‘Kayıp Demiryolu’ Turizmin Hizmetinde

İstanbul’a kömür ve asker taşımak için inşa edilen ancak daha sonra kaybolan Haliç-Karadeniz Sahra Hattı, turizmcilerin yeni gözdesi oldu. İstanbul’a gelen çok sayıda turist rehberlerle eşliğinde kayıp hattı geziyor.

Birinci Dünya Savaşı şartlarında İstanbul’un elektriksiz, fabrikaların ve donanmanın kömürsüz kalmasını önleyen demiryolu hattına başlatılan keşif turları büyük ilgi görüyor. Yerli ve yabancı turstlerden oluşan 30’ar kişilik gruplar, hattı ‘Kayıp bir demiryolunun izinde’ başlığı ile geziyor.

Savaşta, Osmanlı’nın çaresiz kaldığı bir anda Enver Paşa’nın onayıyla inşa edilen ve günde yüzlerce ton kömür taşıyarak şehrin ayakta kalmasını sağlayan 62 kilometrelik demiryolu, Kağıthane Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarıyla hayata geçirilmeye çalışılıyor. Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Birinci Dünya Savaşı’nda tarihi misyon üstlenen demiryoluna sahip çıkılmasını istiyor. Kayıp demiryolunun, toplu taşıma ya da nostaljik turlar şeklinde kullanılabileceğini belirten Kılıç, hattın Eminönü’ne kadar uzatılarak diğer raylı sistemlere entegre edilmesini öneriyor. Bir kilometrelik yolun 4 milyon dolara mal olacağını ifade eden Kılıç, lokomotifin bir örneğinin de Amasya İl Özel İdaresi’nde bulunduğunu hatırlatarak “Alman turistlerin ilgi göstereceğini düşünüyoruz.” şeklinde konuşuyor. İstanbul’da kefedilmemiş turizm potansiyeli olduğunu dile getiren İl Kültür Müdürü Ahmet Emre Bilgili, İstanbul’a çok sayıda turist çekmek için turizm çeşitliliğinin de artırılması gerektiğini söylüyor. Demiryolunun izini süren turların, turizmi geliştirmek için güzel bir örnek olduğunu ifade eden Bilgili, götürülecek hizmetin köy sakinlerine de faydalı olacağı kanaatinde.

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği de projeyi destekliyor ve tur düzenliyor. Turlar, kayıp hat ile ilgili Kültür Bakanlığı’nın hazırladığı ‘düş istasyonları’ belgesel filminin gösterimiyle başlıyor. Silahtar’dan yola çıkarak Kurtkemeri’nde hat takip ediliyor. Orman içinde yaklaşık 7 kilometrelik bir orman yürüyüşü sonrası Çiftalan köyüne varan yürüyüşçüler, burada demiryolunun son istasyonunu gördükten sonra geziyi noktalıyor. 1914-1916 yıllarında Kağıthane-Kemerburgaz-Ağaçlı ve Çiftalan olmak üzere 4 ana istasyondan oluşan hattı bugün hemen hemen hiç kimse bilmiyor. Birinci Dünya Savaşı’nda başlayan kömür sıkıntısı şehir içi vapur hattını, fabrika ve elektrik santrallarını, Marmara, Ege ile Akdeniz kıyılarında yük ve yolcu taşıyan gemileri zor durumda bırakmıştı. Çanakkale Boğazı kapandığı için Akdeniz yoluyla kömür taşınması durmuş, tek kömür kaynağı olarak Zonguldak kalmıştı. Ancak buradan kömür taşıyan gemiler de Rus denizaltıları ve savaş gemileri tarafından batırılmıştı. Bu nedenle yeni kömür kaynakları arayışına gidildi. Kilyos Ağaçlı ile Çiftalan mevkiindeki kömür ocakları işletilmeye başlandı ve bu kömürlerin İstanbul’a taşınabilmesi için demiryolu inşası emri çıkarıldı. Böylelikle Haliç’in sonundaki Silahdarağa mevkiinden başlayıp Kağıthane Deresi’ni takip ederek Kemerburgaz’a ulaşan ve buradan ikiye ayrılarak Karadeniz kıyısına kadar ulaşan 62 kilometrelik bu hat inşa edildi.

50 yıldır uyuyan demiryolu hattı, üç gönüllü tarafından boydan boya yürünerek ortaya çıkarıldı. Hattın günyüzüne çıkarılması, Yeşilköy Şömendifer Alayı’nda asker olan ve demiryolunun yapımında çalışan Mukadder Dölen’in 1916 yılında çektiği fotoğraflara dayanıyor. 1999 yılına gelindiğinde, bu siyah beyaz fotoğrafları eline alarak incelemeye çıkan torunu Prof. Dr. Emre Dölen, 83 yıl sonra dedesinin izlerini takip etti. Prof. Dölen, zaman zaman yaşlı insanlara sorarak zaman zaman ıssız ormanlarda kaybolarak hattın izini sürdü ve güzergahı baştan sona ortaya çıkardı. Dölen’e hattın başka fotoğraflarını arşivleyen demiryolu meraklısı Mert Sandalcı ile Kağıthane Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin Irmak da eşlik etti. Yapılan incelemede kilometre taşları, demiryolunda çalışan işçilerin lojmanları ve ahşap köprülere ait kalıntılar da bulundu. Kağıthane Belediyesi de bu tarihî güzergahı uyandırmak için kolları sıvadı.

Demiryolu ağı topraklarla birlikte gitti

1856-1922 yılları arasını kapsayan 66 yıl içinde toplam 8 bin 434 kilometre demiryolu döşendi. Bu ağın 386 kilometrelik kısmı 1878 Berlin Antlaşması ile, 395 kilometresi 1885’te Doğu Rumeli’nin Bulgaristan ile birleşmesi sırasında, bin 326 kilometresi Balkan Savaşı ve 2 bin 526 kilometresi de 1. Dünya Savaşı dolayısıyla kaybedilen topraklarla birlikte elden çıktı. Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne 3 bin 801 kilometrelik demiryolu kaldı.