Japonya’nın Nagoya kentinde 193 ülkenin katılımıyla yapılan
toplantıda, kara ve okyanuslarda ekosistem ve biyoçeşitliliğin korunması için
yol haritası üzerinde anlaşma sağlandı.
Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Konferansı’nda
canlı türlerinin yok olmasını önlemek amacıyla alınabilecek önlemler iki hafta
boyunca tartışıldı ve sonunda 193 ülke temsilcisi uzlaşmaya vardı. Gündem konusu
“Biyolojik Çeşitlilik” olarak belirlenen konferansta, biyolojik
çeşitliliğin azalmasının tüm dünyayı ve insanlığı nasıl etkileyeceği dünya
kamuoyuna çeşitli örneklerle anlatılmaya çalışıldı.
Dünyadaki canlı türlerinin yok olmasını önlemek BM Binyıl
Hedefleri arasında yer alıyor. Öyle ki, 2010 yılı “Biyolojik Çeşitlilik
Yılı” olarak belirlenmişti. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin
(IUCN) verilerine göre, dünyada her sekiz kuş türünden biri, her beş
bitkiden biri ve her dört memeli hayvan türünden biri yok olma tehdidiyle karşı
karşıya. İşte böylesi ciddi tehditler karşısında, Nagoya’daki konferansın
önceliği 2020 yılına kadar geçerli olacak bağlayıcı önlemler kararlaştırmaktı ve
bu kez başarı sağlandı.
Nagoya’daki BM konferansı, Kopenhag’daki başarısız iklim konferansının teşkil
ettiği kötü emsal nedeniyle umut verici bulunmuyordu. İklim konusunda aylardır
yeni bir sözleşme belirleyemeyen devletlerin, canlı türlerinin yok olmasıyla
nasıl mücadele edebileceği tartışma konusu olmuştu. Ancak beklenenin aksi
gerçekleşti ve 193 devletin temsilcileri, 20 hedef üzerinde uzlaşı sağladı.
2020 yılına kadar belirlenen hedeflere göre, dünya genelindeki toprakların
yüzde 17'si ve okyanusların yüzde 10'u koruma altına alınacak. Balıkçılığa kota
getirilecek ve türü tükenen balıkların avlanması yasaklanacak. Verimli tarım
arazilerinin kaybedilmesi önlenecek.
Japonya Çevre Bakanı Ryu Matsumoto, konferanstan çıkan
kararları başarı olarak nitelerken, Almanya Çevre Bakanı Norbert Röttgen de
alınan kararların dünya genelinde bir gelişmeye işaret ettiğini
kaydetti.Konferansı yakından takip eden çevre örgütleri yetkilileri de,
Japonya’dan çıkan karardan memnun. Doğal Hayatı Koruma Vakfı ( WWF) Başkanı Jim
Leape, Nagoya Protokolü’nün tarihi bir sonuç olduğunu ifade etti. Leape, ” Bu
dünyanın biyolojik çeşitliliği ve bu yolla da kendi yaşam ilkelerini garanti
almak için güçlü bir işaret” dedi
Finansman Desteği
Stratejik planın öngördüğü koruma önlemlerinin alınabilmesi için aktarılacak
olan finansal kaynak, öncelikli olarak 2012’ye kadarki ihtiyaçları
değerlendirmek üzere kurulacak bir çalışma grubu tarafından yönlendirilecek.
Japonya, önümüzdeki üç yıl içinde 2 milyar dolar bağışlayacağını duyururken,
biyoçeşitliliğin korunmasına önceden yıllık 100 milyon euro aktaran Fransa da
2013’ten itibaren yılda 500 milyon euroluk katkıda bulunacağını açıkladı.
Doğrudan bağışlar dışında seferber edilecek finansal araçlarsa
netleştirilmedi.
Sonuç olarak, varılan anlaşmanın umut vaadetmesine rağmen, yaptırımlarının
zorlayıcı olamayacağı yönünde eleştiriler de varlığını
koruyor.