Burdur Gölü'nün kurtarılması amacıyla gölün kuzeyindeki Karakent Köyü'nde 3 yıl önce uygulamaya konulan 'Lisinia Doğa ve Anti Kanser Projesi' kapsamında, Burdur Gölü'ne Hayat Verelim Derneği ve 'Göle Yas' belgesel film ekibinin desteğiyle yarın 'Su Orucu' etkinliği düzenlenecek.
Burdur Gölü'nde 25 yıl önce başlayan ekolojik bozulma hızla devam ediyor. Önlem alınmazsa 20 yıl içinde Burdur Gölü tamamen yok olacak. Çevresi ve Türkiye için çok önemli bir yeri olan, son 25 yıldır uygulanan yanlış ekim ve sulama politikaları nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Burdur Gölü için düzenlenen su orucu, yarın saat 10.00'da Lisinia Proje alanında başlayacak ve 19.00'a kadar sürecek. Etkinlik kapsamında, pazar günü de Göle Yas Buluşması yapılacak. Konuyla ilgili Lisinia Proje alanında, Lisinia Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca, Göle Hayat Derneği Başkanı Şafak Türkel, dansçı Ziya Azazi ve Hollandalı sanatçı Rokus De Groot'un katıldığı basın toplantısı düzenlendi.
'Neden cezalandırıldık'
Lisinia Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca, baskılar, tehditler ve projenin önüne konan engellere rağmen yılmadan bu günlere geldiklerini belirterek, "Masum isteklerimiz vardı. Türkiye ve dünyanın tahrip edilmemiş doğası, insan ve özellikle çocukların gelecekteki sağlıklı yaşamlarıydı. Böylesine masum isteklerin kim ve kimlere zararı vardı ki biz cezalandırıldık, hala anlayamadık. Maddi destek diretmelerine rağmen almadık, fon ve hibe kabul etmedik" dedi.
Göl için sırt sırta verdik
Su orucu etkinliğiyle Lisinia Projesi'nin sonlanacağını ve başka bir formatta devam edeceğini aktaran Öztürk Sarıca, şöyle dedi:
"Ümitlerimin tükendiği anda ve yok oluşunu her gün hüzünle izlediğim Burdur Gölü'nün sessiz çığlıkları arasından 4 ay önce bir yönetmen, Şafak Türkel kamerasıyla çıkageldi ve 'Burdur Gölü'ne yas' dedi, 'Göle Hayat Verelim Derneği' dedi. Burdur Gölü için sırt sırta verdik ve inanılmaz bir mücadele içine girdik. Karar verdik ki göl için yapılabilecek tek bir şey kalmıştı. Son demlerini gölle yaşamak ve orucunu tutmaktı. Başlattığımız etkinlikle görüyorum ki dünyada ve ülkemde bizim gibi daha çok deli varmış, şimdi bütün deliler Burdur Gölü'nü kurtarmak için bir araya geliyoruz. Delilikle akıllılık arasındaki ince çizgiyi yorumlamak artık bundan sonra tüm dünya insanlarının işidir. Yapılması gerekeni yaptığımıza inanıyorum."
'Bir göl kurtarılabilirse kuruyan tüm gölleri kurtarmak mümkün'
Göle Hayat Derneği Başkanı Şafak Türkel de bundan 15 ay önce 'bir belgesel film kurumakta olan bir gölü kurtarabilir mi' sorusuyla yola çıktıklarını belirtti. Gölün kurtulması için yerelden evrensele bir duyarlılığı tetikleyerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Burdur Gölü'ne sahip çıkmasını hedeflediklerini kaydeden Şafak Türkel, şöyle konuştu:
"23 Eylül 2014 Salı günü Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi Akça önemli bir açıklamada bulundu. Burdur Gölü'nden başlayarak Türkiye'de tehlike altındaki tüm sulak alanları kurtarmak inisiyatifiyle eylem planını hazırladıklarını ve en geç 1 ay içinde Burdur'da yapacakları bir toplantıyla projenin detaylarını kamuoyuyla paylaşacaklarını beyan etti. Artık hedefimize bir adım daha yaklaştık, ama hem Burdur Gölü için hem de dünyamız için bizlere düşen çok fazla şey var. 27 Eylül'de Su Orucu ile Burdur Gölü ile kurumak ve gerekirse göl için yanmak gerek. Eğer bir göl kurtarılabilirse kuruyan tüm gölleri kurtarmak mümkün."
'Kartopu çığa dönüşebilir'
Burdur Gölü'nün kurumasına dikkat çekmek amacıyla yapılan etkinliklerde yer alan dansçı Ziya Azazi de küçük müdahalelerin bazen ciddi değişimlere sebep olduğunu anlattı. 1 derecelik ısınmanın bile dünyayı allak bullak edebileceğini belirten Azazi, "Bir kartopu çığa dönüşebilir ya da yokluktan kurtardığınız bir çocuk dünyayı değiştirebilir. İşte bu yüzden bizim küçücük kişisel çabalarımızın kelebek etkisi gösterip göle yeniden hayat vereceğine inandık ve bugün bu inancın gücünü görüyoruz. Aynı inançla bu hafta sonu yapacağımız su orucu ve göle yas, duyguların, sanatın ve yeterince çabanın kuruyan bir gölü bile kurtarabileceğini ispat ediyor" dedi.