'Kira Öder Gibi Konut Edinme' Bazı Toplumlar İçin Geçerli Değil
17-19 Eylül 2005 günlerinde Cumhuriyet'te yayımlanan toplu konut politika ve uygulamalarına ilişkin bir inceleme yazısında Türkiye'de gelir dağılımındaki dengesizlikleri, halkın önemli bir bölüğünün içinde bulunduğu açlık ve yoksulluk içinde bulunduğunu, kira ve konut giderlerinin harcamalarda önemli bir yer tuttuğunu, özellikle alt ve orta gelir katmanlarındaki hanehalklarının biriktirim güçlerindeki sınırlılıkları, bu nedenle güdülen politikaların ve girişilen uygulamaların açmazlarını belirtmeye çalışmıştım.
İngilizce karşılığı Mortgage sözcüğü ile adlandırılan taşınmaz tutusuna dayalı kredi dizgesine ilişkin yasa taslağına son biçiminin verildiği resmi kişilerce açıklanmaktadır.
Bu dizgenin son dönemlerde yükselen kiraları düşüreceği de yine aynı resmi kişilerce vurgulanmaktadır. Söz konusu yazımda, çıkarılmak istenen yasanın gerekli düzenlemeler yapılmadıkça, ülkenin yalnızca en çok yüzde onbeşlik bir bölümünün yararlanabileceğini vurgulamıştım. Bunun üzerine ülkedeki kira harcamalarına ilişkin son verilere dayalı olarak aşağıdaki gözlemlerimi açıklamak gereksinimi duydum.
Kira öder gibi konut edinme olanaklı mı?
Konut giderlerin ve biriktirme gücüyle konut giderleri konusunda yaptığımız çalışmalar, konut edinebilme için en alttaki gelir düzeyindekilerin özellikle alt ve alt-orta katmanlarındaki hanehalklarının güçlerinin buna yetmediği açıkça görülmektedir. Kira öder gibi konut edinebilmek için tüketim harcamaları içinde ne kadarının kiraya gittiğini de gözden geçirmekte yarar vardır. Kira ve konut giderleri kentlerimizde hanehalklarının tüketin harcamaları içinde önemli bir yer tutmaktadır (Çizelge - 1 ve 2). 1978'den bu yana kira-konut giderlerinin hanehalkı giderleri toplamı içinde giderek arttığı bilinen bir gerçek. Beştebirlik hanehalklarının gelir düzeylerine göre, en üst katmandaki hanehalkları için kira- konut giderleri genellikle ortalamanın altında kalmaktadır. Başka bir anlatımla, özellikle kira yükü en alt ve orta gelir katmanlarındaki hanehalkları bunaltıcı boyutlardadır.
Hem 2003, hem de 2004 yılına ilişkin DİE verileri (Çizelge -1), Türkiye genelinde kira-konut giderlerinin yükü en üst gelir katmanındakiler için ortalamanın altında kalmaktadır. Buna karşılık, bu yük, ortanın altındaki gelir düzeyindekiler de ortalamanın üstündedir. Bu açıdan alt-orta gelir kümesindekiler kira-konut için en çok harcamayı yapmaktadır. Bu, özellikle toplumsal konumları nedeniyle alt-orta gelir katmanını oluşturan küçük memur, nitelikli işçi ve benzerlerinin daha iyi bir evde oturmak istemelerinden kaynaklanıyor olabilir. Kentlerimizde, kira-konut yükü alt, alt-orta ve orta kümelerindeki hanehalklarında ortalamanın üstündedir. Üst-orta ve üst gelir katmanındakiler için bu yük ortalamaların altında kalmaktadır.
Gelir düzeyi düşük insanlar eziliyor
Hanehalklarının harcamalarına göre oluşturulan beştebirlik kümelerin kira-konut giderleri yükü açısından en üst düzeyindeki hanehalklarında ortalamanın altında kalmaktadır (Çizelge-2). Başka bir deyimle, kira-konut için bunlar daha rahat bir düzeydedir. Veriler, en çok kira-konut gideri yükü çekenlerin en alt düzeyde harcama yapabilen kesimlerde olduğunu yansıtmaktadır. Bu gözlem kentlerimizde de geçerli olmakla birlikte, harcama kümeleri açısından en alt, alt- orta ve orta düzeyde bulunan hanehalklarının kira yükleri ortalamaların üstündedir. Köylerimizde de, en- üst harcama kümesindekiler kira-konut giderleri için ortalamanın altında harcama yapmaktalar.
Prof. Dr. Cevat GERAY / İmar ve İskân Bakanlığı Eski Müsteşarı