Bir Damla Su

Türkiye su zengini bir ülke değil. Ülkemizde "kullanılabilir su" miktarı ortalama 1400 metreküptür. İçtiğimiz, kullandığımız, barajda toplayıp sulama yaptığımız, elektrik ürettiğimiz su...Bu rakam Batı Avrupa'da 5 bin metreküptür!

Onun içindir ki, tarihte sanayi devrimini yaratacak tarımsal servet birikimi Batı Avrupa'da oluştu. Bilime öncülük edecek şehirli girişimci sınıf da Batı Avrupa'daki tarımsal servetin eseriydi. Biz ise bin yıl bozkırla boğuştuk!

Metin Erksan'ın 1963'teki "Susuz Yaz" filmi, aslında bozkırdaki dramın muhteşem bir belgeseliydi. İçme suyu bile büyük bir dertti Anadolu'da, sulama yaparak bahçeciliği, sebzeciliği, çiçekçiliği nasıl geliştirebilirdik? Mecburen bin yıl ekincilik yaptık!

İç Anadolu'da bahçecilik ve sebzecilik son elli, yüz yılın eseridir. Susuz bozkır "sulama kültürü"nün gelişmesini de engelledi.

Sulama kültürü?
Bakın, dağları delerek Harran Ovası'na su akıttık ama "sulama kültürü"müz olmadığı için, dahası suyun fenni kullanımına da büsbütün yabancı olduğumuz için, "aşırı sulama" yüzünden Harran Ovası'nda tuzlanma ve çoraklaşma başladı!

Bakın, İç Anadolu'da yeraltı sularını hovarda kullanarak çölleşmeye yol açtık!
Bakın, şehirlerimizde kaldırım yaparken ağaçları boğuyoruz! Yağmur suları ağaç diplerine gelmesin, boşa akıp gitsin diye ağaç diplerini beton bariyerlerle kapatıyoruz! Hiçbirimiz de belediye başkanımızı uyarmıyoruz, ağaçları niye boğuyorsunuz diye!

Halbuki çağımızda suyu verimli kullanmanın teknikleri var. Hidroloji Yüksek Mühendisi Dr. Cengiz Doğangönül ve Peysaj Mimarı Özlen Doğangönül'ün "Küçük ve Orta Ölçekli Yağmur Suyu Kullanımı" adlı 400 sayfalık bir kitabı bunun bir örneği.
(Adres: info@teknikyayinevi.com.tr)

Belediyeler ve siteler akıp giden yağmur sularını nasıl "kullanılabilir su" haline getirebilirler? Kitabın konusu bu. "Çatı sistemleri" ya da "yağmur bahçeleri" gibi ciddi su tasarrufu sağlayan uygulamalar anlatılıyor. Bunlar uygulansa, Türkiye'nin en kurak yöresi olan Konya bile su bakımından kendine yeterli hale gelebilecek...

Damlayan musluk!
Madem suya muhtaç bir ülkeyiz, bizden dört beş kat fazla yağmur alan Avrupa'nın kullandığı bu sistemleri biz niye kullanmayalım?! Bunların bir kısmını belediyeler yapabilir! Ağaçların yağmur sularından yararlanmasını sağlamak bile büyük bir başarı olur.

Yağmur sularını "kullanılabilir su" haline getirmek için imar planlarına zorunlu hükümler konulabilir.Bu teknikleri kendimiz uygulayabiliriz üstelik. Damlayan musluğu kapatmak bile tasarruftur.Bu sene susuzluktan çok sıkıntı çekeceğiz. Gelecek sıkıntılı gözüküyor.

Bunun korkunç politik sonuçları da olabilir. Türkiye'nin Atatürk Barajı'nı yapmasını engellemek için kredi musluklarını kapattıran veya terör yaptıran politik güçler, bir damla suyun "bir damla kan" değerine gelmesi durumunda neler yapmazlar?!

Kaygımız uyarıcı olmalı, paranoya haline gelmemelidir. Siyasi komplo teorilerine kapılmak yerine, GAP'taki tuzlanmanın tedbirini almak, damlayan musluğu kapatmak, yağmur sularından ağaçların yararlanmasını sağlamak, yağmur suyunu "kullanılabilir su" haline dönüştürme bilincini ve projelerini geliştirmek daha akıllıca bir davranış olacaktır.