Bienal'in Rüzgárı Her Yerde Esiyor

Dünya bienalleri sıralamasında saygın bir yer kazanan, İKSV'nin Koç Holding sponsorluğunda düzenlediği 10. Uluslararası İstanbul Bienali, 8 Eylül ile 4 Kasım tarihleri arasında izlenecek.

Bu yılki Bienal'in kavramsal çerçevesi, "İmkánsız Değil, Üstelik Gerekli; Küresel Savaş Çağında İyimserlik" olarak belirlendi.

Bienal kapsamında 96 sanatçı ve sanatçı grubunun 150'yi aşkın projesi ve 13 özel proje sergilenecek.

Bu yılki bienalin küratörü Hou Hanru. Onun küratörlüğünü üstlendiği, ilgi uyandıran, Venedik Bienali'ndeki Çin pavyonunu çok beğenmiştim.

Okurlar için mekánları sıralamalı:

Tophane'deki 3 Numaralı Antrepo

İstanbul Manifaturacılar Çarşısı

Atatürk Kültür Merkezi

Santralİstanbul

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi.

Ziyaret saatleri pazartesi hariç 10.00-19:00 arasında. Ancak önümüzdeki 10 Eylül Pazartesi açılışı izlediği için mekánlar açık olacak.

Bienal yalnız bu mekánlarda değil, sokaklara da taşacak.

Bienal'in Türkiye için önemi birçok maddede anlatılacak kadar uzun ve zengin.

Biz sanat akımlarını, sanatçıları, sanatın değişim/gelişim çizgisini öğreniyoruz. Yabancı sanatçılar hem Türkiye'yi hem Türk sanatını, görsel serüvenimizi tanıyorlar.

Bizim gibi görsel sanatlarla dostluğu yeni, ilişkisi pamuk ipliğinden sağlam sicime dönüşme aşamasındaki ülkeler için bienal çok önemli bir işlevi yerine getiriyor.

Görsel eğitim sağlıyor. Oradaki eserleri, yaratıları görenler, klasik sanat bilgilerini artırıyorlar. Yeni bir çağcıl estetik ilkeleri kazanıyorlar. Sergi gezmede bile tereddüt yaşayanların, bienaller aracılığıyla böyle bir alışkanlık kazanmalarının mümkün olduğu inancındayım.

Bienal'in uluslararası önem ve itibar kazanmasının bir başka önemli göstergesine dikkatinizi çekerim.

Birçok müze ve galeri, yeni çalışmalarını, etkinliklerini bienal günlerine rastlattılar. Gelen davetiyelere baktığımda, birçok özel müze ve galerinin de aynı tarihte/tarihlerde açılacağını gözlemledim.

Doğrusu, bienalin gücünün derecesini bunlardan öğrenmek gerekiyor.

Bienal nedeniyle dünyanın önemli sanat yazarlarının, eleştirmenlerin, sanatçıların yüzlercesinin buraya geldiğini düşündüğünüzde, fırsatın iyi kullanıldığını, değerlendirildiğini fark edersiniz.

Bienal için ilk yazım bu. Daha sonraki günlerde epeyce bu konuyu eksen alacağız.