Belirsizlik Yatırımcıyı Kaçırıyor



Rüzgar enerjisinde yaşanan belirsizlik yatırımcıları caydırmaya başladı. Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı Murat Durak, 1 Kasım 2007'den bu yana sürüncemede olan rüzgar santralı lisans taleplerinin giderek azaldığını belirterek, 78 bin megawattlık talebin iki yılda 35 bin megawatt'a düştüğünü söyledi. Durak, başvuran firma sayısının 750'den 691'e indiğini vurgularken, Polat Enerji Genel Müdürü Zeri Eriş ise "Yöntem biraz şaştı. 1 Kasım 2007'den 2009'a iki senede birçok kural ve yöntem değişikliği yapıldı. Yöntem tam olarak belirlendikten ve karar verildikten sonra yeniden müracaat alınması gerekiyor" dedi.

Rüzgar Santrali yatırımlarında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, rüzgar santrali kurmak için 1 Kasım 2007'den beri lisans almayı bekleyen yatırımcıların bu sorununun 2010'da çözüleceğini açıkladı. Kurumlardan görüş almayı sürdüren EPDK'ya son olarak Elektrik İşleri Etüt İdaresi'nin görüşü ulaştı. Şimdi Türkiye Elektrik İletiş AŞ'nin (TEİAŞ) hazırlamakta olduğu rapor bekleniyor. Ancak sektör temsilcilerine göre rüzgar enerjisinde durum bürokrasinin söylemindeki kadar pembe değil. Yatırımcıların rüzgar santrallerinde yatırımların daha da gecikeceğine ilişkin kaygıları şu noktalarda yoğunlaşıyor:

* En önemli konu TEİAŞ'ın, rüzgar santralı başvurularının yapıldığı trafodaki münhal yer kadar limit belirlemesi. Rüzgar santralı için başvurulan trafo dışında herhangi bir başkasına kaydırma yapılamayacak.
* Trafo merkezinin kısa devre gücünün yüzde beşinden fazlası rüzgar santralından gelecek hat için ayrılamayacak.
* Bu arada TEİAŞ rüzgar santrallerinden gelen elektriğin iletimi sırasında kullanılacak iletim hatları arasından 380 kilovatlık yüksek gerilim hatları ve trafo merkezlerini çıkarmış durumda. Yani bu hatlar kullanılarak rüzgar enerjisi iletimi yapılamayacak. Bu da büyük ölçekli rüzgar santralarının kurulumunu engelleyecek.

İsmini vermek istemeyen bir rüzgar santralı işletmecisine göre EPDK'nın iki yıldır lisans işlemlerini sürüncemede bırakmasının altında da TEİAŞ'ın bu kararı yatıyor. Çünkü 380 KV'lik iletim hatlarının kullanılmaması durumunda birçok başvuru reddedilmiş olacak. Ancak işin trajik tarafı, hali hazırda verilmiş lisanslarda 380 KV'lik hatların kullanılması için gerekli izinler sağlanmış durumda. Yani devlet pratik anlamda bu birkaç projeyi kayırmış oluyor.

Rüzgar türbini imal eden Soyut Enerji Pazarlama Müdürü Ali Çolak'a göre sorun 500 KW'tan yüksek rüzgar santrallerinde yaşanacak. Bu konuda altyapının yeterli olmadığını söyleyen Çolak, bunun için yatırım yapılması gerektiğini ve ekonominin bu maliyeti kaldıramayacağını savunuyor.

Polat Enerji Genel Müdürü Zeki Eriş ise bağlantıyla ilgili sonuca ulaşılmayacağını düşünüyor. Eriş, "Yöntem biraz şaştı. 1 Kasım 2007'den 2009'a iki senede birçok kural ve yöntem değişikliği yapıldı. Yöntem tam olarak belirlendikten ve karar verildikten sonra yeniden müracaat alınması gerekiyor" diyor.
 
Katkı payı rüzgarı bitirir

Rüzgar sanayicilerine göre EPDK Başkanı Köktaş'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı katkı payı açıklaması da umut kırıcı. Köktaş, belirlenen kapasiteler çerçevesinde, 20 yıl boyunca bir kilovatsaat için en yüksek katkı payını teklif eden özel şirketlerin sisteme bağlantı hakkını elde edeceğini ifade etmişti.

RESSİAD Başkanı Tolga Bilgin'e göre katkı payı meselesi rüzgarın sonunu getirebilir. Hidroelektrik santrallerinde hali hazırda DSİ'ye kwh başına 9 kuruşa kadar yükselebilen katkı bedeli ödemek zorunda kalan işletmecilerin bulunduğunu söyleyen Bilgin, büyük ihalelerde bu katkı payı sorunu yüzünden ortaya garip rakamların çıktığını söylüyor. RESSİAD olarak "verim"i ön plana alan projelere izin verilmesini isteyen Tolga Bilgin,  "Bu yöntemle yapılırsa projelere ek maliyet gelmez. Finansman daha rahat bulunur. Öbüründe garip ihaleler olur garip fiyatlar çıkar yüksek fiyatlar yüzünden firmalar yapamaz bunu" diyor.