hafif çelik yapı sistemleri’ üreten bir fabrika kurduk.
2006’da yeni yatırmla işimizi daha da büyüttük. Bu fabrikadaki üretimimizin
yüzde 80’i yurt dışına satılıyor. 2008’de ciromuz 25 milyon dolar oldu” diyor.
Şimşek şöyle başlıyor anlatmaya:
Babamızın
yolundan
“Ben Elazığ doğumluyum. 3 kardeşiz, üçümüz de
mühendisiz. Rahmetli babamız da 1çok iyi bir mühendisti. Keban Barajı’nın ilk
şantiye şeflerindendi. 1971’de taahhüt işlerine başlamış. 1990’lara kadar da
ağırlıklı olarak kamuya taahhüt işleri yaptı. 1984’te Akşan Yapı’yı kurdu. Ben
1990’da inşaat mühendisi olarak mezun oldum. Kardeşlerimle kamu işlerini pek
sevemedik. Özel sektöre ağırlık verdik. 1988’den beri işimizin merkezi İstanbul
ama İzmir, Elazığ’dan sonra ilk yerleştiğimiz yer olmuştu. Bir ayağımız da
İzmir’de.”
Boğaz’da özel projeler
Melih Şimşek, İstanbul’da bir
dönem Boğaz’daki meşhur insanların evlerini yaptıklarını belirtiyor ve bu
sürecin kendilerine yeni bir iş kapısını araladığını söylüyor. Şimşek şöyle
devam ediyor: “Mehmet Cansun, Leyla-Vedat Mardin, Abdullah Acar, Yusuf Ziya v.b
isimlerin evlerini yaptık. Senede iki ev yapıyorduk, rahat yaşıyorduk. 1990-2000
arası yapıda çelik teknolojisini öğrenmemiz de bu vesileyle oldu. Boğaziçi
öngörümde inşaat izni yoktur. Binaların ya tarihi eser ya da tadilat ruhsatı
vardır. Öyle binalar vardı ki bu ruhsatlarla o binayı kullanmak imkansızdı.
İnsanın evi yıkılmak üzere ama müdahele edemiyor. Biz o evleri çelikle
güçlendirmeye başladık. Binanın katlarını çelik kolon sistemleriyle takviyelere
alıp çözüyorduk. O dönem ‘öngörünüm yasasını teknolojiyle delen adam’ diye
tanındım. Adapazarı’nda hafif çelik yapı sistemiyle inşa ettiğimiz bir fabrika
depremde tek başına ayakta kaldı. Betonarme teklif ile çelik arasında az bir
fark vardı ve fabrika sahibi ilk başta bize farkı ödememişti. Depremden sonra
gelip ödedi.”
İzmir’de 35’inci cadde
başlıyor
Akşan Yapı’nın yurt içinde de projeleri olduğunu
söyleyen Melih Şimşek, “Ankara’da 45 milyon dolarlık Ankaville projesini
tamamladık. İzmir’de de yakında lansmanını yapmayı planladığımız 35’inci Sokak
Projesi var. 550 konutluk bir proje. 130 dönümlük bir arazi üzerinde kurulacak.
Az katlı ve yeşil sertifikalı bir proje olarak planladık” diyor. Grupta halen
fabrikada 65 kişilik istihdam ettiklerini söyleyen Melih Şimşek, “İnşaat taahhüt
tarafında da 80 kişilik daimi istihdamımız var. Ancak taahhüt ve yatırım
projelerimizde ortalama 1000 kişilik istihdam sürekli döner” diyor. Şimşek,
hafif çelik yapı sistemleriyle inşa edilen projelerde maliyetlerin bir miktar
yüksek olduğunu ancak, inşaat süresi, net kullanım alanı, dayanıklılık gibi
konularda çok önemli avantajlar doğduğunu vurguluyor.
19 ülkeye
ihracat yapıyoruz, Abu Dabi’de 32 bin kişilik şantiyeyi 180 günde
kurduk
Hafif çelik yapı sistemlerinin hem üretimini hem de proje
ve uygulamasını yaptıklarını anlatan Melih Şimşek, şu ana kadar 11 ülkeye bu
sistemi ilk kez kendilerinin soktuklarını söylüyor. 19 ülkeye ihracat
yaptıklarını da belirten Şimşek şöyle konuşuyor: “Abu Dabi’de bir proje yaptık.
32 bin işçi ve teknik elemanın büyük bir proje için yaşama alanını yani
lojmanlarını biz inşa ettik. Toplamda 180 bin metrekarelik inşaat alanı olan bir
projeydi ve 180 günde 4 bin 500 tonluk üretim yapıp uygulamasını tamamladık.
Libya’da bin yataklı bir otel projesi için üretimimiz oldu. Sonuçta kaba yapıyı
ihraç ettiğimiz için biz akreditifle çalışıyoruz. Temel üstündeki herşeyi ihraç
ediyoruz. Halen Libya’da kontrata bağlanmış 110 milyon dolarlık projemiz var.
İran Bayındırlık Bakanlığı’na ilk hafif çelik sosyal konut projesini teslim
ettik. 10 bin konutluk bir proje için görüşmelerimiz sürüyor. Yaklaşık 300
milyon dolarlık bir proje ama ambargo sürecinden dolayı
bekliyoruz.”