Bölgesel Gelişmenin Finansmanında Girişim Sermayesinin Rolü Sempozyumu



Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, 2009 rakamlarına göre toplam Ar-Ge harcamaları içinde özel sektörün payının yüzde 40'ın üzerinde olduğunu ancak bunun yetmeyeceğini belirterek, ''Bu payı mutlaka yüzde 60-65'lere çıkarmamız lazım. Bunu başardığımız zaman, toplam Ar-Ge harcamamızı yüzde 3'lere doğru çıkardığımızda, bunun 3'te 2'sini de özel sektör kanalıyla gerçekleştirdiğimizde Türkiye gerçek anlamıyla bilgi tabanlı, yenilikçi bir ekonomi haline dönüşecektir'' değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı koordinasyonunda ve Ankara Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde düzenlenen ''Bölgesel Gelişmenin Finansmanında Girişim Sermayesinin Rolü'' konulu sempozyum, Rixos Grand Otel'de başladı.

Devlet Bakanı Yılmaz, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, başkent Ankara'nın bir taraftan da çok önemli bir ekonomik merkez olduğunu söyledi. Kalkınma ajanslarını bütün illeri kapsayacak şekilde kurduklarını belirten Yılmaz, yeni bölgesel kalkınma anlayışının rekabetçilik kavramı üzerine oturduğunu ve tüm ülkeyi kucakladığını ifade etti. Yılmaz, 26 kalkınma ajansı bulunduğunu, 81 ili kucakladığını bunların çabasıyla bütün yörelerin potansiyelini yerel dinamikleri devreye sokarak hayata geçirmek istediklerini, burada Ankara'nın örnek bir ajans, örnek bir il olmasını istediklerini söyledi.

"Türkiye, Avrasya'da katma değeri yüksek ürünler üreten merkez olmalı"

Enerjiye bağımlı bir ülke olarak Türkiye'nin mutlaka yüksek katma değerli ürünler üretmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, yeni ilan edilen sanayi stratejisinin temelini de bunun oluşturduğunu, Türkiye'nin Avrasya'da katma değeri yüksek ürünler üreten merkez olması gerektiğini, bunu yapmak için çaba sarf edeceklerini anlattı. Sadece Ankara'da harcanan enerjiyle bunu gerçekleştirmenin mümkün olmadığını belirten Yılmaz, bütün ülkenin potansiyelinin harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.

''Son 3 yılda 600 milyon lira''

Girişim sermayesinin önemini vurgulayan Yılmaz, devletin bölgesel gelişme konusunda yeni bir rolü olduğunu, temel hizmetleri yapacağını, teşvikler, birtakım mekanizmalar oluşturacağını ancak asıl işi yapması gerekenin özel sektör olduğunu, devletin de piyasa dostu mekanizmalarla buna destek olması gerektiğini söyledi.

Kalkınma ajanslarının son 3 yılda hibe programlarında önemli yere geldiklerini belirten Yılmaz, ''Sadece 3 yıl içinde teklif çağrısına çıkıp projelere tahsis ettiğimiz hibe miktarı 600 milyon lira'' dedi.

Yılmaz, bunun yetmediğini, ortaklık kültürünü geliştirecek, yeni işletmeleri güçlendirecek mekanizmaları geliştirmek gerektiğini, bunun da girişim sermayesi anlamına geldiğini sözlerine ekledi.



"Planlı kalkınma dönemine başlanan yıllardan 2000'li yıllara kadar gelen süre adeta heba edildi"

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, planlı kalkınma dönemine başlanan yıllardan 2000'li yıllara kadar gelen sürenin adeta heba edildiğini, geç kalınmış bile olsa bölgesel kalkınma ajansı tanımının Türk insanının önünde durduğunu ifade etti. Yüksel, bölgesel kalkınma ajanslarının, bölgeler arasında farklılığın ortadan kaldırılması, ülkenin dinamiklerinin yeniden harekete geçirilmesi, yeni kavramların tartışılmasına vesile olması bakımından çok iyi bir fırsat olduğunu söyledi.

Kalkınma ajanslarının şehirler arasında bile çok ince bir kalkınma rekabeti sağladığını kaydeden Yüksel, kalkınma ajansının halkla buluşmasında, sektörel dengelerin sağlanmasında, Ankara mülki hudutları dahilinde kalkınmayı bu anlamda sağlama ve iyi yönetişim modelleri yapmada kararlı olduklarını ifade etti.

Bölgesel kalkınmada girişim sermayesinin rolü konuşulurken, inovasyon ve kadın girişimci konularının da mutlaka konuşulması gerektiğini anlatan Yüksel, çalışmalara rağmen, kurum ve kuruluşlar arasında iyi bir koordinasyon sağlanamadığı için inovasyon konusunun hak ettiği şekilde tartışılamadığını söyledi.



Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Balcı

Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım Balcı da 25 Temmuz 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Ankara Kalkınma Ajansında 9 Temmuz 2010'da Genel Sekreter olarak göreve başladığını, çalışma arkadaşlarının Ekim-Kasım 2010 döneminde işe başladığı dikkate alındığında 5-6 aylık geçmişe sahip genç bir ajans olduklarını anlattı. Halen, 28 uzman, 1 iç denetçi ve 6 destek personeli ile çalıştıklarını kaydeden Balcı, 2010 yılı sonlarında Doğrudan Faaliyet Destek Programına çıktıklarını ve 1 ay gibi kısa bir sürede 130 başvuruyu kabul ettiklerini belirtti. Yönetim kurulunun 17 projenin desteklenmesine karar verdiğini ifade eden Balcı, desteklenen projelerin bilgi ve iletişim teknolojilerinden lojistik sektörüne, sektörel rekabet analizinden yenilenebilir enerjiye, kırsal turizmin geliştirilmesinden, sağlıkta yenilikçilik çalışmalarına kadar uzanan çok geniş bir alanda bulunduğunu söyledi.

Bu çalışmalarla birlikte Ankara Bölge Planı hazırlıklarını da eş zamanlı olarak başlattıklarını belirten Balcı, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yol aldıkları bu çalışmada da sona yaklaştıklarını kaydetti. Balcı, ''Ankara Bölge Planı taslağını şu an DPT Müsteşarlığımıza ve ilgili kurum ve kuruluşlara görüşlerini almak üzere iletmiş bulunmaktayız. Plan hazırlama sürecinde paydaş bilgilendirme ziyaretleri, kalkınma kurulu ihtisas komisyonu toplantıları, bölge çalıştayları, ilçe ziyaretleri, ortak akıl toplantısı ve odak grup toplantıları düzenleyerek yaklaşık 800 paydaşa ulaştık. Ankara'da ulaşmadığımız, sorun ve çözüm önerilerini belirlemediğimiz hiçbir ilçe kalmadı. Paydaş yönetimi sürecinde elde edilen bilgi ve deneyimler, bölgenin amaç ve hedeflerinin belirlenmesinde etkili oldu. Bölge Planımızın onaylanmasını müteakip, proje destek çağrılarına kısa sürede çıkabilecek duruma gelmiş bulunuyoruz'' diye konuştu.

Girişimciliğin Türkiye için önemini vurgulayan Balcı, demografik yapısına bakıldığında Türkiye'nin genç nüfusunu girişimci bir güce dönüştürebildiği takdirde ekonomik alandaki rekabetçiliğini daha da üst düzeye taşıyabileceğinin görüldüğünü söyledi. Türkiye'deki nüfus gelişimine bağlı olarak önümüzdeki yıllarda daha çok gencin işgücü piyasasına girmesinin beklendiğine işaret eden Balcı, Türkiye'de daha fazla istihdam oluşturmak için de girişimciliğe, girişim sermayesine önem verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.