Bakırköy / Dün, Bugün, Yarın

1971'de Bakırköy Hastanesi

Kuruluş

1924 yılında Toptaşı Bimarhanesi Başhekimi Ord.Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman’ın isteği ve zamanın hükümetinin onayı ile Bakırköy’de kurulu Reşadiye Kışlasının Akıl Hastanesine dönüştürülmesi kararlaştırılmış ve ilk olarak Ord.Prof.Dr. Fahrettin Kerim Gökay idaresinde 38 hasta kışlanın eski binalarına yerleşmişlerdir. Bu şekilde Bakırköy Emraz-ı Akliyye ve Asabiyye Hastanesi kurulmuştur.

Deformasyon

O tarihten sonra hızlı nüfus artışına rağmen ülke çapında ruh sağlığı kurumlarının yetersiz kalışı ve giderek kolaylaşan ulaşım imkanları hastaneyi yoğun hasta kitlesiyle yüzyüze getirmiş ve bunun sonucunda 1950’li yıllardan bu yana gelişen çağdaş psikiyatrik tedavi anlayışına ayak uydurulamayarak hastanenin, kapasitesinin çok üzerinde kronik akıl hastası ve zihinsel özürlülerin toplandığı bir depo durumuna düşmesine göz yumulmuştur. Eski ve bozuk fiziksel yapının yanısıra  gerekli eğitimden yoksun sayıca yetersiz personel ile birlikte bozulan çalışma ortamına moral ve disiplin sorunları eklenince 1980 yılına girerken 1500 yatak sayısına karşılık 4000i geçen hasta sayısı ile hastane, bir sağlık kurumundan beklenen güven ve saygınlık yerine korku ve ürkeklik yaratan bir kurum durumuna düşmüştür.

Reform çabaları

Başhekimler ruh sağlığı sistemindeki zorluklarla baş edebilmek için reform çabaları içinde olmuşlardır. Örneğin  Dr. Faruk Bayulkem hastanede rehabilitasyon sistemi kurmuş, toplum psikiyatrisi modelinin ilk öncüleri olarak sayılabilecek şekilde İstanbul'un değişik bölgelerinde Ruh Sağlığı Dispanserleri açmıştır.

1979 yılında başhekimliğe getirilen Dr.Yıldırım Aktuna tarafından başlatılan reform hareketiyle öncelikle hastanenin gerçek durumunun televizyon aracılığı ile açık seçik aktarılması sağlanarak kamunun desteği sağlanmıştır.

80lere değin gelinen duruma etkisi olan yanlışların başında tetkiksiz hasta kabul yöntemleri ile eksik tedavi anlayışları sonucu tıbbi zorunluluk olmaksızın uzun süre hastanede kalarak ‘yabancılaşma’nın artmış olduğu hastaların oluşmasıdır. Çağdaşlaşma anlamında bu ilk reform sürece ilişkin şu ilkeleri benimsedi:

-hastanın yatarak ya da ayaktan tedavi edilmesini gerektiren sosyal ve tıbbi endikasyonların tesbiti ve acilen uygulanması
-ayaktan tedavi ünitesinin kurulması
-yatan hastaların süratli tetkik ve etkin tedavi ile yatış sürelerinin azaltılması
-hastanede uzun süredir kalmakta olan hastaların tek tek incelenerek aile ve toplum yaşamına uyum sağlayabilecek ve bakımını üstlenecek yakınları olanların teslim edilerek topluma kazandırılması.

1170 yataklı ek tesisin yapımı 1975 de başlanmış ancak 1983 de tamamlanarak kullanıma açılmıştır. Bu tesis 60ar yataklı 9 psikoz servisi ve 40 ar yataklı 4 psikisomatik ve psikonevroz servisi ile birlikte 480 yataklı kronik servisleri içermiştir. Ayaktan Tedavi Ünitesinin ardından 1987 yılında Alkol ve madde bağımlılığı Tedavi ve Araştırma Merkezinin de kurulması ile bu ilk reform da  hasta - yatak sayısındaki dengesizliğin giderilmesini sağlanmıştır.

http://www.erkalmim.com/Tr-OnemliProjeler/1971bakirkoy.htm

Bugünden yarına

Bugün hastane yine yeni bir reformun eşiğindedir. Ancak bu reform tüm Türkiyeyi kapsayan bir paketin parçasıdır.
Güncel tedavi anlayışlarına uyum sağlanması için gerekenleri Başhekim Dr.Medaim Yanık şu ilkelerle tarif etmektedir:

-Türkiye genelinde bugünkü nüfusun ihtiyaçlarını dünya normlarında karşılayabilmek için 28 sağlık bölgesini kendi içinde yeterli hale getirmek planlanmaktadır. Bu şekilde hastaların uzun mesafeler taşınmasına mani olunacaktır.
-Adli psikiyatrinin Türkiye genelinde psikiyatri klinklerine entegrasyonu hedeflenmektedir.
-Mikro ölçekde de hastanelerin 200 yatak kapasitesini geçmemesi, klinik servislerinin ise 20 yataklı planlanması ön görülecektir. Bu işletilebilirlik için gerekli bir ilkedir.

Bakırköy özelinde ayrıca 500 hastayı bulan kronik hastaların hastane yerine bakımevlerine taşınması, ve bugün kronik ve nöroloji servisleri dahil toplam 1500 olan yatak kapasitesinin 900 veya altında düzenlenirken hasta başına planlanmış kapalı ve açık alanların artırılması planlanmaktadır. 

-Varolan yapılar işlevsel ömürlerini doldurmuştur ve güncel deprem yönetmeliklerini karşılamaktan uzaktır. Güçlendirilmeleri mümkün değildir.
-Yeni ruh sağlığı konseptine uygun yeni binalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Kliniklerin planlanmasında yepyeni mekan anlayışları iç-dış ilişkisini artıran tedaviyi destekleyici sosyalleşme olanakları sağlayan alanların tasarlanması, yeni rehabilitasyon programlarını içeren ve güncel yapı modellerini, güvenlik ihtiyaclarını mahremiyete özen gösterecek tesislerin organizasyonu ve kompleks genelinde kolay sirkülasyon gereklerini yerine getiren yapılaşmayı planlamak gerekmektedir.

Kaynakça: Bakıköy Akıl Hastanesinde Çağdaşlaşma 1979 - 1987 / bRSHH Yayınları Eylül 1987