Bir Şehir Kime Aittir?



Başkent, pazar günü, tarihinin en tuhaf referandumunu yaptı. Gökçek’in meşhur 7. Cadde anketi, itirazlar sonucu “alkolsüz olarak”, yani içki sorusu sorulmaksızın yapıldı. Bahçelievler’de oturanlara “7. Cadde trafiğe kapansın mı?” diye soruldu. 800 kişi “Kapansın” dedi. 1000 kişi “Kapanmasın” diye oy verdi. Ne olacak şimdi?

Hiiiç! Caddenin geleceğine Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ulaşım Koordinasyon Merkezi karar verecekmiş. Oysa bölge, Çankaya Belediyesi sınırları içinde ve karar yetkisi, yerel belediye meclisinin... Hani ağayla arabacısının “Biz niye yedik bunu!” fıkrası var ya; onu hatırlatan bir durum... O zaman sormak gerekir? Bir şehir kime aittir? Belediyeye mi? Hükümete mi? Şehrin sakinlerine mi?

* * *

Ankara Başkent olduğunda şehrin planlanması için yapılan yarışmayı Alman profesör Jansen kazanmıştı. Planını getirip Atatürk’e sundu. Sonra da sordu:

“Bu planı tatbik edebilecek kadar güçlü bir idareniz var mı?”

Atatürk kızdı: “Koca memleketi yedi düvelin elinden kurtarmışız. Bir ortaçağ saltanatını yıkıp yerine yeni çağ devleti kurmuşuz. Bir şehrin planını mı yapamayacağız?”

Jansen üsteledi:  “Biz Almanya’da bile güç bela uyguluyoruz da onun için sordum.”

Falih Rıfkı, “Çankaya”da o planın uygulanamayışını ve sonunda spekülatörlerin kazanışını acıyla anlatır.

* * *

Planlansız şehir, taktiksiz takım gibi çökmeye mahkûmdur. O yüzden kentin öncelikli sahibi, şehir plancıları olmalıdır. Halk adına şehri yöneten belediye, hükümete de danışarak bu uzmanlığı projelere dönüştürmeli, farklı seçenekler varsa bunları şehir halkına açık seçik ve ayrıntısıyla anlatmalı, gerekirse tercih yoklaması yapmalıdır. Şehir böyle bir disiplin altında ele alınmazsa Atatürk’ün bile baş edemediği rantçıların ya da gizli ortak belediyecilerin, halkı, parkları yıkıp çok katlı alışveriş merkezi yapmaya ikna etmesi hiç de zor değildir.

* * *

Bu açıdan bakıldığında 7. Cadde referandumu, bir keyfi yönetim örneği olarak hatırlanacaktır. Şehir Plancıları Odası’nın açıklamasında söylendiği gibi, uzmanlara danışılmadan, alternatif projeler geliştirilmeden, semt halkı bilgilendirilmeden gelişigüzel bir oylama yapılmıştır. Üstelik kent halkının tümünün kullandığı bir yolun kaderi, sadece cadde sakinlerine sorulmuş, kentin genel ulaşım planı hiç hesaba katılmamıştır.

Ankara plansız kasabalaşırken Jansen’in sorusu, 75 yıldır güncelliğini koruyor: “Türkiye’de bir plan tatbik edebilecek idare var mı?”