"Binalar Tek Kişilik Gösteri Değildir!"



İki yılda bir farklı bir ülkede düzenlenen Saint-Gobain Uluslararası Alçı Ödülü (Saint-Gobain Gypsum International Trophy), bütün dünyadan yüklenici firmaların en iyi alçı ve alçı levha uygulamalarını ödüllendiren bir etkinlik. 23 Mart 2018 tarihinde Lizbon’da gerçekleşen Gala Gecesi’nde aynı zamanda ödül programının 20. yıldönümü de kutlandı. ‘Tavan’, ‘Alçı’, ‘Alçı Levha’, ‘İnovasyon ve Sürdürülebilirlik’, ‘Konut’ ve ‘Konut Dışı’ olmak üzere 6 kategoride düzenlenen yarışmada; Asya’dan Amerika’ya, Avrupa’dan Afrika’ya dek uzanan geniş bir coğrafyadan 87 uygulama değerlendirilerek, en iyiler ödüllendirildi.

Etkinliğe henüz ikinci kez katılan Rigips Türkiye’nin uygulamacısı Çelikeller firması, Emaar Square Mall projesinde yaptığı Rigitone Akustik Levha uygulamasıyla “Tavan” kategorisinde ikincilik ödülüne değer görüldü. Alışveriş merkezindeki akustik düzenleme ihtiyacı için seçilen Rigitone levhalar, eğrisel ve çok katmanlı tavanlarda ustalıkla uygulanarak projenin estetik olarak da öne çıkmasını sağlamış.

Bütün bir güne ve geceye yayılan etkinliğin sabah programı, Saint-Gobain firmasının alçı sektöründeki markalarının katılımıyla, ürün tanıtımını ve deneyimini içeren “mini ürün fuarı” ile ödül almak için yarışan farklı ülkelerden uygulama projelerinin tanıtıldığı “sergi”den oluşuyor. Beş günlük jüri değerlendirmesinin ardından, ödül törenini de içeren Gala Gecesi ile maratonun heyecanlı kısmı sona eriyor.

Ödül gecesini izlemek için davet edildiğim bu keyifli organizasyonda Saint-Gobain Alçı, Tavan ve Yalıtım Faaliyetleri Başkanı Claude-Alain Tardy ile ödüle ve Türkiye’deki yapılanmalarına ilişkin sorularımı yanıtladığı kısa bir söyleşi yapma olanağı da buldum.

Saint-Gobain Uluslararası Alçı Ödülü nedir?

Claude-Alain Tardy: 1998 yılından bu yana her iki yılda bir dünyanın (ürünlerimizin ulaştığı ve kullanıldığı) her yerinden katılan yükleniciler en yenilikçi çözümlere sahip Kuru Duvar Sistemi uygulamalarını bu ödül sistemine aday gösteriyorlar. Değerli jüri üyelerimiz de bu zanaatkarlığı; sürdürebilirlik, konfor, güvenlik, estetik ve modülerlik üzerinden değerlendirerek ödüllendiriyor. Bu ödül sisteminin ilk aşaması, ülke yarışmaları. Burada kategorilerde ödüle değer görülen uygulamalar ikinci aşama olan uluslararası ödülü kazanmak için bir jüri tarafından değerlendirilerek seçiliyor. Çoğu ülke, ki Türkiye bunlardan biri, bağımsız bir uzman jüri oluşturarak başvuran uygulamaları değerlendiriyor.

Bu ödülün amacı nedir? Sizin için kazanımları neler?

Ürünlerimizin ve özellikle sistemlerimizin doğru bir şekilde uygulanmadığı takdirde iyi performans gösteremeyeceğine inanıyoruz. Bu nedenle birçok ülkede “yüklenici kulüpleri” oluşturduk. Bu kulüpler aracılığıyla yüklenicilerimize eğitimler verebiliyoruz. Onlarla sürekli iletişim halinde olma fırsatı da yaratıyor bu kulüpler. Geleneksel tuğla harç sisteminde uygulama çok temiz olmasa da örülen duvar bir biçimde çalışıyor ancak kuru duvar sistemi söz konusu olduğunda eğer uygulama temiz ve sistem gerekliliklerine uygun biçimde inşa edilmezse ucuz, uyduruk görünüyor. Bu nedenle ürettiğimiz ürünlerin ve bu ürünlerin bir araya gelerek oluşturdukları sistemlerin iyi bir işçilik kalitesiyle, doğru ve düzgün biçimde uygulanması gerekiyor. Bu türden ürün satıcılarına ve uygulayıcılarına gereksinimimiz var. Bu satıcı ve uygulayıcılara doğru ürünü, detayı, sistemi seçme ve uygulama farkındalığını kazandırmak gibi temel bir misyonumuz var. Ürünlerimiz ve sistemlerimiz aracılığıyla ilişkide olduğumuz hedef kitlemiz mimarlardan, tedarikçilerden, yüklenici ve uygulamacılardan oluşuyor. Ancak bu kitle içinde en kritik grubu yükleniciler oluşturuyor. Çünkü iyi, konforlu, güvenli, sağlıklı binalar için kaliteli işçiliğe, kaliteli işçilik için de ileri düzey farkındalığa sahip yükleniciye ihtiyaç var. Bu nedenle Saint-Gobain Alçı Grubu olarak ülke yapılanmalarımızdan, ülkelerindeki en iyi uygulamaları iş arkadaşlarıyla paylaşmak üzere yüklenicilerini teşvik etmelerini talep ediyoruz. Uluslararası etkinliğin ve ödül sisteminin amacı da bu. Farklı ülkelerden gelen ve en iyi uygulamaları üstlenen yükleniciler bilgi ve deneyimlerini diğerleriyle paylaşabiliyor çünkü bu iş tek kişilik bir gösteri değil.

Yani yüklenicilerin daha kaliteli uygulamalar yapabilmeleri için bu yarışmayı motivasyon aracı olarak kullanıyor, öte yandan da ürünlerinizin ve sistemlerinizin performansını sergileyebilecekleri biçimde kullanabilmeleri için bunları deneyimleyebilecekleri bir ortam yaratıyorsunuz.

Evet, kesinlikle haklısınız.

Saint-Gobain’in farklı alandaki firmalarında benzer yarışmalar var mı?

Hepsinin iç işleyişine hakim değilim ancak daha önce içinde yer aldığım yalıtım grubunda bir öğrenci yarışması düzenliyoruz. Hatta bu da iki aşamalı bir yarışma ve Türkiye’de de ilk aşamasını düzenliyorsunuz; Yapı-Endüstri Merkezi’nin eski bir çalışanı olarak yakından bilirsiniz. Bu aşamada seçilen projeler uluslararası bir platformda farklı ülkelerden gelen diğer öğrenci projeleriyle birlikte yarışıyor. Genç mimarlık öğrencilerini teşvik etmek için düzenlediğimiz bu yarışma aracılığıyla bütün kariyerleri boyunca bizim ürünlerimizi kullanabilmeleri için bunları daha iyi anlamalarını amaçlıyoruz. Çünkü ürünlerimizin ve sistemlerimizin rakiplerinden daha iyi olduğuna inanıyoruz. Bir de okullarda öğretilen geleneksel duvar sistemlerine (örneğin tuğla) karşılık, kuru duvar sistemlerinin de gayet iyi performans gösterdiğini henüz mezun olmadan öğrenmelerini istiyoruz.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Türkiye, Saint Gobain’in alçı ve alçı levha faaliyetleri içinde nerede konumlanıyor? Pazar ve etkinlik anlamında ülkemizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şüphesiz Türkiye sahip olduğu coğrafi konum nedeniyle oldukça önemli. Öte yandan Türkiye büyük bir ülke olduğu için burada üretim de yapabiliyoruz. Her yıl ekonomik göstergelerin tartışıldığı uluslararası toplantılara ve elbette bayi toplantılarına katılıyorum. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da düzenlenen bayi toplantıları uluslararası platform niteliğinde oluyor. Türkiye’nin çevresindeki coğrafyalardan, İsrail, Mısır, Lübnan, Suriye vb. pek çok ülkeden tedarikçimizle konuşma ve beklentilerini dinleme fırsatım oluyor. Türkiye bu ülkeler için, özellikle üretim bandı barındırmayanlar için servis sağlayan kilit bir noktada duruyor. Hem temel bir servis pazarı hem de ürünlerin ve uygulamaların sergilenebildiği ticari fuar olanaklarına sahip. Bu konumunu güçlendirmeyi ve ileri taşımayı arzuluyoruz.Ancak Türkiye’deki bu büyüme isteğimizi akıllıca planlayıp, doğru yatırım kararlarıyla yaşama geçirmek istiyoruz. Bu konuda henüz ayrıntı veremem ama doğru zaman geldiğinde iyi bir pazar payımız olan Türkiye’de büyümeyi planlıyoruz.  

Kuru duvar sistem çözümleriniz inşaatta üstyapı anlamında yeni binada mı yoksa giderek büyüyen yenileme pazarında mı daha çok kullanılıyor?

Bazı ülkelerde kuru duvar sistemi yeni konut yapımında tercih ediliyor. Ancak her ülkede değil. Buna karşılık kuru duvar sistemleri konut dışı alanda neredeyse pek çok ülkede hastane, otel, büro vb. işlevli binalarda kullanılmaya başlandı ve giderek yaygınlaşıyor. Konutta hâlâ çoğu ülkede tuğla-harç sistemi tercih ediliyor. Örneğin Hollanda kuru duvar sistemine alışamayan ülkelerden. Fransa ise konutta bile ağırlıklı kuru duvara geçiş yapıyor. Bu durumu lehimize çevirecek ürünümüz “Habito” giderek artan bir ivmeyle benimsenmeye başladı. Biz ona kuru duvar sistemlerinin iPhone’u diyoruz. Önce hiç kullanılmazken her yıl kendini ikiye katlayan oranda tercih edilmeye başladı. Bugün Habito 60’ın üzerinde ülkede tercih ediliyor. Özellikle konutta yararları çok çabuk fark edilen bir ürün. Bu nedenle ekiplerimizi, tüketiciye ve uygulamacıya kuru duvar sistemlerinin daha hızlı, daha iyi, daha ucuz, daha sürdürülebilir ve daha temiz olduğunu anlatmaya teşvik ediyoruz. Ancak bu geleneksel uygulama tekniklerinin değişmesi anlamına geliyor ki böyle bir değişime örnek olabilecek ileri düzey farkındalığa ve uygulama becerisine sahip yüklenicilere gereksinim duyuyoruz. Fransa, Almanya ve diğer ülkelerden bu ileri görüşlülüğe sahip uygulamacılara ulaşarak ürünlerimizin/sistemlerimizin neden daha iyi olduğunu anlatmamız gerekli. Bu konuda lehimize olan en önemli noktalardan biri de şantiye alanındaki su tüketimi ve sürdürülebilirlik gereklilikleri. Yüksek binalarda ve özellikle su sıkıntısı yaşanan bölgelerde kuru duvar sistemleri su tüketimini düşük tutması ve alçının sürdürülebilir bir malzeme olması nedeniyle duvar oluşturmada kullanılan diğer sistemlere kıyasla büyük avantaj sağlıyor. Öte yandan çimento ve toz karışımların girdiği şantiyelerde hem temiz bir ortam oluşturmak hem de suyu kullanmamak mümkün değil. Kuru duvar sistemlerinin yaygınlaşması yavaş ilerleyen bir devrim gibi ancak şimdiden bir hayli başarıya ulaştığımızı söyleyebilirim.

Dünya pazarına dair gözlemleriniz neler? Küresel inşaat pazarında ne tür sıkıntılar var?

Dünya geneline baktığımızda her yerde eşgüdümlü bir patlamadan söz etmek olanaksız. Brezilya’da kriz var, buna karşılık Çin, Hindistan ve Avrupa’da durumun yeni inşaatlar ve satış anlamında iyi olduğunu söyleyebilirim. Ancak inşaat yapmanın ötesinde kaliteli inşaat yapımı büyük bir sorun. Bunun üzerinde durmak gerek. Örneğin Doğu Avrupa’da inşa edebilme, uygulama becerisi ve işçilik kalitesi oldukça düşük. Eğitim gerekli. Prefabrikasyona ve prefabrike sistem uygulamalarına ilgi giderek artıyor. Diğer yandan, dünya üzerindeki en güzel mimariye sahip binalarda bile akustiğin en büyük sorun olduğunu; olağanüstü mimari tasarımların yaşama geçişinde en zayıf noktanın bu olduğunu ve mimari güzelliğin önüne geçebildiğini görüyoruz. Biz bu sorunları çözecek ve mimari düşün üzerine gölge düşürmeyecek sistem çözümleri için yenilikçi uygulamanın ve üretimin peşindeyiz. Bu anlamda Saint-Gobain’in bütün faaliyetleri toplamında, dünya çapında inovasyon konusunda 7. sırada olduğunu belirtebilirim. Bu da küresel rekabette temel motivasyon kaynağımız. Söyleşinin başında da belirttiğim gibi iyi binalar için iyi işçiliğe, iyi uygulama çözümlerine gereksinim var. Farklı ülke deneyimlerinin paylaşılması, çözümlerin bu deneyimlerden alınan kazanımlarla geliştirilmesi gerekiyor. 

Son olarak Alçı Ödülü ile ilgili eklemek istediğiniz bir konu var mı, geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Alçı yarışması sayesinde birlikte çalıştığımız bütün uygulayıcı ve yüklenicilerde, kısa vadede iki temel konuda farkındalık ve bilinç yaratmak istiyoruz. Bunlardan ilki, inşa edilen mekanlardaki kullanıcıların sağlığı ve konforunun her anlamda sağlanması, getirilen çözüm ve uygulamaların bu yönde olması. Bütün bayilerimizden ve uygulayıcılarımızdan da kendilerini her zaman kullanıcının yerine koymalarını istiyoruz. Onların gereksinimi neyse, satış kaygısını gütmeden bu sistemi sağlamalarını bekliyoruz çünkü mutlu kullanıcı uzun vadede bizim için daha önemli. İkinci olarak, kolay montaj ve kurulum konusunda yükleniciler için deneyim ve bilgi alışverişini artırmayı istiyoruz. Alçı yarışmasına katılıp ödüle değer görülen uygulamalar, onlar için örnek oluşturuyor.