Başkent ‘Yeni Bir Kızılay’ Düşündü



Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Kızılay meydanının yıllar içinde çirkinleştiğini öne sürerek, “Bu Kızılay benim Kızılay’ım değil, Kızılay ölmüştür, bitmiştir” dedi. Çankaya Belediyesi’nce, düzenlenen ‘’Yeni Bir Kızılay Düşünüyorum’’ konulu foruma katılan Aygün “Berlin Duvarı yıkıldı, Kızılay duvarı geldi” dedi. Aygün, Kızılay meydanının ikiye bölündüğünü, meydanın ucube binalarla donatıldığını, yayaların yolun karşısına geçişine bile yasak konulduğunu söyledi. Gelinen noktada Kızılay için geliştirilecek projelerde ATO olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Aygün, “Burayı ayağa kaldırmak, meydan haline getirmek için üyelerimizle birlikte biz de varız” dedi.

Terk edilmiş istasyon

Foruma katılan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise, Ankara’nın sermaye gruplarının eline teslim edildiğini öne sürerek, kentteki emekçi sınıfının kentsel dönüşümden dışlandığını savundu. Çelebi, Ankara’nın kentsel dönüşüm projelerinde emekçilerin haklarını savunacağı bir demokrasi alanının kurulmasını istedi.

Türk Kızılay Derneği Genel Müdürü Ömer Taşlı da Kızılay’dan tüm marka işletmelerinin çekildiğini, Kızılay’ın terk edilmiş bir tren istasyonuna dönüştüğünü söyledi. “Kızılay meydanına adını veren Kızılay binasını yıkanları Allah bildiği gibi yapsın” diye konuşan Taşlı, yıllardır boş duran yeni Kızılay binası ihalesinin de Kasım ayında yapıldığını anımsattı.

Ankara ötekileştirildi

Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Merkez İlçeler ile Kent Merkezi’ konulu forumda konuşan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki de Ankara’nın geldiği noktada her kesimin payı olduğunu vurguladı.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ise Ankara’daki meydanların, yeşil alanların yok edildiğini, kamusal alanların rant merkezi haline geldiğini savunarak, “Ankara adeta ötekileştirildi” dedi. Ulus, Kızılay, Çıkrıkçılar Yokuşu ve Cebeci’nin zaman içinde önemini kaybettiğini, meydanlar yerine alışveriş merkezlerinin öne çıktığını anlatan Yaşar, “Tüm bunlara karşın Ankara, alışveriş merkezlerinden hiçbir pay alamıyor. Alışveriş merkezlerindeki şirketler başka şehirlerde kayıtlı olduğundan Ankara esnafı, tüccarı zarar ediyor” diye konuştu.

Masuniyet Müzesi gerekli

SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş’in yönettiği ‘Çankaya Çankaya’ forumuna katılan Ankara Hürriyet Yazıişleri Koordinatörü Yaşar Sökmensüer, kentlerin sadece mimarileri ile değil hatıralarıyla, yarattığı alışkanlıklarla da farklılaştığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanının kahramanı tutkuyla bağlandığı kadınla ilgili şeyler, nesneler biriktirerek sevdasını cisimleştirir. Kentlerin ise masuniyet, yani dokunulmazlık müzelerine gereksinimi vardır. Bu kentin bir sokağıdır, hatta sokağın ismidir. Gençlik Parkı’nda kaybolan aile gazinosudur. Kent bu tür hafıza mekanlarıyla kimliğini oluşturur. Ancak özellikle 15 yıldır kentin kimlik özellikleri, hafıza mekanları yok ediliyor. En son Çayyolu’na yapılması planlanan meydan da Büyükşehir Belediyesi tarafından lunaparka çevrildi. Oysa Avrupa’da başkentler meydanlarıyla ünlüdür. Meydanlar karşılaşma, buluşma, özgürlük alanlarıdır. Her ülkede demokratik mücadelenin sembolüdür. Bu nedenle hemen her ülkede mutlaka “Özgürlük Meydanı” vardır. Fakat bu dönemde ya meydanların önemi yok sayılıyor, ya da siyasi agorafobi, meydan korkusu var. Son 15 yıla baktığımda başka bir açıklama bulamıyorum.  Meydanların yok edilmesi, yaya bölgelerinin, metro gibi toplu ulaşım araçlarının hala hayata geçirilmemesi, tersine kent içi otobanlarla Ankara’nın yaya yani insan değil otomobil öncelikli bir kent haline gelmesi, kuşkusuz kentin kimliğini, alışkanlıklarını da değiştiriyor.”

Refüjlerin tarihsel değişimi

“Ankara’da refüjler ne zaman değişmişse bilin ki iktidar değişmiştir”  diyen Haber Türk Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya ise şunları söyledi:  “80 İhtilali olduğu zaman refüj yıkıldı. Kaldırımlar daraltıldı orta refüj genişletildi. 1983’te Özal iktidarıyla farklılaştı. Küçük taşlar döşendi sonra ortaya bir tel gerildi. 1989’da SHP iktidarı döneminde orta refüj daraldı, kaldırımlar genişledi. 90lı yıllarda havuzlar yapıldı. Bunlar yetmedi taş bloklardan oluşan ilginç bir yapı inşa edildi. Yetmedi çalılar konuldu. Bildiğim kadarıyla refüjün 7 ya da 8’inci dönemini gördük. ”

Üst geçitler kullanılmıyor

Forumda konuşan 71 yıllık Ankaralı ve Ankaralılar Vakfı Başkanı Ayhan Sümer de örneklerle Kızılay’ın geçmişteki durumunu anlattı. Sümer kısa süre önce Kızılay’daki iki üst geçitten bir saat boyunca geçen yayaları saydırdığını belirterek, “Birisinden bir saatte sadece 14, diğer üst geçitten 17 yaya geçti. Ama üst geçitler kirlilik abidesi olarak orada duruyor. Bu duruma çözüm bulunmalı” dedi.