Baro Başkanlarından 11. Yargı Paketi’ne 'Deprem Suçları' Uyarısı

(Fotoğraf: DHA)

TBMM Adalet Komisyonu'nda, kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin kabul edilmesinin ardından teklifin önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor.

ANKA’da yer alan habere göre; Adana Baro Başkanı Volkan Böke, Hatay Baro Başkanı Hatay Tut ile Osmaniye Baro Başkanı Ahmet Şefik Akın, 11. Yargı Paketi'ne ilişkin süreci değerlendirdi. Adana Baro Başkanı Volkan Böke, "Deprem suçları, genel ceza indirimlerinin gölgesinde bırakılamaz" dedi ve şu ifadeleri kullandı:

"11. Yargı Paketi kapsamında ceza yargılamalarına belirli ölçüde indirim ve infaz kolaylığı sağlayacak düzenlemelerin, kapsam itibarıyla depremde meydana gelen ölüm ve yaralanmalara ilişkin ceza soruşturmalarını da etkileyebileceği yönündeki tartışmalar, toplumda haklı bir kaygıya işaret etmektedir…

Barolar olarak çağrımız nettir: 11. Yargı Paketi görüşülürken deprem kaynaklı ceza yargılamaları, kamu düzeni ve toplumsal güven bakımından açık ve ayrıksı bir kategori olarak düzenlemenin dışında bırakılmalıdır. Hukuki güvenliğin, hukuk devletinin ve toplum vicdanının gereği budur. Baroların sorumluluğu ise hem mağdurların sesi olmak hem de yeni toplumsal yaralar açabilecek düzenlemelere karşı hukuki uyarı görevini yerine getirmektir."

Reklam Goruntulenme Bolumu

"Mağduriyetlerin unutulmaması adına bu düzenleme geri çekilmelidir"
Hatay Baro Başkanı Hatay Tut da baro olarak depremin ardından sorumluluk sahibi tüm aktörlerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğine dair inançlarını yinelediklerini söyledi. TBMM gündemindeki 11. Yargı Paketi'nin 27. maddesiyle getirilen "erken salıverme/denetimli serbestlik" düzenlemesini hatırlatan Tut, bu maddenin deprem kaynaklı ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Osmaniye Barosu Başkanı Ahmet Şefik Akın ise depremde hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarının "deprem suçlularının infaz indirimlerinden istisna tutulması" yönündeki taleplerinin "özenle ve önemle ele alınması gerektiğini" vurguladı. Akın, şunları kaydetti:

"İnfaz düzenlemelerinde belirli suçların istisna tutulması, Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik kararlarına göre yasama organının takdir yetkisi içinde olmakla birlikte, bu yetki eşitlik ve ölçülülük ilkeleriyle sınırlıdır. AYM'nin bazı kararlarında suçun niteliği ve toplumsal etkisine göre farklı infaz rejimlerinin kabul edilebileceği belirtilmiş, bazı kararlarında ise bu tür ayrımların eşitlik ilkesini zedeleyebileceği vurgulanmıştır. Ancak deprem ve neticesindeki maddi–manevi kayıplarımızın bu konuda istisnai olduğu kanaatindeyim. Zira suçun neticelerinin ağırlığı, topluma verdiği ve vermesi beklenen müstakbel zarar ve sonucundaki adalet beklentisi gözetildiğinde, deprem suçlarının genel indirim veya kolaylaştırıcı infaz hükümlerinden istisna tutulması; hukuk devleti ve ölçülülük ilkeleri açısından daha hakkaniyetli olacaktır."